Hello hello. Nasılsınız? Uzun süredir pek aktif değilim ve beklettiğim için özür dilerim. Türkiye'de yaşayan birisi olmasam bile kalbim her zaman ikinci vatanım Türkiye'yle. Bu yüzden böyle insanlığa sığmayan olaylar olurken bölüm atmayı pek uygun bulmadım. Açıkçası pek hevesim bile yoktu bu sıralar. Hapsedilen öğrenci kardeşlerimizin haberlerini görünce heves falan kalması imkansız zaten. Onlar için adalet diliyorum.
Yine de bölüm bekleyen kişiler var olduğu için bir şeyler yazmam gerektiğini düşündüm. Belki kimileri için azıcık moral olur. Ama çok zor. Mart ayından beri şu kadarcık bölümü yazıyorum. Şimdi nisan olmuş... Çok uzatmadan, keyifli okumalar. Love y'all 🤎
~•~•~Elaine Laila Parker~•~•~
~•~•~05.04.2025~•~•~
~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~
Atımla en önde ilerlerken hemen ardımda Agron, Cercy ve gardiyanlar eşliğinde aile üyelerimiz vardı.
Calypso sınırına az kalmıştı ve şimdiden vücudumdaki semboller sızlamaya başlamıştı.
Dizginleri sıkarak acımı dindirmeye çalışsam da canım yanıyordu. Özellikle göğsümde K harfi kazınmış bölge alev almıştı sanki. Bu yüzden bir kaç kez art arda yumruk yaptığım elimle vurdum o noktaya.
Yüzümü buruşturarak dik durmak için çabaladım. Sebebini bile bilmezken kimseyi boşu boşuna endişelendirmek istemiyordum.
Gerçekte ise içimde bir nokta sebebi tahmin ediyordu, ama bunu kendime yediremediğim için kimseye bahsetmek istemiyordum.
Arkadan Agron ve Cercy'nin kısık sesli konuşması geliyordu. Dikkatimi onlara vererek acıyı azıcık da olsa görmezden gelmeyi seçtim.
"Yılanlardan bir haber var mı?" diye sordu Agron kısık sesle.
Ardından Cercy'nin düşünceli sesi duyuldu.
"Evet." dedi duraksayarak ve "Haberler iyi değil." diye devam etti. "Lilith ve Diablo Calypso tahtını ele geçirmiş. Şimdi de ordu topluyorlar."
Yumruklarımı sıktım.
"Peki Korgan?" diye sordum istemsizce.
İkisinin de duraksayıp bana döndüklerini hissettim. Nitekim arkamı döndüğümde haklı olduğumu anladım. Atımı durdurup bana yetişmelerine izin verdim.
"Korgan da orada." dedi Cercy soruma ithafen. "O ikisinin maşa olduğunu zaten biliyorsun."
Başımı salladım.
"Peki ilk olarak nereye saldıracakları bilgisini aldınız mı?"
Cercy başını salladı.
"Maalesef o konuda kimse bir şey bilmiyor. Komutanlar bile."
Düşündüm.
Nere olabilir? Nereye saldırmak onlara yol açar, avantaj sağlar?
"Bence, Zephyr ve Esmeralda ile konuşalım." diyerek düşüncelerimi böldü Agron. "Tanıdığım en iyi savaşçılar onlar. Bence, bize çok yardımcı olabilirler."
İstemsizce gülümsedim.
Bu harika bir fikirdi.
Gülümseyip "Aferin Agron. İki savaş dehamız varken neden kafa patlatalım ki?" diyerek benimle aynı düşüncede olduğunu belirtti Cercy de.
Tam bu sırada bir ok ıslık çalarak yüzümü bir kaç santim kala sıyırıp yanımdaki ağaca saplandı.
"Dikkat!" diye bağıran Agron anında kılıcını çekerken askerler de savaş pozisyonu almıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ROYALTY •|• BxB •|•
FantasiSesini duyar duymaz kolumdaki yılanın varlığı kayboldu. Ona baktığımda sinirlendiğini gördüm. Tek kaşım havaya kalktı. "Tam olarak neye sinirlendiniz?" diye sordum sırıtarak. Gözlerini kapattı ve derin nefes aldı. Yılanını kıskanmıştı. Elimi çenesin...
