25.bölüm

260 14 5
                                    

"hassiktir" dedim panikle . Karşımda aslan desen değil , geyik desen değil , kurt desen hiç değil acayip bir hayvan vardı ve ben şu an korkudan altıma edebilirdim.

"Tatlı hayvancık" dedim ve yavaş hareketlerle uzaklaşmaya başladım . "Bana zarar verme olur mu ?" dedim ve biraz uzaklaşınca arkamı dönüp ayaklarımı kıçıma vura vura koştum.

İnsan ölümle burun buruna gelmeden anlamıyordu ölümün ciddiyetini .  Ben ölmek istemiyordum . Ben sadece unutmak istiyordum .

Ne kadar yürüdüm bilmiyordum ama baya uzaklaşmıştım ve kimsenin ruhu duymamıştı . Belki şu an beni arıyordu Mehmet ama oraya asla geri dönmeyecektim . Arabaların geçtiği bir yer aramaya başladım kendime .

İlerledim . Baya yürüdüm ayaklarımda derman kalmayıncaya kadar . En son bir yol buldum saat 9 olmuştu . İnsanların daha yeni uyanış saatti olduğu için kimse yoktu yolda. Biraz beklemekten zarar gelmezdi . Dizlerimde derman kalmamıştı zaten .

Aradan geçen beş dakikanın ardından bir araba geçti önümden . Hemen ayaklandım ve beni görmesi için abuk subuk hareketler yaptım. Zıplayarak ellerimi salladım. Adam beni görmüş olmalı ki araba geri geri geldi ve önümde durdu .

Adam camı indirdi . Karşımda gördüğüm kişi ile şok oldum...

-Sıladan-

"Ya ne ne daha ne yapayım be adam ?" dedim sinirle . Mehmet aramış benden yine saçma sapan şeyler istiyordu . Yok Urazı öp , yok sarıl , yok yanaş bıkmıştım isteklerinden . Neden istediğini de söylemiyordu asla .

"Gerizekalı bir sik beceremiyorsun . Sen  dediklerimi yapacaksın . Başka hiç bir şey yapma sadece benim dediklerimi yap ." dedi . Yine saçmalıyordu . Dua etsindi elinde kardeşim vardı yoksa ben ona yapacağımı biliyordum .

"Ya ben senin karınım be adam ! Benden nasıl böyle şeyler istersin ?" diye sordum sinirle .

"Sanane ? SANANE? Ben belki karımı böyle görmek istiyorum . Sanane?" dedi . İğrençti bu adam . Ben bu adımı nasıl sevmiştim ya ?

Telefonu kapattım ve salona indim . Efe ve Mert yine kavga ediyordu . Yorulmuştum artık . İstemiyordu çocuklar birbirini zorlamaya gerek yoktu bence . Böyle birbirlerini yemelerindense uzak durmaları daha iyiydi .

Uraz yine suratı asık bir şekilde koltuğa oturdu . İki hafta olmuştu ... İki hafta olmuştu Melisa gideli ama bu adam düzelmiyordu . Melisa niye gitmişti orası ayrı bir muammaydı ama bu adamın hali de hiç iyi değildi . Neler yapmıştım onu etkilemek için ama o eski Uraz değildi . Asla etkilenmiyor en ufak bir tepki bile vermiyordu . Hatta elinin tersi ile itiyordu beni .

Yine şansımı denemek için kısa olan geceliğim ile karşısında ki koltuğa attım kendimi . Eteğim neredeyse tüm bacağımı açıkta bırakıyordu . Bu iğrenç bir şeydi ama Mehmet istediği için yapmak zorundaydım.

Resmen kendimi pazarlıyordum ama adam asla kafasını kaldırıp bakmıyordu bile .

"Mertt , Efe hadi gelin oğlum buraya" dedim ve çocukları yanıma çağırdım. Mert hemen gelip yanıma koltuğa oturdu . Efe de babasının yanına geçti .

"Filim mi izlesek AİLECEK ?" diye sordum.

Uraz bana yine aşağılayıcı bir şekilde baktı .

Efe ve Uraz yine istemediler ve bahçeye çıktılar . Bu böyle olmazdı . İstemiyorlardı işte beni daha neyi zorluyordum . Nasıl ikna edecektim ben bu adamı . Kaçıp kurtarsa mıydım kendimi ? Ama ya Mehmet kardeşime zarar verirse ? Ya da onu da geçtim eğer Mehmet  ilaçlarımı vermezse ben yaşayamazdım ...

Beklenmedik AŞK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin