Hello everyone. Keyifli okumalar. Love y'all 🤎
~•~•~Elaine Laila Parker~•~•~
~•~•~07.07.2025~•~•~
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~
On, on beş, nihayet yirminci dakika geçtiğinde endişeyle Agron'a döndüm.
Bakışlarımı hissetmiş gibi bana dönerken "Esmeralda ve Zephyr hala gelmedi." dedim huzursuzca.
Karşılık olarak başını sallayıp "Gidip bakalım mı?" diye sordu ve cevap vermemi beklemeden ayağa kalktı. "Umarım abim hayattadır." diye eklemeyi de unutmamıştı.
Endişeme rağmen göz devirip hafifçe gülümsedim. O kadar da değildi.
Ben de peşinden ayaklanınca ikiz elfler kısaca bizi süzdü ve İvay "Yerinizde olsam sessizce oturur beklerdim." dedi hafifçe gülümseyerek.
Ayvi de gülümseyerek onu onaylarken hiçbir şey anlamayan Agron ve benim bakışlarımız buluştu. Az önce bir şey mi ima etmişlerdi? Yoksa bana mı öyle gelmişti?
Bir iki dakika da böyle gitsek mi kalsak mı diye düşünürken geçince kayıp ikilinin geri dönmekte olduğunu fark ettik.
Onlar yaklaştıkça netleşen görüntüleri yüzünden gözlerim şaşkınlıkla büyümeye başladı. Zırhlarının tokaları açılmış, kıyafetleri kırışık, dağınık, üstleri toz toprak içinde, saçları bir birine girmiş ve en önemlisi dudakları şiş ablam ve Zephyr...
Böyle bir görüntü karşısında ne düşünmeliydim? Savaştan çıkmış gibilerdi, ama ne tür bir savaş?
Daha dikkatli bakıp Zephyr'in sadece şişmekle kalmayan, patlamış ve kanı kurumuş dudağını görünce şaşkınlıkla ablama döndü.
Kutsallar aşkına, abla adamı mı yedin?
Ablam, benim ona göre aptal olarak nitelendirdiği ifademe yandan bir sırıtmayla cevap verdi ve geçip hiçbir şey olmamış gibi ağaçlardan birinin dibine oturdu.
Agron'sa ablama çok dikkat etmeden direkt abisine odaklandığı için onun ablamdan dayak yediğini düşünmüş şu an koca adamla dalga geçiyordu.
Zephyr'se çok mutlu görünüyordu ve Agron'un onunla dalga geçmesini bile umursamıyordu. Kaçamak bakışları sürekli ablamın üzerindeydi.
"Agron." diyerek aptal adamımın dikkatini çektim.
O bana döndüğü gibi kolundan tutarak sessiz bir köşeye sürükledim bedenini. İtiraz etmeden onu yönlendirmeme izin verdi.
Sessiz ve diğerlerinden birazcık uzak bir köşeye geçtiğimizde anlamazca "Ne oldu yavrum?" diye sorarken aşırı tatlı görünüyordu ama konumuz bu değildi.
Onu daha fazla merakta bırakmamak için "Sanırım bir düğünümüz daha var." dedim sırıtarak.
Sırıttı ve "Eh zaten yavrum. Daha yeni mi farkına vardın? Şu meseleler bir bitsin, kalbimin reisi seni evimin de reisi yapacağım. Az kaldı." dedi pişkin pişkin.
Omzuna acıtmayacak şekilde vurdum ve "Salak, bizimkinden başka bir tane daha olacak anlamında dedim ben." diyerek kaşlarını çatmasına neden oldum.
Bir kaç saniye düşündükten sonra "Kimin..?" diye sordu tereddütle.
Büyükçe gülümseyerek "Kardeşlerimizin." dedim.
Önce kaşları çatıldı ve kimlerden bahsettiğimi anlamadı tabii. Aydınlanma yavaş yavaş gelirken gözbebekleri büyüdü, daha sonra şaşkınlıktan açılan ağzını kapatarak ağacın dibinde dip dibe oturan ikiliye döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROYALTY •|• BxB •|•
ФэнтезиSesini duyar duymaz kolumdaki yılanın varlığı kayboldu. Ona baktığımda sinirlendiğini gördüm. Tek kaşım havaya kalktı. "Tam olarak neye sinirlendiniz?" diye sordum sırıtarak. Gözlerini kapattı ve derin nefes aldı. Yılanını kıskanmıştı. Elimi çenesin...
