34. Bölüm

215 12 0
                                    

Kantine gelince Yekta ile masada oturan Çağan'ı gördüm.
Bir şeyler konuşuyorlardı ama Yekta biraz gergin gibiydi.

"Çağan, bütün tim benden nefret ediyor biliyorum. Hele ki Ayaz yüzüme bile bakmak istemiyor. Ama ben-"

Çağan ayağa kalktı ve Yelta'nın yakasından tutup kendine çekti.

"Bana bak lan! Ben kaç defa dedim sana demi?! 'Bizim timin dışına sır yayanlar bizden  değildir' diye. Annemin terörist olduğunu söyleyip herkesi birbirine düşüren sen değil miydin?"

Resmen beynime kan sıçramıştı. Hızlı davranıp Yekta'nın karşısına dikildim ve Çağan'ın elinde kurtardım.

Allah'tan kantinde kimse yoktu. Çağan'a dönüp baktım tekrar.

"Bu it mi annemin vatan haini olduğunu söylemiş?"

Elimle suratının ortasına bir tane geçirdim.

"Çağan, söyle bak elimde kalacak yoksa!"

Yine bir cevap alamamıştım. Yekta'nın ellerini arkasında birleştirip kafasını masaya koydum.

"Şikayet ederim seni Gece, atılırsın askerlikten!"

Kafasını kaldırıp masaya vurdum bu sefer. Dişlerimin arasında konuşuyordum.
"ATTIRSANA BENİ! HADİ YİYORSA ATTIR. BENDE KAFANI BÖYLE MASALARA VURA VURA YARAYIM KELLENİ."

Burnundan kanlar akıyordu. Tekme atmaya çalışınca bacak arasına geçirdim.

"BAK ALLAH'IN ADINI VERDİM NOLURSUN ŞİKAYET ET!"

Merdivenlerden inen Serdar ne olduğunu anlayamamıştı. Kantine girip beni kenara çekti.

"Lan manyak mısınız siz?!"

Kolumu Serdar'ın elinden kurtarıp parmağımı tehdit edercesine salladım.

"Bana bak lan! Sırıtma öyle beyninin pekmezini akıtırım!"

Bir anda herkes kantine doluşmuştu.
Ne olduğunu bile anlayamadan bir tane adam elimden tutup çıkışa doğru koşmaya başladı.

"Ne yapıyoruz pardon?!" Dedim.
Dalga gecer gibi baktı.

"Gördüğün gibi kaçıyoruz?"

Anında kendimi frenleyip elimi çektim.

"Manyak ne diyorsun sen?"

Garip garip yüzüme baktı.

"Ben daha onunla işimi bitirmedim."
Kısa bir an gülüp ciddi haline büründü.

"Bacım sıkıntılı mısın sen? Adam dövüp ne yapmayı planlıyorsun?"

Ellerimi göğsümde birleştirdim.

"Hem sen kimsin ya? Ben beyaz atlı prensimle kaçacaktım!?"

"Bacım buluruz prenside bi kaçalım sonra anlatacağım ben sana."

Bir şey demeyip koşmaya başladım. Yaklaşık 5dakika sonra harabe bir evin önünde durmuştuk.

Bel çantasından bir şişe su çıkarıp bana uzattı. Boş boş şişeye baktım.

"İçcen mi?"

Bir şey demeyip suyu kafama diktim. Boşalan şişeyi elimle ezip çöp kutusuna fırlattım. Tam isabet!

"Ee anlatmadın bana hala prensimi?"

Başını kaldırıp sabır çekti. Beni gören herkeste bu hareketi yapıyor be!

"Bak kızım, seni buraya getirmemi Çağan istedi. Arkadaşıyım ben onun. Ortalık sakinleşene kadar buradayız."

"Niye güveneyim sana?"
Kaşlarını çatıp suratıma bakınca elimi ağzıma götürüp fermuar yaptım. Eliyle yalandan yakalayıp cebine attı. 2 dk sonra yine dayanamamıştım.

"Doktoru kimin dövdüğünü düşünüyorlar?"

"Gidip kafasını duvarlara vurdu derler."

"Niye salak mı bu?"

Derin bir nefes verip yüzüme baktı bir süre.

"Yok, çok konuşmuşsundur da ondan. Adama illahlah ettirmişsindir."

Suratımı asıp yere oturdum. Çiçeklerden birine elime atıp tek tek yapraklarını koparmaya başladım.

"Sıkıntıdan;

Kafayı yicem,
Yemicem,
Yicem,
Yemicem,
Yice-"

Çiçeği elimden çekip yere fırlattı.

"Çağan senin kötü yönlerinden biraz bahsetmişti ama-"
Başını kaldırıp garip garip baktı.

"Kızım sen ne sıkıntı bir şey mişsin ya?!"

Kaşlarımı çatıp yüzüne baktım.

"Teessüf ederim!"

Sırıtıp evin kapısını açtı.

"Ya sormayayım sormayayım diyorum ama burda ayı var mıdır? Hayır yani izin günümü ayılarla geçirmek istemiyorumda ondan."

"Var Gece var. Kurtta var, ayı da var, öküzde var, davarda va-"

Bıkınlıkta elimi ağzına kapattım.
"Off tamam, yeter. Anladık dişi kurt olan bende varım, öküz olan sende varsın."

"Kurtla öküz pek yakışmadı ama olsun."

Sesimi azaltıp konuştum. Uykum geliyordu.

"Yakışmasın zaten! Bu kurtun bozkurtuda var."

Gülüp elindeki odunu şömineye attı.

"Ya çen bozkurtun asenası mı oldun yaa?"

Gözlerimi hızla açıp parmağımı ona doğru salladım.

"O odunu kafanda parçalarım senin!"














B PLANI - YüzbaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin