Evet arkadaşlar bu bölüm biraz geç geldi ama deydi açıkçası. Sizi keyifli bir bölümle baş başa bırakıyorum.
İyi okumalar bol bol yorum yazmayı unutmayın canlarım ❤️🥰
^^^^^^^^^^^^^^^
Sen ay ol ben ise senin ışığında kaybolan yıldız olayım.
^^^^^^^^^^^^^^^Karanlığın içinde bir bebek doğal.
O gün gördüğü tek renk siyah olur.
Siyahın içinde beyaz bir ışık görünür.
Ve Bir ses duyulur.
Ses diyer ki" sen daha küçüksün!"
Beyaz ışığın yerini yavaş yavaş karanlık alır.
Kulağı sağır eden bir kahkaha duyulur.
" Yaşamak için kaç kere ölmen gerek."
Beyaz elbiselere koşan bir kız çocuğu ihayaneten kaçar. Yüzü yara bere içindeydi fakat hala umudu vardı. Yediği bıçak darbelerine rağmen. Bellkide o kaderinde kaçıyordu. Belki de tanır'ın kollarına gidiyordur.
Ormanın içinde bir surat verilir. Baştan aşağı siyahlar içinde olan bu adamın yüzü yoktu. Yüzü yoktu... Yüzü yoktu...
Ellin de tutuğu zincilere ona illerler. Kız korkar ve daha hızlı koşar. Kimde kaçtığını bilmeden koşuyor. Ne için kaçtığını bilmeden koşuyor. Kim için çabaladığını bilmeden koşuyor. O küçük ayaklarıyla hayata tutunuyor.kim olduğunu bilmeden...
Dinlemek için ellerini dizlerine koyur ve arkasına bakıyor tam o esnada çalıların arasında bir hateketlik oluyor. Kız korkuyla yutkunuyor. Ayakları geri geri giderken ağaçların arasında çıkan siyah bir adam tekrardan görüyor ancak bu adamın yüzünde bir çarşaf vardı. Yüzü görünmüyordu sadece küçük dolgulu ve çürük vişne rengide olan dudaklar çarşafın arasında fazlasıyla tanıdık geldi genç kıza. Kız zihnini zorluyor ve tekrardan onu izleyen siyah içindeki adama baktı. Gözleri adamın elline indiğinde ellinde gördüğü kanla boğazına bir yumruk indi adeta ve birde sağ ellinde görüş alanına giren bıçakla olduğu yerde kaskatı kesildi. Adam güler. Gülüşü büyürken adamın dudakları aralandı. Kız adamın sesinde ihayanet duyusunu yakaladı.
" Söz verdin..." Dedi azraili andıran adam.
Ve bıçağı kaldırıp kızın kalbine vurul. Kızın nefesi kesiliyor fakat ölmüyor. Adam ona acıyarak bakar sanki atığı bıçak onun kalbine isabet etmiş gibi acı içinde elli kalbine gidiyor. Kızın gözlerinde bir damla yaş düştüğünde adam diz çöker acılar içinde. Kalbi acıyordu hemde genç kızdan daha çok. Genç kız adama doğru bir adım atıkça adam buhalaşıp ortalıkta kayboluyor.
Genç kız bunun bir kabus olduğunu biliyor fakat hayatında böyle bir şey görmediğini yeni yeni anlıyordu. Ne ara buraya geldiğini ve üstünde olan beyaz uzun elbiseyi kimin girdirdiğini anlayamıyordu. Kız biran önce bu kabusda kurturmak için arkasını döndüğünde küçük çaplı bir şok daha yaşadı.
Ağacın yanında oturan gözü genç kızı üzerinde olan adamın yüzünde siyah bir maske vardı fakat yüzüne taktığı siyah maske onun gök mavisi gözlerini saklayamamıştı. Kız bu gözleri daha önce bir yerde gördüğünü anlıyor. Hafızası acımasızca tüm anıları silmişken kız oflayarak adamın yanına ilerler. Kız yaklaştıkça adamın gözleri parlıyor. Maviliklerinin içinde Şevkat akıyordu. Genç kız adamın elline baktığında bir bıçak yada zincir göreceğini umuyordu ancak adamın ellinde kızın düşündüğü nesneler yoktu. Adamın ellinde bir bardak suyla ve bide az önce adamın ellinde gördüğü kanın aynısı onun ellerinde süzülüp yere düşüyordu. Kız korkuyla irkildi. Kaçmak için hazırlanmıştı ki adamın sesiyle ona dönmek zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DÜŞMAN KIZI
ChickLitDikkat ! Cinselik olabilir. " benim suçum ne ?" diyerek elime gelen son vazoyuda kırdım. Yiğit gözlerini kısdı düşünceli bir şekilde " benim kardeşimin suçuda yoktu! " deyip ürkütücü sesi yetmediği gibi bide üzerime bir adım yürüdü " senin o pinç a...