46. Bölüm

126 10 0
                                    

Bölümler neden eskisi kadar çok okunmuyor? Emek var sonuçta ortada. 🌟'a basabilir miyiz lütfen.

  Yemeğim bitince ayranımı kafaya diktim. Ayaz bir ayran yetmeyince ikincisini istemişti.
Ellerimi karnıma koydum. Bu göbek nasıl eriyecekti?

Enes ve Emir'de yemeğini bitirmişti.
"Ayaz gelsin kalkalım yenge." Başımı salladım.
İyi insan lafının üstüne gelirmiş. Ayaz dalgalı saçlarını düzeltip alnımdan öptü.

"Ben hesabı ödeyeyim birlikte çıkarız."
Görevli kadın masaya yaklaştı.

"Beyfendi Gece Hanım hesabı ödemişti."

Ayaz bakışlarını bana çevirince bütün şirinliğimle gülümsedim.
"Bu sefer benden olsun."
"Öyle olsun bakalım."

Emir'in yanına gidip elinde tuttuğu ceketimi aldım.
Enes hala sırıtarak Serdar'ı izliyordu.
"Birazdan evlenme teklifi ederse şaşırmam." Gözlerimi kısıp Enes'e baktım.

"Uğraşma çocukla."
Emir dediğim şeye gülmüştü.
"Peki çocuk dediği kişinin evde üç dürüm gömmesi?"

Ayaz arkasından çıkardığı milkshaki elime verip çıkışa ilerledi. Enes ve Emir'de peşimizden geliyordu. Elimdeki milkshaki keyifle içerken Ayaz'ı izliyordum.
Uzaktan gelen bir teyze karnımdaki elime baktı.

"Maşallah, kaç aylık?"
Dalgınlıktan teyzenin sorduğu soruyu yanlış anlamıştım.

"Restoranda yedik teyze."
Emir ağzındaki suyu yere püskürtmüştü. Teyze kaşlarını çatıp yalandan üstüne gelen su damlalarını silkti.

"Anlamadım kızım dalgamı geçiyorsun benimle?"

Jeton düşünce şaşkınlıkla elimi karnımdan çektim.
"Teyze kusura bakma yanlış anladım. Hamile değilim ayrıca."

"Olur inşallah kızım ne diyeyim. Neyse ben bir gideyim şu restorana."
Yüzüm utançtan kıpkırmızı olmuştu neredeyse. Ayaz beni göğsüne çekip çenesini başıma bastırdı.
O da gülme krizine girmişti.
Bartu elindeki sigarayı söndürüp yanımıza geldi.

"Hayırlı olsun yenge. Restorandan mı aldın?"

Sinirle kaşlarımı çatıp Ayaz'ın kollarından ayrıldım.
"Bana bakın! Arkadaş falan demem sıkarım kafanıza. Ayağınızı denk alın."
Dediğim şeyle daha çok gülmeye başlamışlardı. Onlara göz devirip arabaya ilerledim. İki adam arabaya yaslanmış pişmiş kelle gibi sırıtıyordu.

Bakışlarımı yerdeki içki şişelerinde gezdirdim.

"Selam Kııızz!"
İkiside ağzını yamultarak konuşuyordu.
Elimi ağzıma koyup kıkırdadım.

"Arabamı alabilir miyim izninizle?"
Sarı saçlı bir adam ellerini arabanın camında gezdirdi.
Unutma Gece, dokunmayacaksın oraya.

"Burdaki sarı salak kim lağğnnn?"
Deli gibi üçümüzde kahkaha atmaya başlamıştık.

"Oğlum salak mısınız siz? İçip içip arabanın önüne sızıyorsunuz." Gülmekten konuşamıyordum.

"Sen çoook güzel gülüyoooğn amaağ."

Bir anda ciddileşip adamın kollarından tutup kenara fırlattım.
"Sizede yüz veriyoruz astar istiyorsunuz."

Belimde hissettiğim ellerle geriye çekildim. Ayaz'dır kesin.
Arkamı döndüğümde Çağan'la karşılaştım.

"Aa selam!"
O aksine çok sinirliydi.

"Şu sarı salağı kenara attımda. Diğeri inat ediyor. Yardım eder misin?"

"Seni de ya teröristten yara bandı isterken, ya da ayyaşlarla kahkaha atarken buluyoruz. Ne bela birşeysin ya sen!?"

Arkamızdan bağırarak koşan Ayaz'a baktım. Söve söve geliyordu yiğidim.

"Ulan iki dakka gülelim dedik. Bir yerinde durmadın Gece. Bu şerefsizler ne arıyor arabanın yanında!"
Aynen ben attım onları arabaya.

"Ya ben miyim içip kenara köşeye sızan! Hem beni sürekli korumayı bırakın artık. Bende askerim." En sonunda patlamıştım. Ayaz başını yere eğip beni kendine çekti. Sıkıca sarılıyordu.
"Çok korkuyorum anlamıyor musun? Sana bir şey olacak diye ölüyorum ben."

Ellerimle saçını okşayıp yanağından öptüm.
"Sen varsan bana birşey olmaz Yüzbaşım, korkma."

B PLANI - YüzbaşımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin