ANİ KARAR

1 0 0
                                    

Eve gelmiştim, banyomu yapmıştım. Gitmemek için bir bahanem bile kalmamıştı. Sandalyenin üstünde duran deri ceketim bana bakıyordu. Bende ona bakıyordum ki ceketin bana fısıltılarını duyuyordum. Ufleyip yataktan kalktım. Sandalyedeki ceketi tutup dış kapıya fırlamıştım. Annemler salondan yanıma gelince ayakkabılarımı giyiyordum. "oğlum nereye bu saatte?" dedi annem. " geç kaldığım bir yere annem."dedim sekerken. Su kıs kıs gülünce tüm gözler ona döndü." ben anladım, amcam sevda peşine düşmüş her zaman ki gibi bende birşey oldu sandım" dedi ve salona dönmeye başlamıştı bile. Herkes umursamaz bir tavırla arkasına dönmüştü. Abim arkasına dönüp ok işareti yapmıştı. Bu hadi koçum demek ki abi kardeş anlaşması. Kapıyı açıp dışarı çıktım. Koşarak gitmenin daha mantıklı olucaktı tam koşuyordum ki eve geri dönüp kapıyı çaldım. İçeriden gelen " geldim geldim, çatlama" sesi sadece annemden çıkardı. Kapıyı açtığı gibi "anne benim odamda masanın üstünde beyaz gül var onu getirebilir misin?" dedim soluk soluğa. İçimdeki bu özlemi daha fazla tutamıyordum artık. Annem gitti gelmesi 5 dakika sürdü ama. Hemen elinden alıp koşmaya başladım. 15 dakikadır koşuyordum. Onların binasına gelince duraksadım. Kapıdan birileri çıkıyordu. "abi kapıyı tutar mısın?" diye bağırdım. Adam da tutunca koşarak oraya giderek kapıyı tuttum. "evlat biraz soluklansana" dedi. " aşk beklemez be abim" dedim ve koşarak merdivenleri çıkmaya başladım.

Onların kapısına gelince 2 defa soluklandım. Kapıyı çaldığım da beklemeye başladım. Kapıyı açan Berk abi beni görünce kaşlarını çatmıştı bile. " abi selamün aleyküm biliyorum beni dövmek istiyorsun ama önce bir şeyi halletmeme izin ver." konuşurken ayakkabılarımı çıkartmıştım bile. Kapının duvarına dayadığı kolunun altından geçtim, koşarak Azranın odasına girdim. Kapıya yaslanıp arkadan da kapıyı kilitledim. Soluklanmaya başladığım da Berk abinin kapıya yumruklamalarından kaynaklanan sevincim daha da artmıştı. " aç kapıyı, Azra, aç abicim aç" diyordu Berk abi. Daha çok beklersin abicik dedim içimden. "Kaan?" dediği gibi ona baktım. Masasında ders yapıyordu. Kulağındaki kulaklıkları çıkartınca "ödev mi vardı ya?" dedim. " evet, var da asıl konu senin ne işin var burada?" dedi. Arkadan yine bizim romantizmimi bozan adamların sesleri geliyordu. " kızım, sen akıllısın aç şu kapıyı" dedi Erdem abi. "yuh be Erdem abi" dedim bağırarak. "sen sus be, aç şu kapıyı da ben sana gösteriyim?" dedi. Korktum da belli etmedim. Nabzım normale dönünce Azranın önüne eğildim. Elimdeki gülü ona uzattım "Kaan noluyor burda?" dedi bir güle bir bana bakarken. " Azra..." dedim arkadan gelen sesler yine girmişti aramıza. "aaa sizde bir susun da işimi halledeyim sonra gidicem zaten" diye bağırdım. " ne işinden bahsediyorsun sen? Hangi yüzle geldin buraya?" dedi Berk abi. " valla kendi doğal yüzümle, özlemişim seni Berk abi" dedim şakaya vurarak. "hala özledim diyor sabır" dedi Berk abi. " baba, abi bırakın ben hallederim merak etmeyin" dedi Azra. " ama kızım." dedi Erdem abi. "baba bana güvenmiyor musun?" dedi. " sana güvenim sonsuz yanında ki hıyara güvenmiyorum ama sen bilirsin" dedi Erdem abi. Alındım valla hıyar mıyar damat diyecekti de ağzından öyle çıktı. "baba böyle mi bırakıcaz" dedi Berk abi. " sonra hallederiz hadi Berk" dedi Erdem abi. Kapıya son kez yumruklayıp şu sözleri iletti. "5 dakikanız var" dedi ve gitti. "oh be sonunda baş başa kaldık." dedim. " duydun 5 dakikan var niye geldin?" dedi Azra. Sence niye gelebilirim senin iki bodyguardların varken. "hiç öylesine canıma susadım, ya kızım sana kavuşmaya geldim niye geleyim?" dedim. Ellerinden tuttum gözlerimi gözlerine kilitledim "beni dinle sakın konuşma! Sana beyaz gülün hikayesine uzunca sana anlatmak istiyorum ama vaktim az biliyorsun. Özet geçeceğim bende. Cümlelerim tersliğine bakma. Sadece söyleyeceğim kelimeleri kafanda birleştir. Bir zamanlar beyaz bir gül varmış. Oda senin gibi çok sıkılmış bu hayattan. Etrafındaki otları görmek istemiyormuş. Karıncaları, böcekleri istemiyormuş. Sonra düşünüyormuş neden? Yani bir neden arıyormuş. Sonra biri cevap vermiş ona aradığın aşk senin demiş. Bakmış etrafına bir kuş görmüş. İşte o kuşta tam benim biliyor musun? Gül demiş ki sen mi aşktan bahsediyorsun? Kuşta beğenemedin mi demiş. Bunların çok uzun bir konuşması bile olsa bu aşık adam onları hatırlamıyor. Ama devam edeyim. Kuş gitmiş oradan. Gülün aklına takılmış kalmış bu kuş. Günlerce düşünmüş, bir gün dayanamamış ağlamaya başlamış. Baykuş gelmiş gülün yanına. Gül yine asabi tabiki güzelde. Ne bakıyorsun ilk defa mı ağlayan gül görüyorsun demiş. Oda hayır ama ilk defa ağlarken renk değiştiren gül görüyorum demiş. Kırmızı olmuş onun rengi. Aşkın rengi olmuş. Sonra kuş gelmiş bundan sonraki gün. Herkese soruyormuş ben burada bşr beyaz gül arıyorum. Onlarsa burada öyle biri yok demişler. Sonra beyaz güle gelmiş anlatmış derdini gül de demiş ki o gül benim. Kavuşmuşlar birbirlerini. Hikayenin başından sonuna kadar biziz. Artık bizimde birbirimize kavuşmamız lazım. Gözlerine her baktığım da gördüğüm tek manzaram ol istiyorum. Ellerin bana her değdiğinde pamuk bahçesinde hissediyorum. Bana her konuştuğun da ömrümün sonuna kadar dinlemek istiyorum. Seni ilk gördüğüm andan beri sadece seni istiyorum. Aşk diyorlar buna benim için sadece sensin. Her dakika seni düşünmekten başka hiç bir şey yapamaz oldum. Aklımı belki de seninle bozdum. Asla senden vazgeçmedim. Hayatıma girdiğinden beri hayatım sen oldun. Sana daha neler neler söylerdim de biliyorsun vaktimiz kısıtlı. Azra ben seni çok seviyorum be kızım. Benimle bir beyaz gül hikayesinin baş kahramanları olur musun? " dedim. Yüzündeki tebessümü görünce bende gülümsedim. Kapıya vuran öküz yüzünden yine romantizm bozuldu." vakit geldi sanırım. " dedim kapıyı işaret ettiğim de ikimizde gülümsedik.  " aslında buraya yüzüğümü almaya gelmiştim bide. " Sandalyesini arkaya iterek yatağın ordaki kutuyla buluşmuştu. Kutunun içinden getirdiği yüzüğü ayağa kalkıp yanıma geldi. Elimi açıp içine koydu." gönderme seziyorum" dedim. Kolyemi takmaya çalışıyordum ki " hadi açın şu kapıyı, yoksa kırarım." Bekle be bekle. Kavuşma anı vardı burada. Sizin yaptığınız neydi? Aşktan bahsediyoruz burada. " açıyorum bekle abi" dedi Azra. " siz kaçıncı katta oturuyordunuz?" dedim. " 2" dedi Azra. Camdan dışarı baktım ben buradan atlardım. Gittiğim yerde çok çatıdan atlamıştım. Pencereyi açtım "ordan atlamayı düşünmüyorsun dimi?" dedi Azra. " tam da onu düşünüyordum" dedim bir ayağımı dışarı attım. " manyak mısın çocuk sen bugün kafanı çarpmadın dimi?" Yanıma yaklaşmıştı. "ya birşey olmaz merak etme." dedim elimi sallarken. İkinci ayağımı çıkarttım. "açın artık şu kapıyı!" diye bağırdı Berk abi. "çatlama be abi yemedik Azrayı" atlamadan önce ayaklarımı tekrardan içeri koymuştum. Ne yapacağıma merakla izliyordu. " affettin mi sen beni?" Kafa sallamıştı. " bi de ye istersen?" dedi Berk abi, artık çekilir misin aramızdan. Yanına yaklaştığımda gözlerindeki heyecanı görebiliyordum. Yüzünü ezberledikten sonra dudaklarına buse kondurdum. " kaderimsin sen benim." Dedim ve Berk abi yine susmamıştı. "Açın yoksa valla Kaanın yüzünü dağıtırım." Yüzüm bana lazımdı abicim. "Abi sende ben sizin damadınızım bir kere. Enişte diyeceksin bana. Olmaz yani böyle laflar!" Dediğim gibi camın kenarına tekrardan gittim. " Azra seni seviyorum" dedim ve atladım. Yere düştüğüm de çimlere uzandım. Pencereden bana bakan kişiye gülüyordum. "iyi misin?" diye sordu nur yüzlüm. " ben iyiyim sen nasılsın?" dedim. " tamam anladım iyisin" dedi gülerek. " seviyorum lan seni" dedim yine. " bağırmasana saat kaç farkında mısın? İnsanlar yaşıyor burda insan! " yok ya ben hayvanlar yaşıyor sanıyordum zaten. " sence umrumda mı herkes duysun ben bu kıza aşığım" dedim yine tabi üst kattan biri kafasını çıkartıp " getirtme beni oraya aşk maşk diyor çocuğa bak yarın sen işe gitmeyeceksin" dedi bir abi. " aşkta mı suç oldu bu dünya da be abim söylesene" dedim. Berk abi ve Erdem abinin balkondan beni izlediğini görünce "upss kaçma vakti gelmiş." dedim. Ayağa kalkıp üstümü başımı tozdan silkeledim. " bir daha ki sefere görüşürüz ahali!" dedim. Koşarak duvara tırmandım. Yola çıktığım da kulaklığımı takıp yürümeye başladım.

Çöl ve Yağmur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin