Gözüne uyku girmeyen geceden sonra ekranda beliren erken alarmı çalmadan kapattı Heeseung. Bir nedeni yoktu, bir şey de düşünmemişti ama tüm gece uyanık kalmıştı.
Gözlerinden uyku akmasına rağmen denese de uyumamış, sadece oturmuştu.
Havanın serinliği yeni vurmuş olacak ki, bir ürperti hissedip içeri girdi. Her yer tamamen düzenlenmiş ve temizlenmişti. Ne kadar heyecanlı olduklarını kanıtlıyordu bu.
Bugün de akşama kadar yapılması gereken çok şey vardı.
Daha uyanan yoktu o yüzden sessizce mutfağa indi. Diğerleri için kahvaltı hazırlamaya başladı. Hepsi dün çok yorulmuştu.
Kendisi için bir bardak kahve hazırladı, ve üyeler için teker teker sandviç yaptı. Yemek yemek istemiyordu, bu yüzden kahveyle yetindi. Uykusu olsa dahi uyuyamadığı için kahvenin iyi olacağını düşündü.
Sanviçleri uyandıklarında yemeleri için paketledi ve kahvesini alarak balkona geri döndü.
Kahveyi yapmasına rağmen mide bulantısından içemeyeceğini anladığında yanındaki masaya koydu.
Kafasını yana çevirmesiyle birlikte Sunghoon'u karşısında gördü, anlık bir gerginlik yaşamasıyla beraber Sunghoon güldü.
"Çok erkencisin."
Kafasını salladı Heeseung, uyumadığının farkında değildi Sunghoon.
"Neden hiç uyumadım demiyorsun da utanmadan başını sallıyorsun?"
"Uyumadığımı nereden biliyorsun?"
"Gece boyunca balkonda oturduğunu gördüm."
"Anladım."
"Gerginlikten mi uyuyamadın?"
"Sayılır. Pek düşünmüyorum gerçi."
"Bu düşünmeyen halin mi Heeseung? Düşünsen günlerce uyuyamayacaksın herhalde. Bir çocuk için bu kadar gerilme."
"Umrumda değil. Onu kabullenmeyeceğim."
"Tanımadığın birine bu şekilde yaklaşman doğru mu?"
"Onun bir başkasının yerini alması doğru mu sence Sunghoon?"
"Yerini aldığı falan yok ki. Gruptan zorla falan da ayırmadı çocuğu. Onu kaybetmemiz bizim suçumuz Jake'in değil. "
"Jake mi?"
"İsmini bile duymadın mı? Tanrım, gerçekten şaka gibisin. Grup arkadaşımızın adı Jake. Onunla ilgili bize söylenen tek şey ismi zaten."
"Pek de gerek yokmuş."
"Heeseung, üzüntünü tanımadığın birinden çıkarmana gerek yok. Bu duruma ben de çok sıcak bakmıyorum ama bunu ona yansıtamam. Biz de en başında tanışmıyorduk. Vakit geçtikçe ona alışacağımıza eminim. Kariyerimizin sonuna kadar beraber olacağız sonuçta, onun hevesini daha ilk gününden kırmaya gerek yok."
"Yine de istemiyorum. Bir başkasının onun yerini almasını."
"O şekilde düşünmeye devam ettikçe istemezsin zaten. Jake kimsenin yerini almıyor. O kendi yerine yerleşmek için geliyor. Biraz uyuyup kafanı toparlamalısın. Akşam seni düşünemiyorum."
"Haklı olabilirsin ama ne kadar uyursam uyuyayım düşüncemin değişeceğini sanmıyorum."
"O zaman ne düşünürsen düşün kendine sakla. Bir şekilde birbirimize destek olmak zorundayız."
"Doğru söylüyorsun."
"Hadi yürü ve yat. Berbat gözüküyorsun. Jake akşam seni gördüğünde bir hayalet gördüğünü sanıp kaçabilir."
"Bak bu harika bir fikir. Onu kaçıracağım."
Sunghoon omzuna vurdu ve Heeseung'u zorla kaldırarak uyumaya ikna etti. Tüm gecenin uykusuzluğunu üzerinden atabilmesini istiyordu.
Onu tek başına olabileceği odaya gönderdi ve kendi işine döndü.
_________________________________________
boyle bolum yazmak harbiden cok zor