B PLANI - Yüzbaşım

4. Bölüm

Yüzbaşını arkamda bırakıp diğerlerinin yanına indim.

"Hoşgeldiniz komutanım."

"Hoşbuldum Serdar."

Dördümüzda sıraya geçmiş Yüzbaşıyı bekliyorduk.
10 dk sonra çatık kaşlarla yanımıza gelmişti.

Lan bu adamda da kaş kalmayacak çatmaktan.

Bir buçuk saattir hiç durmadan koşuyorduk.

"Yüzbaşı bu kadar acımasız değildi bi noldu buna yaa?!"

"Bana garezi var heralde geldiğimden beri böyle."

Kendi aramızda sessizce konuşurken Ayaz Yüzbaşı beni kolumdan çekip yanına almıştı.

"Konuşmayı kesecek misin artık?!"

Sert bakışları üzerimde gezinirken tekrar bağırdı.

"Karşında Yüzbaşı var hareketlerine dikkat et. Bu time yeni geldin ve burda ki herkes gibi davranmak zorundasın!"

Karşımda her ne kadar Yüzbaşı da olsa benimle böyle konuşmaya hakkı yoktu.

Yaralanan bileğimi tutup tekrar sıktı.
Bartu olanları farkedip hemen yanımıza gelmişti.

"Ayaz kendine gel abi bu kadar sert çıkışacak birşey yok."

Bartu Ayaz'ı sakinleştirmeye çalışırken ben ise kanayan bileğimi saklamaya çalışıyordum.

"Serdar sen Gece Üsteğmeni revire götür pansuman falan birşey yapılsın."

Serdar'ı beklemeden silahımı alıp revire gittim.

Kapıda beyaz önlüklü, siyah uzun saçlı bir kadın vardı. Yanına yaklaşınca hemen diğer doktorlara haber verdi.

"Üsteğmenim siz içeri geçin ben yaranıza bakayım."

Hızlı adımlarla içeri girip koltuğa oturdum. Doktor gelince bileğimdeki bandanayı çıkarıp çöpe attım.
Yanıma oturup bileğime pansuman yapmaya başladı.

"Adın ne?"

"Üsteğmen Gece Yücel."

Gülümsedi.

"Doktor Asel bende."

"Ayaz komutanın Timi'nde misin?"

Adını duyunca kaşlarım çatıldı.
Sesimi alçaltıp konuştum.

"Malesef."

"Neden? Ayaz Yüzbaşı çok düşünceli biri." Kapıya bakıp gülümsedi.

O başka Ayaz olmasın.

"Sanmıyorum."

Gözlerim kapıya kayınca Ayaz Yüzbaşı'nın kapıya yaslanıp bizi izlediğini gördüm.

Beni fark edince duruşunu dikleştirip içeri girdi.

"Asel sende ağrı kesici var mı? İlhan'ın
kolu ağrıyormuş da."

"Pansumanı yapalı daha bir saat olmadı eğitimden sonra söyle yanıma gelsin."

Ayaz yanıma yaklaştı.

"Bartu akşam seni eve bekliyormuş."
Kolumdaki sargıyı düzeltirken konuştum.

"Gelmeyeceğimi söylersin."

"Söylemeyeceğim çünkü geleceksin. Akşam hazır olunca ara seni alırım."

Telefonumu alıp numarasını kaydetti ve Asel'e selam verip odadan çıktı.

Şeytan diyor çıkar silahı vur!
Ama şeytana uymuyoruz işte.