Chapter 4: Unexpected offer

515 60 8
                                    

Merhaba bebekler. Nasılsınız? Keyifli okumalar. Love y'all 🤎

~•~•~Elaine Laila Parker~•~•~

~•~•~26.06.2024~•~•~

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Bir daha ondan tarafa bakmamıştım.

Tabağımdaki yemekle ilgileniyormuşum gibi yapıyordum. Ama tek yaptığım yemekle oynamaktı.

Yemek faslı bittiğinde geniş misafir odasına geçtik.

İki kral karşılıklı kanepede oturup bir şeyler konuşmaya başladılar.

Kraliçeler de yan yana oturmuş Calypso'ya özgün içeceğimizden içerek sohbet ediyorlardı.

Bense elimde kadeh düşüncelere dalmıştım.

"Gerçekten böyle bir damadımız olacağı için çok mutluyum kraliçe Lidia." dedi kraliçe Hestia ve beni anlık olarak düşüncelerimden ayırdı.

Konuşmanın başını duymamıştım ama bana iltifat ettiği kısmı duyduğum için hafifçe gülümsedim ve teşekkür ettim.

"Gerçekten öyle. Küçük kardeşim çok şanslı." diye ekledi prenses Annemarie.

Kraliçe Hestia kızına döndü ve gülümseyerek elini tuttu ardından beni dumura uğratacak şeyi söyledi.

"Luna da evleniyor. Düğün gelecek hafta."

Bir an beynimde şimşek çaktı.

"Luna mı?" dedim kısık sesle.

Ama yanımdaki beden duymuştu.

"Evet." dedi beni onaylayarak. "Bu ablam Luna. Annemarie ablam da senin ablan ile konuşan."

Şaşkınlıkla bakışlarımı Lilith'le konuşan sarışın kadına çevirdim.

Daha sonra gözlerim yanımdaki bedeni buldu.

Yüzümde gördüğü ifade kaşlarını çatmasına neden oldu.

Kalbim şiddetle çarpıyordu.

Eğer o, prenses Annemarie'yse ve annesinin yanında oturan kadın da prenses Luna'ysa ve gelecek hafta evleniyorsa ben kiminle evleniyordum?

Küçük kardeşim...

Prenses Luna 3. çocuktu...

Ve ondan küçük tek bir kişi vardı.

Prens Agron...

Bir anda ayağa kalktım. Herkesin bakışları beni buldu.

Gözlerimin dolduğunu hissederken hiç kimseyi umursamadan kapıya doğru yürüdüm.

Kral arkamdan "Cyrus..!" diye bağırdı.

Adımlarım bir an bile durmadı ve direkt merdivenleri ikişer üçer çıkarak kendimi odama kilitledim.

Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.

Beni prens Agron ile evlendiriyorlardı.

Bir erkekle.

Üzerimdeki bembeyaz takıma baktım ve daha çok ağladım.

"Lanet olsun... Lanet olsun..."

Lilith resmen benimle dalga geçmişti. Onurumu ayaklar altına almıştı.

Bana beyaz gelinlik gibi takım giydirip beni aşağılamıştı.

"Hepinizden nefret ediyorum... NEFRET EDİYORUM..."

Bu sırada kapım tıklatıldı.

Ardımdan kim gelmişti bilmiyordum ama muhtemelen annemdi. Bu sarayda bir tek o beni önemsiyordu zaten. Fakat kimseyle konuşmak istemiyordum.

"Anne git..!" diye bağırdım kapıya doğru.

Sinirliydim ve onun bir suçu yoktu. Kalbini kırmak istemiyordum.

"Benim." dedi kapıdaki kişi.

Sesini duyduğum gibi sinirden gözlerim seğirdi.

Hışımla ayağa kalktım ve kapıyı açtım.

"Ne istiyorsunuz?!" diye bağırdım.

Perişan olmuş yüzümü inceledi ve kaşları çatıldı.

"Siz..." dedi ve duraksadı. "Kiminle evleneceğinizi bilmiyor muydunuz..?"

Anlamıştı.

Yaşlı gözlerimle öylece yüzüne baktım. Zar zor sesimi bularak "Biliyor gibi mi gözüküyorum?" diye sordum.

Sesim beklediğimden de pürüzlü çıkmıştı.

Bir anda beni kendine çekti ve sıkıca sarıldı.

Ellerim öylece havada kaldı. Fakat bir süre sonra kendime gelip ellerimi sırtına koydum.

"Özür dilerim." dedi fısıltıyla.

Anlamıyordum.

O niye özür diliyordu?

"Benden özür dilemesi gereken çok kişi var. Ama siz onlardan biri değilsiniz." dedim ağlamaktan kısılan sesimle.

Benden ayrıldı ve elleri yanaklarımı buldu.

"Cyrus Calypso, eğer istemiyorsanız bu evliliğin olmaması için elimden gelen her şeyi yaparım." dedi gözlerimin içine bakarak.

"Ama..." duraksadı.

Ben öylece ona bakarken hafifçe gülümsedi.

"Ama lütfen iyi düşünün ve bana izin verin."

"Ne izini?" diye sordum anlamayarak.

Yanaklarımdaki elleri ellerimi buldu.

"Evlenin benimle Cyrus ve sizi bu cehennemden kurtarmama izin verin."

ROYALTY •|• BxB •|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin