7

117 19 41
                                    



Toplantı hararetli ve soru işaretleri bırakan şekilde bittiğinde üyeler yurdun yolunu tutmuşlardı. Bu sefer aynı arabayla döndükleri için herkes bir şeyler hakkında konuşuyor ve fikrini belirtiyordu.

Neredeyse herkes heyecanlı bir şekilde yeni arkadaşlarının gelmesini bekliyordu, özellikle Sunoo sanki bunu birkaç saat önce öğrenmemiş gibi heyecanlıydı.

"Bir şeyler hazırlamamıza gerek var mıdır? Kek, kurabiye, pasta, içecek? Ah! Yurdu tamamen temizlememiz lazım! Ayrıca oda eşlerimizi de değiştirmeliyiz, değil mi?"

Sunoo heyecanla yapılması gerekenleri art arda sıralarken üyeler de büyük bir merakla onu dinliyordu. Aylar sonra ilk kez bu kadar heyecanlı ve mutlu görüyorlardı onu, öncesinde de mutlu gözükürdü ama çocuklar onun bunu üzüntüsünü gizlemek için yaptığını bilirdi.

O böylesine konuşurken onu dinlemeyen tek kişiler Heeseung ve Sunghoon'dan başkası değildi. Sunghoon dinlememesine rağmen kendi ismi geçtiği an başını kaldırıyor ve ne olduğunu bile bilmediği şeyleri onaylıyordu.

Heeseung ise onları umursamıyormuş gibi uyuyormuş numarası yapıyor ve bu saçma işin bir parçası olmamayı planlıyordu.

Konuşmalar giderek arttığında uyuma numarasını daha fazla ilerletemeden gözlerini açtı ve diğerlerini izlemeye başladı.

Nasıl bu kadar mutlu olabilirlerdi? Tanımadıkları birini önce gruplarına sonrasında hayatlarına alacak, ayrılan arkadaşlarının yokluğunu böylece dolduracaklardı.

Gelecek stajyeri kabullenmek istemiyordu çünkü hala kendini o çocuk için affedemiyordu, ona yaptığı  ihanetten başka bir şey değildi.

Arkadaşının hayatı ve kariyeri gözlerinin önünde mahvolmuş ve o hiçbir şey yapamamıştı.

O çocuk kendini birkaç ay içinde yiyip bitirirken Heeseung ve diğerleri sadece izlemekle yetinmiş, ona elle tutulacak, biraz olsun içini rahatlatacak bir destek bile vermemişti.

Heeseung faaliyetlerine devam ederken onunla hiç görüşmemişti, denk geldiği an iki avutacak "Seni destekleyeceğim." lafından başka ona verdiği hiçbir şey olmamıştı. Diğer üyelerin de ondan farkı yoktu, hepsi arkadaşlarına sırtını dönmüştü bir bakıma.

Bunların hepsi şirket yüzündendi. En başından sanatçısını koruyamamış ve onun böyle bir olay daha duyrulmadan zarar görmesine sebep olmuştu.

Üyelerin birbirine ne kadar bağlı olduğunu bilmesine rağmen onların ara vermesine, yanında olmalarına izin vermemişti.

Suçlayabileceği ve sinirlenebileceği tek kişi şirkettekilerden başkası değildi, çünkü o üyelerinin ne kadar üzüldüğünü biliyordu. Onlar ağlarken hepsine omuz olmuştu.

İlk zamanlar hepsi için her şey çok zordu, vermeleri gereken arayı üyelerini kaybettikten sonra vermişlerdi. O günlerde eskiye dönebileceklerini bile düşünmemişti Heeseung,  artık tamamen eksik kalacaklarını düşünmüştü.

Ama şimdi her şey eskiye dönmekle kalmamış, üstüne yeni birini aralarına almayı kabullenmişlerdi.

Heeseung başka birinin arkadaşının yerini doldurmasını istemiyordu. Artık zamanı geri alamayacağını bilse de kabullenemiyordu.

Heeseung'a göre 6 kişi olmaları bile daha iyiydi. Başka birinin olmasındansa, hiç olmaması en iyisiydi.

Kötü düşünceler bilinçaltını işgal etmeye devam ettikçe gerginliği ve siniri daha da artıyor, nefesi kesiliyordu.

O düşünceleri kovmak amacıyla iyi şeyler düşünmeye karar verdi. Arkadaşını kaybetmenin üzüntüsünü suçsuz birinden çıkarmaması gerektiğini düşündü.

İstese de onun yerini almasına izin vermeyecekti ne de olsa. Basit bir iş arkadaşından ileri gidemeyecekti. Diğerleri izin verse dahi, Heeseung vermeyecekti.

Kimseye bağlanmak istemiyordu artık. Önceki iki hatasından sonra birine bağlanmak onun için izin verilmeyen bir duygu haline gelmişti. Kime bağlansa terk etmek zorunda kalıyordu, bir kez daha bunun olmasına izin vermemek adına hayatına girecek kimseye değer vermeme kararı aldı.

Buna o stajyerden başlayacaktı.



















_________________________________________

oh sukur bu da bitti

no more, heejake Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin