Chapter 16: Awakening of inner power

388 59 15
                                    

Merhaba. Çok heyecanlı bir bölümle karşınızdayım. Bol aksiyonlu olacak. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar. Love y'all 🤎

~•~•~Elaine Laila Parker~•~•~

~•~•~22.10.2024~•~•~

~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~

Her ne kadar oldukça uzun bir süre gibi gelse de sadece 5 dakika baygın kalmıştım.

Agron'un elini yanağımda hissederek gözlerimi açtım ve direkt dolu dolu olmuş, endişeli gözlerle karşılaştım.

"Bebeğim..." dedi titreyen sesiyle. "İyi misin?"

Güçlükle de olsa başımı salladım.

Agron alnını alnıma yasladı ve iyi olduğumdan emin olmak için kendine biraz süre tanıdı.

Geri çekilip alnımı öpünce gözlerimi kapatıp huzuru hissetmek istedim ama dışarıdan gelmekte devam eden çığlık sesleri beni gerçekliğe döndürdü. Huzur şu an çok uzaktı.

Birazcık toparlanarak "İyiyim." dedim ve onu kendimden ayırdım.

Ellerimi yanaklarına yerleştirerek yaşlar boşalan gözlerinden öptüm.

"Kalkmama yardım et lütfen. Dışarı çıkmalıyız."

Göz yaşlarını sildi ve beni kaldırdı.

Başım dönse de ona ayak uydurdum ve mümkün olan en hızlı adımlarla dışarı çıktık.

Dışarı çıktığım gibi irkildim. Ortalık mahşer yeriydi. Oldukça korkunç bir manzara bizi bekliyordu.

Gece olmasına rağmen gökyüzünde ağır kara bulutlar toplanmıştı. Kanlı ay yükselmişti.

Düğüne katılan konukların bazıları dehşet dolu çığlıklar atıyor, bazılarıysa korku dolu gözlerle etrafa bakıp neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Nikahın olacağı alana çevirdim bakışlarımı. Babam ve kral Eres kılıçlarını çekmiş kraliyet ailelerini korumaya çalışıyordu.

Luna, dizleri üzerine çökmüştü. Bembeyaz gelinliğine kan bulaşmıştı. Alastor yanında değildi. Komutan olarak askerleriyle savaşıyordu. Prenses Celine Luna'ya destek olmaya çalışıyordu.

Bir anda bastıran enerji başımda keskin ağrıya neden oldu, karanlık ve uğursuz bir enerjiydi. Gözlerimi kapatıp başımı aşağı eydim. Bir şey geliyordu...

Kulaklarım uğuldasa da "Saldırın!" diye bağıran birini duydum ve başımı kaldırdım.

Sanırım bağıran kral Eres'ti. Çünkü görevi kraliyet ailesini korumak olan, Darkar özel muhafız birliği derhal saldırıya geçmişti.

Kalabalık, korku dolu bir uğultu halinde çalkalanırken, çelik zırhlarla kaplanmış düşman askerleri anlamsız çığlıklar eşliğinde onlara saldırıyordu.

Bu zaman o askerlerden biri yüzünü bana çevirdi ve gördüğüm manzara dehşetle yutkunmama neden oldu.

Askerin yüzü, sanki cehennemden kopmuş yaratıklar gibiydi, soluk gözleri ise ölüm kadar soğuktu.

Kısa bir an titredim. Biz neyle karşı karşıyaydık böyle?!

Kral Eres'in askerleri var güçleriyle karşı koymaya çalışıyorlardı, ancak hızla düşen düşman askerleri geri kalkıyor, tekrar saldırıya geçiyorlardı.

Gördüğümüz manzaradan dehşete düşerek "Bunlar ne tür yaratıklar böyle?!" diye bağırdı Agron.

Askerler yerde kanlar içinde kıvrananları öldürmek için kaç kez daha hamle yapsalar da ölmüyorlardı...

ROYALTY •|• BxB •|•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin