10

105 22 55
                                    


Ne yapacağını, ne diyeceğini bilemez halde oturmuş elleriyle uğraşırken üyelerin tek tek dağılmasıyla gerginliği artmıştı.

En sona baş başa kaldıklarında Jake'in sahte gülümsemesi solmuş ve o da Sunghoon'un ardından kalkmaya niyetlenmişti.

Bavulunu almış ilerlerken tanıdık sesin ona seslenmesiyle duraksadı.

"Beni tanıdın, değil mi?"

Arkası dönük halde olan Jake titremeye başlayan ellerini bavulunun tutacağına yerleştirdi ve Heeseung'a doğru dönmeden konuştu.

"Nasıl tanımam ki? Sen Lee Heeseung'sun. Enhypen grubunun en popüler üyesisin ve benim hyungumsun. Seni tanımamak gibi bir seçeneğim yok."

"Ondan bahsetmediğimi biliyorsun." Heeseung Jake'in arkasına dönmesini umarak bu soruyu soruyor, bir yandan da dönse ne yapacağını düşünüyordu.

"Ne demek istediğini anlamadım? Şu anda yatmaya gitmem gerekiyor, pratikten çıkıp buraya geldim ve çok yorgunum. İyi geceler." arkasına bir an bile dönmeden bavulunu çekiştirip Sunoo'nun kaldığı odaya girdi.

Heeseung tek başına kaldığı salonda yere doğru çöktü ve elleriyle yüzünü kapadı. Şu anda ağlamak, çığlıklar atmak ve özürler dilemek istiyor fakat hiçbirini yapamıyordu.

Kapıyı açtığında karşısında gördüğü bedene sarılmak, kokusunu içine çekmek istemişti ama yapamazdı.

Tek kelime etmeye dahi hakkı yoktu Heeseung'un, o soruyu sorduğu için bile kendisine kızıyordu.

Ağrımaya başlayan göğsünü yumruklarıyla düzene sokmaya çalışıyordu ama faydasızdı, bu acı her şeyin en başı sayılırdı.

En büyük pişmanlığını en beklemediği anda görmek onda büyük bir şok yaratmıştı.

Üstelik Jake'in onu tanımıyormuş gibi davranması, acısına acı katıyordu. Hala ne sikime ona Jake diyordu ki zaten? Jaeyun'du o, biricik Jaeyun'uydu.

Saçlarını okşamaya kıyamadığı kişiydi o. Kollarının arasında uyutmadığı sürece uyuyamayan bedendi Jaeyun. Gülümseyince çiçekleri açtıran çocuktu o.

Kendisiyle beraberken tüm yanlarını gördüğü çocuktu o, parmağının kesilmesine bile dayanamadığı kişiydi.

Mutluluktan bile olsa gözyaşının akmasına izin vermediği kişiydi bir zamanlar.

Heeseung tüm bu duyguları içinde tutmasına rağmen istediklerinin tam tersini yapmıştı. Kendisini Jake'in saçlarından mahrum bırakmış, onu kollarının arasında uyutmamıştı. İyi yanlarını ondan almış, geriye sadece kötülerini bırakmıştı. Gülümsemesini çalmıştı ondan.

Hayatı sadece mutluluk ve iyilikle dolu olan çocuğu hayal kırıklığı ve gözyaşlarıyla bırakmıştı. Bırak mutluluktan gözyaşı akıtmasını belki de o süre içinde mutlu bile olmamasını sağlamıştı.

Onun hayatını mahvetmişti, yaptıklarını en kısa şekilde açıklayan şey buydu.

Heeseung'un ilk ve en büyük hatası Jaeyun'du.

Aslında Jaeyun değildi, hata ona yaptığı şeylerdi, hata kendisiydi.

Yara bıraktığı ilk kişi Jaeyun'du, eksikliğini hissettiği kişi Jaeyun'du, uyuyamadığı gecelerin sebebi, kalp ağrılarının kaynağı oydu.




























_________________________________________


cok hizli ilerleidm oldurcemkendkmi

no more, heejake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin