♣️16. Bölüm ♣️

368 17 36
                                    

Selamlar herkese yeni bir bölümle geldim. Bu bölümü sizin ısrarınız üzerine atım. İnşallah beğenirsiniz.

Bide size söylemek istediğim bir şey var. Bildiğiniz üzere geçen hafta soru cevap yapacağımı söyledim fakat sorular az olduğundan dolayı yapmama kararı aldım. Şimdilik. Kitabım şuanlık az okunduğundan dolayı haliyle sorularda az oluyor. Bu yüzden erteledim. Üzgünüm bunun için 😞

Arkadaşlar efe karakterini çok merak ettinizi biliyorum. Ama zamanı geldiğinde öğreneksiniz Efe'nin kim olduğunu. Heyecanı gitmesin diye söylemek istemiyorum affetin.

Ayrıca yazım yanlışlarımın olduğunu bilmiyorum onun için cidden sizeden binlerce kez çok özür dilerim. İsteyerek yapmıyorum. Hata bazen Nasıl yaptım ben bu yazım yanlışları diye kendime kızıyorum. Bu yüzden sürekli suçluluk hissi duyuyorum.

YAZIM YANLIŞLARIM İÇİN ÖZÜR DİLERİM 😞

^^^^^^^^^^^^^^^^^
Keşke geleceğimizle değilde geçmişimizle kalsaydık.
^^^^^^^^^^^^^^^^^^

Ölmek acı çeken ruhlar için cennet mi? benim için cennet. Ruhumun her tutamında acı var, her noktasında keder var, her zerresinde gözyaşlarımla örtülmüş renkli renkli izler var. Bedenimde fiziksel bir yaranın olmaması bir yaralarımın olmadığı anlamına getirmez. Küçükken babam hep beni dövdüğünde sesiz kalırdım. Hıçlıklarımı içime hapis ederdim. Korktuğum için mi? Kesinlikle hayır. Annem hıçlıklarımı canımın acısını duymasın ve gerip beni kurtarmaması için mecbur bırakıyordum ruhumu. Eğer annem sesimi duysa gelip önümde duvar olurdu, babam yine hiç acımadan o duvarı toz buz eder. Annem beni kurumak için kendini siper ettiği için babam sürekli kızardı ve beni bırakıp bu sefer anneme vurmaya başlardı. Tahmin edemiyeceğim kadar çığlıklar, sayamadığım kadar göz yaşı dökülürdü. Babam ne zaman isterse o zaman zulme son verildi. Tüm öfkeni bizden çıkarttıktan sonra evi terk ederdi. Her zaman yaptığım gibi babam gittiğinde hızla annemin yaralarını üflerdim. Annemin dizine başımı koyduğum da yastığa bir damla göz yaşı düşerdi. Ardında hiç gecikmeden ," Annem babam niye beni ve seni sevmiyor?" Diyordum. Annemin hıçkırık sesi kulağıma gelir. Güzel ellerini, babamın çektiği saçımın saç tutamlarını narince okşar. " Baban ikimizide çok seviyor. " Dediğinde sonra saçlarımın arasına öpücükler bırakırdı. Annemle birlikte basit bir iş yapar gibi bedenimizdeki yaralara krem süreldik. Yaralarıma bakarak," renkli izler.' diye fısıldaldım. Bazen düşünüyorum ki ilki babam beni küçükken dövmüş. Bellki küçükken acıyı öğrenmeseydim yiğit'in bana yaptıklarına katlanamazdım. Oysaki babam küçükken kaderimi biliyormuş gibi beni hazırlıyordu. Fakat yiğit'in bana çektiği işkenceler iz bırakıyor. Hemde ruhuma... Çok farklı bu yaralar. Geçtikçe canımı yakıyor.

" özür dilerim annem." diye fısıldadım." Kızın ölüyor hemde acı çeker çeke, üzgünüm ben sen değilim. Senin gibi güçlü olamıyorum." Göz yaşlarım yanağımda oradan da yastığa düştü.

Yanı başımda bir gölge düştüğünde ona direnecek gücü bulamadım kendimde. Her şey hiçlikte ibaret benim için. Nefes almak bana haram kırılmış.

Parmakları çeneme eziyet edicek şekilde sıktığında nefesi dudaklarıma çarptı. Gözleri her zamanki de koyu bir zehire bölünmüş. Dudakları düzdü, ölüm haberimi birazdan bana ölüm haberini verecek  dudakları doğru zamanı kovalıyor gibi.

Yinede ona direnmekte vazgeçmedim. Benim uyguladığım güç onun üzerimdeki gücün yanında sinek fısıltısı gibi kalıyor. Daha ne kadar gözlerimde yaş dökülecek dediğimde gözlerim yine beni şaşırttı. Bir bir aktı usluca göz yaşlarım.

DÜŞMAN KIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin