Fakat Bilmedikleri Bir Şey Vardı...

50 4 0
                                    

Şimdiki zaman
*tanrısal bakış*

Onlar birbirini öpmüş, bütün dünya benliğine kavuşmuştu. Fakat bilmedikleri bir şey vardı...

***
Güne, içinde bas bas bağıran ve dışarı çıkmak için çırpının kurdu ile uyanan minik beden önce yüzünü buruşturmak zorunda kalmıştı. Fakat gözlerinin önüne serilen güzel, yakışıklı ve aklını başından alan o yüz ile karşılaşmıştı. O an ne içini parçalayarak dışarı çıkmaya çalışan kurdu ne de hissettiği garip hisler umurunda değildi. Tek umrunda olan bu eşsiz yüz iken açılan gözler ile paniklemişti.

Bir anda etrafını saran dumanlar ve kemiklerinde hissettiği sızlama ile çığlık atmıştı minik. Bütün kemikleri yer değiştiriyor gibiydi. İnlemeleri ve çığlıkları devam ederken büründüğü kurt formu ile Bay Kim'in şok dolu bakışlarına mâruz kalmıştı. "Ne oluyor lan? " şokla bağıran Bay Kim doğrulmuş ve elini uzatarak omeganın tüylerini okşamıştı. Karşısındaki kurt kafasını eline yaslayıp daha çok okşamasını sağlarken mırıldanmaya devam ediyordu. Ki Bay Kim'de korkunç bir kükreme ile dönüşüm yaşamıştı.

Bu sırada oluşan gürültü bembeyaz tüylere sahip olan ve kendisinden oldukça küçük duran minik Omegayı ürkütüp geri çekilmesine neden olmuştu. Siyahlar içerisinde olan Gita şaşkınlık içerisinde önce etrafına bakmış sonra ise korku ile kendisine bakan minik Omegaya bakmıştı. Omega ürktüğü için Gitadan olduğunca uzak bir köşede durup onun her hareketini izliyordu.

***

*10\07\1998*
*tanrısal bakış*

Yağmurun şiddetle yağışı, şimşek sesleri ve koşuşturan insanlar arasına çıplak ayakları ve sırıl sıklam olmuş bedeni ile dolaşan Park Soojin...

Gördüğü rüya ile korkuyla uyanmış hiçbir şey düşünmeden kendini atmıştı sokağa. Saat sabahın en erken saatleriyken etraf aydınlanmaya başlamamıştı bile. Karanlık ıssız sokaklarda çıplak ayakları ve ıslanmış elbisesi ile koşuşturan bir kadın. Aynı rüyasındaki gibi. Fakat bir fark vardı. Neredeydi hastalıktan yok olmak üzere olan kurtlar?

Etrafında dönerek onları arıyor, belki onu tekrar görme şansının olabileceğini düşünüyordu. Bir yandan onu bir daha göremeyeceğim diyordu kendi kendine fakat diğer yandan umudunu asla kaybetmiyordu. Umudunu kaybederse yaşayamazdı zaten. O 30 günden sonra hamile kalmış ve yaklaşık bir ay önce de doğum yapmıştı. Yaptığı doğum bu güne kadar olmuş ve olmayan bütün doğumlardan uzun, acılı bir doğum olmuştu. Hem doktorları hemde kendisini zorlayan bu doğumdan bir kaç saat sonra sanki hiçbir şey olmamış, o doğumu yapan kendisi değilmiş gibiydi. Bütün acılar yok olmuş, bütün sancılar bitmişti. Ondan sonra da bir daha bir şey hissedememişti.

Sonunda sahil kenarına varmış ve koşturmaya devam etmişti. Fakat nafile. Bulamıyordu onu. Bulmak zorundaydı. Bir süre öylece yürürken içinde hissettiği ürperme ve çekim ile ayakları bir kafeye doğru yol almaya başlanmıştı. Starman coffee...

Kafeye yavaş adımlarla giriş yapmiş, sağ taraftaki masallardan başlayarak bütün kafenin içini incelemişti. Kahve tonlarına sahip olan dizaynı, arkadan çalan sakin müzik ve loş ışıkla mükemmel bir ortamdı. Hayranlıkla kafeyi incelemeye devam ederken kalbini deli gibi attıran o kişiyi, kalbinin sahibi ile göz göze gelmişti. Kalbi ağzına atarken gerçeklik kavramı yok olmuş gibi idi. Rüya olduğunu düşünmeye bağlamıştı ki ona çarpan garson ile anlamıştı gerçek olduğunu, rüya olmadığını. Çünkü canı fazlası ile acımıştı. Garson özürlerini  peş peşe sıralar iken Soojin önemli olmadığını belirtmiş ve bir kaç adım ötesine kadar gelen sevdiğine dönmüştü nefesi teklerken gözleri dolmuştu.

Missing Child \taekook ||DÜZENLİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin