Yayınlanan bir makaleye göre grubun geri dönüşü için hazırlıklara başladığı yer alırken Jake hakkında en ufak bir bilgi yoktu.
Şirket onu gizli canavar olarak tutup sürpriz şekilde tanıtacaktı demek.
Çoğu kişi yorumlarda geri dönüş için sevinip şaşırırken kötü yorumcular da yerlerini almıştı. Bunun ayrılan üyeye bir saygısızlık olarak görüp protesto çağrısı yapıyorlardı.
Şu ana kadar sektörde bu olayın yüzlerce örneği vardı, bir kişi gidince işi bırakmaları mı gerekiyordu? Herkes er ya da geç hayatına geri dönecekti. Etkilenmeleri çok normaldi ama bunu belli etmeye izinleri yoktu.
Hem geri dönüş hazırlığı deniyordu orada, hemen geri dönüş yapacakları da söylenmiyordu. En ufak makalede bile böyle bir tepki toplamalarına üyeler şaşırmıştı.
Onlar bu yorumları okurken Jake sessizdi. Gün boyu Heeseung'u ortalıkta görmemişti. Bu makaleden haberdar olduğu bile şüpheliydi. Dün gece Jake odasına gittikten sonra Heeseung'un ağlama seslerini duymuştu. Kapı ardında onu dinlemekle yetinmişti sadece. Ağlaması gereken kişi Heeseung değildi. Zaten bu hale gelmeleri onun suçuydu, neden ağlıyordu ki?
Elindeki telefonun ekranı karardığında daldığını fark ederek kendine geldi. Tekrar makaleyi açarak yorumları okumaya devam ediyordu. Kendisinden kimse haberdar olmadığı için o tarz yorumlar beklemiyordu elbette, yine de gelen kötü yorumlar onu istemsizce geriyordu.
Ayrılan birinin ardından geri dönüş yapılacağı haberi bile bu kadar tepki toplarken yeni üye haberinin toplayacağı nefreti hayal bile edemiyordu.
Yorumları kaydıramayacak kadar germişti kendini, elleri öyle titriyordu ki telefonu tutamıyordu. Bunları sakinlikle karşılayabileceğini sanıyordu, neden şu anda bedeni ona ihanet ediyordu?
Telefon ekranını kapatarak kucağına koydu ve ellerini birleştirdi. Baskı uygulamasına rağmen titremeye devam ediyordu.
Diğerlerine bir şeyleri belli etmemek adına yüzüne gülümsemesini yerleştirdi ve konuşmaya katıldı. Herkes onun yeteneklerine güvendiğini söyleyerek onu cesaretlendirmeye çalışıyordu, sanki hislerini görebiliyormuş gibi. İhtiyacı olan sözleri söylüyordu herkes, kalbinin ardındakiler okunuyor gibiydi.
Tedirginlikle aklını kurcalayan o soruyu sormaya karar verdi.
"Sizce diğerleri beni isteyecek mi?" titreyen sesini gizleyemeden sorduğu bu soru, içinde hissettiği tüm duyguları ele vermiş gibiydi.
"Senin gibi birini istememe şansları yok."
Arkasından duyduğu tanıdık sesle beraber o tarafa doğru döndü Jake. Heeseung şişmiş gözler ve çökük bir yüzle karşısında duruyor ve ona teselli veriyordu.
Oldukça yorgun gözüküyordu, muhtemelen uyuyamamıştı. Şişmiş gözleri, gece kapı ardından duyduğu seslerin o yattıktan sonra bile kesilmediğinin bir kanıtı gibiydi.
Göz göze geldiklerinde Jake telaşlanarak başını öne geri çevirdi ve Heeseung için açmalarını istedi.
"Benim gibi biri bir zamanlar istenmedi, hem de en çok istediği kişi tarafından." diye mırıldandı Jake.
_________________________________________
jakeim💔💔💔