Kaan gittiğinden beri zor günler geçirdim. Beni bir notla terk etmişti. Ben onu her haliyle sevmeye razıydım. O gitti ama ailesiyle daha da çok samimi oldum. Inun yokluğunda ondan parça olan herşeye daha da tutundum. Ama artık alıştım biliyor musunuz? Ona olan sevgim azaldı ya da bana öyle geliyordu. Belki de kalbim artık bu aşkı unutmaya başlamıştı. O gün, onu çok aradım ama telefonu kapalıydı. Biz kapalı sanıyorduk Kaan bey telefonundan hattını çıkarmıştı. Her gün üşenmeden arıyordum. Her aramam da yine aynı ses vardı. Telesekreter'in sinir bozucu sesi. "Bu hatta sahip bir numara bulunmamaktır" sesini duymamak için artık seni aramayı bile bırakmıştım.
Kaç gün olmuştu acaba beni bıraktığını öğrendiğim günün üstünden. Hastaneye geldiğim de odada yoktun. Hemşireye sorduğumda haberi yoktu. Hiç haber alamadığım için evine gitmiştim. Eve girdiğim de herkes endişeliydi. Sevil teyze ağlıyordu. Nolduğunu sorduğum da ise bana o notu verdiler. Okuduğumda gözümden 1 damla yaş düşmüştü. Ayakta duramıyordum. Çünkü ben o sevmediğin hastane de seninle kalmak istiyordum. Hiçbir şey umrumda değildi Kaan. Ben senin için o hani kokusunu sevmediğin koridorlar vardı ya orada beklemek için can atıyordum. Bilmiyordum gerçekten bilmiyordum benden bu kadar çabuk vazgeçeceğinden...
Umut abi beni koltuğa oturtturdu. Su yanıma geldi. "Azra abla amcam nerde hani beni hiç bırakmayacaktı o gitti mi?" Ne söyleyeceğimi bilememiştim. Begüm abla Suyu alıp odaya çıkmıştı. Ben ailenle o gün yakınlaştım. Senin olmadığın evde ne yapacağımı bilmiyorken annem bana kucak açmıştı. Zaten o günden sonra hayattan bıkmıştım. Yine eskiye dönüyordum. Seni tanımadığım, benim için yabancı olduğun zamanlara. Eskiye döneceğimi bilseydim seninle tanışır mıydım? Ne yazık ki evet tanışırdım. Bu aptal kalbim yine senin için atardı, yine senin adını sayıklardı. Sonunda terkediliş olsa bile yapardı bunu o aptal. Kaç gün kaç gece ağladım bilmiyordum. Ağlamak istemiyordum artık senin yüzünden. Sen benim kalbimi gerçek anlamda olmasa bile paramparça etmiştin. Sen ruhumu parçaldın ve gittin...
Sonra biriyle tanıştım. Adı Egeydi. Beni hayatta bağlamaya başlamıştı. Ona çok şey borçluydum. Çünkü bana, seni tek o unutuyordu. Bana çok kızacaksın diye düşünüyorum hala ama ne kadar umrunda olur bu konu bilemem. Ben Cenk adında biriyle sevgili oldum ve şu anda sevgiliyiz. Senin gidişinden 2 ay geçmişti. Sahile gitmiştik. Herkes bir yere toplanıyordu. Bizde merak ettik, gittik o tarafa. Konser gibi birşey vardı. "Ya boşverin geri dönelim" dedim, çünkü içimde garip bir ses vardı. Ve o sesi duydum. Şarkıya başlamıştı.
"Güldürmeyen, ağlatmayan
Sinsi bir ok
Öldürmeyen
Çaresi yok
Bu yaranın
Kimde kalır
Kabukları"
Arkamı döndüğümde onu gördüm. Sahnede şarkı söylüyordu. Kalbimin ağrısı belli olmuştu. Niye tam seni unuttuğumda ya da unuttuğumu sandığımda çıktında geldin. Değişmiş miydi? Saçlarını kazıtmış, yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Gözleri kapalıydı. Ben ise sadece ona odaklanmıştım. Her zaman senin galip gelmenden benim ise sana yenilmemden yoruldum ben. Eskisinden daha da kötü gözüküyordu. Acaba iyileşmiş miydi? Ben bunları düşünürken şarkının sonuna geldiğimizi yine sen bana hatırlatmıştın.
" Şimdi gövdemde büyüyen
Bu arsız, kimsesiz, topraksız çicek
Yüreğimde kor sürgün göğsüne
Bunu bana yapmazdın çiçek"
Şarkı bittiğinde gözlerini açtı. Yanındaki kıza bakıp gülümsedi. Kendisi değişse bile gülüşü aynıydı. Her zerreni ezbere bilmek...
" istek şarkı var mı gençler?" dedi yanındaki güzel kız. Mikrofonun açık kalmasıyla "1 tane demiştim ben Deniz" dedi Kaan. "lütfen lütfen" dedi Deniz adında ki kız. " off tamam hadi istek şarkıyı alalım bakalım." dedi ve tam olarak ergen gençlerin şarkısını seçmişti ya da kendini anlatmak için bu şarkıyı seçmişti. "Seksendört-kendime yalan söyledim" seçmişti. Kaan gitarındaki akorları düzeltiyordu. Sonra arkadaşları şarkıya başladı. Kaan döndü, tam şarkıya başlayacağı zaman beni gördü. Mikrofona tam elini uzatıp almıştı fakat bakışları herşeyi unuttuğunu anlatıyordu. Bir iki saniye daha bana baktıktan sonra yere bakarak dikkatini topladı. Zaman adeta durmuş ve sadece ikimiz varmış gibiydi. " çok özür dilerim arkadaşlar. Oğuz baştan alalım mı ?" Batariste baktı. Kafasını sallayıp en baştan çalmaya başladı. Bu sefer dikkatini dağıtmak yerine bana bakarak o dikkatini toplamıştı. Şarkıyı bitirene kadar bana bakarak söyledi. Gözlerimiz hiç ayrılmadı. Gözleri anlatmıştı herşeyi bana ama anlamak gelmiyordu içimden.
"Terkedilmiş bir şehrin ortasındayım
Altım çamur üstüm yağmur ama bak burdayım
Bazı şeyler kaybetmeden sevilmiyor
Bedenim burda fakat ruhum kabul etmiyor aah

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöl ve Yağmur
RomantizmÇöl ve yağmur'u hiç duydunuz mu? Birbirine o kadar zıt olan çöl ve yağmur artık ayrı kalmamak için verdikleri savaşa şahit olan bir aşk hikayesi... Ya da sadece bir otobüste başlayan bir aşk hikayesidir. Çöl'ün yalnızlığını dinderen bir yağmur. Yağm...