6

101 8 19
                                    

Yemek masasının etrafında hizmetçiler Mikey'in korumaları vardı. Masada oturanlar ise ben Mikey bugün tanıştığım Rindou ve tanımadığım birkaç kişi vardı. Aslında yakışıklılardı. Ama onlara bakarsam Mikey'in ağzıma sıçacağını biliyordum. Herkes çok sessizdi. Ortamda bir gerginlik vardı Mikey ise sadece beni izliyordu. Başımı kaldıramıyordum.

"Hadi herkes yesin!"

Mikey'in emriyle hepsi önündeki tabakları yemeye başladı. Ben ise hâlâ bakınıyordum. Bu gergin ortamda yemem imkansızdı. Mikey bana doğru eğilip fısıldadı

"Emrimi duymadın sanırım?"

Ona bakmadan çatalımı aldım. Tabağımdan azar azar yemeye başladım. Ben yerken herkes bana bakıyordu sanki ilk defa yemek yiyen insan görüyolar amk!

"Ne kadar da şirin!"(Ran)

"Ran sen canına susadın heralde?"(Sanzu)

"Hayırdır Sanzu abime karışma hakkını kim verdi?"(Rindou)

Ne yani Rindou ve Ran dedikleri adam kardeşmi?

"Bi dakika ya! Siz kardeşmisiniz Rindou?"

"Evet nolmuş?"(Rindou)

"Ran sana kızdım ama harbi şirinmiş HDKDBDKSBDK"(Sanzu)

"Tabi oğlum patron her zaman en iyisini bilir."(Ran)

"Kesin sesinizi!"(Mikey)

Mikey'in bağırmasıyla hepsi sustu. Bacağımda bir el hissetmemle refleks ile hızla ayağa kalktım. Herkesin gözü bana döndü.

"Ohh yok bişey siz devam edin. Lavaboya gitmem gerek"

"Dur sevgilim sana lavaboyu göstereyim."(Mikey)

Mikey ayağa kalkıp kolumdan tuttu. Beni yukarı çıkardı. Yatak odasına girip kapıyı arkadan kapattı.

"Ben sana 'benden başka erkeklerle konuşmayacaksın' demedim mi?"(Mikey)

"Ama şey... Yani onlar senin adamların değil mi zaten? Konuşamaz mıyım?"

"Asla. Onlar yavşağın önde gideni. Ben yokken seni bile... Düşüncesi bile delirmeme yetiyor!"(Mikey)

Mikey'in sinirlendiğini anlamıştım. Ama bi mafya sinirlenince nasıl sakinleştirilir ki? Ben Kazu sinirlenince ona hep sarılırım o da sakinleşirdi. Belki Mikey'de de işe yarar. Sinirle duvara yumruk attı. Ne kadar sert attıysa elinden kan damlıyordu.

"Manjiro..." Titreyen sesimle seslendim. Bana baktı ama öfkesi hâlâ yerindeydi. Koşarak boynuna atladım ve sıkıca sarıldım. Şaşırdığını geç tepki vermesinden anladım. Sıkıca belime sarılmıştı. Ondan ayrıldığımda şaşkınlığı geçmemiş gibiydi.

"Bu... Ne içindi?"(Mikey)

"İçimden geldi"

Yanağıma hafif bir öpücük kondurdu

"Peki bu ne içindi?"

Gülümseyerek başını öne eğdi

"İçimden geldi"(Mikey)

Ellerini farkettim hâlâ kanıyordu. İşaret parmağımla elini gösterdim

"Pansuman etmemiz lazım kanıyo"

Elini geriye saklayıp  "Gerek yok iyiyim" dedi. Kolundan tutup yatağa oturttum. Banyoya doğru yönelince bileğimden tutup durdurdu.

"Nereye?"(Mikey)

"İlk yardım çantasını alıp geleceğim kaçmıyorum merak etme."

"Kaçamazsın zaten. Benim olanı direk bulurum."(Mikey)

"Tamam tamam boş yapma bekle geliyorum "

Bu söylediğime kızdığını hissettim. Ama önemsemeden banyoya gidip ilk yardım çantasını alıp geldim. Yarasını pansuman ederken derin bir sessizlik vardı. Gözleri sürekli üzerimde gezdiği için geriliyordum. Sargı bezini sıkıca sardıktan sonra ilk yardım çantasını yerine koymak için ayağa kalktım. Kalkmamala Manjiro'nun sarılması bir oldu. Başını göğsüme yaslamış belimi sanki her an gidecekmişim gibi sımsıkı sarıyordu. Neye uğradığımı şaşırmış bir şekilde tepkisiz kaldım. Boşta kalan elimle saçlarını okşadım

"Sensiz yapamıyorum lütfen anla beni. Yaşama sebebim sensiz Akemi. Sen olmadan ben bi hiçim..."

Küçük UkalaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin