KAYBEDİLEN ARKADAŞLIK

1 0 0
                                    

Kalmıştı yine ona söyleyemediğim iki kelime dilimin ucunda. " seni seviyorum" demek bu kadar mı zordu? Bu davranışların hepsini niye yapıyordu bana? Onu kurtardığım için miydi yoksa intikam mı istiyordu benden? Sevgin bu kadar boş muydu? Cidden benden vazmıgeçtin? Yağmur bu sefer üzüntüden yağıyordu. Tane tane ama sık sık yağıyordu. Her bir damlanın anlamı vardı tabiki. Haykırışından ağlıyordu yağmur. Çölün artık anlaması lazımdı. Onu anlayan tek sendin çöl. Sende ondan gidersen o kime tutanacaktı. Güneş miydi aramıza giren? Kimdi o bakışla baktığın güneş? Kimdi o güldüğün güneş? Yağmurdan bu kadar mı vazgeçtin?

Kaanla bir şansım olduğunu düşünüyordum ki başka kızlarla konuştuğunda anlamıştım şansımızın olmadığını. Bana gıcıklığına mı yapıyordu yoksa ciddi miydi anlayamıyordum. Belki beklediğim şey ağzından çıkıcak iki laftı. Koridorun peteklerinde ellerimi yaşlanmış pencereden bakıyordum. Adım sesleri yaklaşınca o tarafa baktım. "ne için geldin?" dedim peteğin üstündeki ellerimi belime sardım." seni merak ettim" dedi Cenk.

" etme beni merak lütfen etme" diye yükselmiştim çocuğa. Yüzümdeki sinirimsi korku vardı. Vücudumda ki artan bu sıcaklıkta neyin nesi?
"sevgili olmasak bile insan olarak merak ediyorum seni" dedi Cenk. Benim gibi dışarı bakmaya başlamıştı. "neden?" diye sordum dışarıya dalan gözlerim Cenke yönelttim. " günlerdir bir tuhafsın, derslerde hocalar soru soruyor cevap vermiyorsun, devamlı camdan bakıyorsun, gülmek bile zor geliyor bak çok basit" dedi elleriyle yanağıma dokunup ağzımı yukarı kıvırdı, kendi de gülümseyip karşılık vermişti. Bu kadar mı belli oluyordu yorgunluğum diye düşündüm. "bak basitmiş dimi?" bu sefer o ellere gerek duymadan ben gülümsemiştim. Bugünlerin üstüne iyi gelmişti Cenk ve gülümsetme çabaları. "aferin, kız sana büyüdün artık" dediğin de ise kendimi tutamamıştım. "aynen aynen eskiden küçüktüm zaten dimi?" dedim kaşlarımı çatarken. "gören de sanacak 1.90 aaa" dedi Cenk, en hoşlanmadığım şeydir boyumla dalga geçilmesi. Kaan da geçmişti o günü hiç unutmuyorum. İlk defa boyumu bu kadar çok sevmiştim. Beni kolunun altından hiç çıkartmamıştı, çarşının ortasında öyle gezdirmişti. Yüzümdeki sırıtış yerini almıştı.

" vay unutulmayan bir anı..." dedi. Şaşırıp ona bakmıştım insanları çok iyi yorumlayabiliyordu. " eskiler güzeldi bir zamanlar" dedim ve derin bir iç çektim. Dudaklarımın alta inmesine izin verirken gözlerimi de doldurtmuştum bile. O kızıl yanaklarımdan inen gözyaşının geçtiği yerler daha da canımı yakıyordu. Zil çalmaya başlamıştı. Cenk parmağını havaya kaldırıp " aha zil çaldığına göre sınıf bize farz oldu dimi Azra hanım?" dedi . " hahayt nerde yazıyor" dedim arkaya doğru bir adım atarak. "hmm dersin Ahmet hocaya olunca birden oluverdi sen bilmezsin" dedi ellerini iki yana açmıştı. "sakın bana dersin Ahmet hocaya olduğunu söyleme" dedim, Ahmet hocayı severdim de dersini pek sevmem aynı eski okulumdaki Fizik dersi gibiydi. "upss az önce söyledim sanki" dedi saçımı bozarken, lan erkek milleti ne istiyorsunuz saçımdan ben onu ne özenle yapıyorum biliyor musunuz? Koşarak sınıfa girince arkasından gitmem gerekti. Tam o sırada karşıdan gelen Ahmet hocayı görmemle koşarak sınıfa gitmiş bulundum. Gülerek yerimize oturduk.

Üstümde hissettiklerim çift gözlere bakmamak için direndim. Cenk yaklaşıp  kulağıma fısıldadı." şşt kız evi naz evidir bakma sen ama bize bakıyor biraz da sinirli. " sinsice gülümseten bir sözdü bu. "eski sevgilim eski sevgilime olan aşkım için bana yardım mı ediyordu? Denklem daha kolay yeminle" dedim. " jflaldosog x-1=4 te bir denklemdir Azra hanım" Derin bir iç çekip sözüne devam etti "Azra seni sevdiğimden çıkmadım Kaana sinirimden çıktım. Kaandan nefret ettiğimi düşünüyorsundur ama etmiyorum ona sinirliyim benimle konuşsaydı öyle olmazdı. O kavgayı seçmişti." Cenkin gözlerine baktığımda ciddiydi. Bu gözler üzgündü. Gözleri dolmuştu belli ki eski günlerin hatıralarla doluydu galiba. Çok merak ediyorum ama sormayı çekinirdim.

Çöl ve Yağmur Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin