Evet ben geldim. Helo gençler. Kardeşlerim benim. Bu bölümü size adamak istiyorum. Adal' ı cidden seven okuyucularıma tüm kalbimle teşekkürler ederim. Bir konuda netlik getirmek istiyorum. Az çok sizde adal karakterin ne kadar güçlü olduğunu biliyorsunuz. Bu yüzden onu güçsüz biri olarak algılamayın. Söyleceklerim bu kadar iyi okumalar her kese.^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Beni satılarda aramak için çok uzaklara bakma, kalbin atıyorsa ben ordayım zaten.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^Geçmişimizde ne kadar yara alırsak alalım tüm olan her şeyden sonra bir dönüm noktasına giden kapı açılır. Bu bize sunulan bir ödül gibi gözükse de aldığımız acıları hiç bir güzel sözcükler unutmayacağımız ağrıları azaltmaz. İçinde büyütüğümüz yaralar bir gün karşımıza çıkıp bize hesap soral. Peki bizim verdiğimiz cevap ne olur ! Saçma bir bahanenin arkasına saklanıp soruya karşı soruyla geçiriliz. Kaçmayı en iyi çözüm olarak algılarız fakat asıl sorularda kaçarken en büyük derdi açıp kapatmadan üstüne bir yenisi daha ekleriz. Her acının sonunda bize bir nimet gönderil tanrı. Şuan karşımda tüm gerçeğiyle duran Onur varken Allah'a teşekürler ettim. Beni nelerini acıtığını ve nelerin yaralarıma merhem olacağını çok iyi biliyor tanrı. Karşımda ki bedeni gerçek olmasını isterim. Eğer bu da zihnimin bana oynadığı kötü bir şakasısa bu sefer bu beynimi kendim dağıtırım. Hayel olmayacak kadar gerçekçi duruyor. Her kesin gözlerinde şaşkınlığı gördüğümde bunun gerçek olduğunu inanmam uzun sürmedi. Sorgulayıcı tavırla gariba onur'un kim olduğunu sorguluyorlar. Sadece ben ve efe biliyorduk onur'un buraya geleceğini. Biliyordum ama ela'nın söylediği sözlerden sonra buraya geleceğini hiç beklemiyordum. Yaralandığımda sonra beni hiç mi merak etmediğini ona sormak istiyorum. Bir kere olsun ne halde olduğumu geripte görmedi. Yiğit'in söylediği yalanları bana yuturdu. Kendini o günden sonra odaya kapattığını ve kimseyi içeriye almadığını duydum ela'dan. Çok garip ama neden kendini oadaya kapatmış olabilir ki? Sırtı bana dönük olduğundan dolayı bakışlarında ne geçtiğini göremiyorum. Nisa'nın tutuğu bileğini sıktığını görebiliyorum yılan acıyan bileğine dayanamayıp ağzında bir inliti koptu. Fakat karşımdaki Onur eski Onur'a göre baya ruhsuz duruyor. Bunun sebebi bana az kalmış atılmak olan tokat yüzündemiydi bilmiyorum.
" Ne yapıyorsun sen?" Efe'nin çatık Kaslarının altındaki öfkeli yüzünü görebiliyorum.
" Ya bıraksana ruh hastası!" Diye acıyla haykıran yılanın sesi kulağımda deprem yaratı. Bu nasıl ses ya. Biraz nazik konuşmaşmı?
Onur'un bırakacağını sanarken o efe'ye bakmayı seçti. Gözlerini ve yüzünün nasıl bir duygu karmaşasında harmanlandığı kestiremiyorum ama ses tonu baya öfkeli bir Arslanı andırıyor.
" Kimse ama kimse benim sevdiğ_" söyleceği sözler boğazına dizildi. İlk önce bakışlarını kaçırdı sonrada nisa'nın bileğini bıraktı. Ardında da derin bir iç çekme sesi kulağıma geldi. Omuzları dik durmayı başaramayıp indi.
İçim titreken beni korkutanı ne olduğunu bilmiyorum. Çok tuhaf bir döngü yaşıyorum. Korktuğum halde neyden korktuğumu bilmeyecek kadar yorgunum. Bellkide ona sarılma vakti gelmiştir. Yine o huzur kokan kokusunu bir saniye beklemeyip içime çekmem gerek. Onun her nefes alışında yaşadığımı anlıyorum, ölmediğimi görüyorum. Sanki sadece o iki çift kara gözleri tek teselim. Bu deni ona yakın olmak hem beni sevindiriyor hemde kalbime acı dikenler batıyor. Adını koyamadığım bir argı kalbime olaşıyor kısa bir saniyelik içinde sanki kötü bir şey olacakmış gibi kalbim hızlı vuruşlar yapıyor kendiliğinden. Adı mı duymamla sıkışan kalbim eski ritmine geri döndü ek olarak da heycan getirdi.
" Adal!" Eriyip bittiğim gözlerinde şevkat akıyordu. Sevginin anlamını taşıyordu. Aşkın sözcüleri söyleniyordu. Uçurumun eşiğinde huzulu melodika kulağıma ulaşıyordu. Kışın gidişine sevinen kuşların sevinç dolu sesleri zihnime girdi. Leylanın mecnuna olan bağlılığında daha büyük bir aşk masalı vardı gözlerinde. Bu sefer beni durduracak bir engel yoktu. Kendimi haps ettiğim zindandan azat ettim ve kolarım hiç düşünmeden boynunda yer edindi. Özledim hemde binlerce kez. Öldüm onun yokluğunda, kalbime sayamadığım hançkerler saplandı. Bitti dedim... İşte sonum geldi buraya kadarmış dediğimde yine beni cehhenemede alıp çıkartı. Beni en güzel sözcüklere kalbimi çaldı. Hemde tek bir gülüşüyle yaptı bunu. Bazen sorguluyorum aşk onun kara gözlerinde kaybolmak mı? Yada bana atan kalbindemi?
![](https://img.wattpad.com/cover/348170913-288-k890220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN KIZI
Literatura Feminina" benim suçum ne ?" diyerek elime gelen son vazoyuda kırdım. Yiğit gözlerini kısdı düşünceli bir şekilde " benim kardeşimin suçuda yoktu! " deyip ürkütücü sesi yetmediği gibi bide üzerime bir adım yürüdü " senin o pinç abin kardeşimi bu, " deyip od...