"Bu saatte pratik mi yapıyorsun Jake?"
Jay balkon kapısında durmuş onu izliyordu.
"Evet...bugün kayıt alacağız ve biraz gerginim. Bu yüzden pratik yapmak istedim."
"Pratikten önce gerginliğini yok etmelisin. Sesin iyi olsa bile gerginlik tüm performansını mahvedebilir. İlk günden üzerimizde kötü bir etki yaratmak istemezsin herhalde?"
"Bu sözler gerginliğimi daha da arttırdı." diye sayıklandı Jake, elini göğsüne koyarak nefeslenmeye çalışarak.
"Alay ediyordum, korkma. Hakkında söylenen onca şeyden sonra bizde kötü bir etki bırakman mümkün değil."
"Hakkımda söylenenler mi?"
"Bizim şirkette gizli stajyerlik yapmana rağmen yeteneğini herkese duyurdun. Hepimiz neler yapabildiğinden haberdar sayılırız, yapman gereken tek şey bize bunu göstermek. Şirketimizdeki insanların boş laf edeceğini sanmıyorum, bu yüzden senden beklentilerim çok yüksek Jake. Kendine güven ve yeteneklerini bize göster."
"Ne kadar da güven verici bir konuşma. Park Jongseong yine döktürüyor."
Niki Jay'in arkasında belirdiğinde, Jay'den bir göz devirmesi kazanmıştı.
"Park Jongseong mu? Ne zamandan beri bana böyle seslenir oldun? Hyung nerede? Maknae'lerin yüz karası seni." Jay sahte bir sinirle Niki'yi tutmuş ve kollarının arasına almıştı.
"Ben artık reşit bir adamım."
"Bu neyi değiştirir? Halen senden büyüğüz."
Jake onların bu sahte kavgalarını izlerken oldukça eğleniyordu. Kendini gülmekten alıkoyamamıştı. Aralarına kaynaşmakta hala zorlarsa da eğlenceli halleri sayesinde yakında alışabilmeyi unuyordu.
"Jake, eğer bu velet sana hyung demezse yapıştır gitsin."
"O hiç hyung gibi gözükmüyor ama. Kendime hakaret sayarım."
"Sen Maknae gibi gözükmüyorsun." Jake sonunda ağzını açıp Niki'nin payını verdiğinde genç adam hiç de utanmış görünmüyordu.
"Büyük göstermek iyidir."
"Yine de Maknae olmaktan memnunsun." Jay Niki'nin açığını yakalamış gibi konuştu.
"Elbette memnunum. Özel ilgi görmeyi kim sevmez? Bir yere gittiğimizde param da cebime kalıyor daha ne olsun."
"Yüzsüz yüzsüz anlatıyor bir de. Bir dahakine yemekleri Niki ödesin." Sunoo arkadan bir gözünü ovuşturarak gelmiş ve sohbete katılmıştı.
"Olmaz! Hyunglarım boşuna mı var?"
"Hyungların sana para yetiştirmek için mi var?" Jungwon da uyanıp geldiğinde, kadro neredeyse tamamlanmıştı.
"Balkonda ne işiniz var? Üşümüyor musunuz?" Üzerindeki cekete sımsıkı sarılırken sormuştu Jungwon, soğuk havalara kesinlikle gelemiyordu.
"Ben de yeni geldim, hepsi buradaydı."
"Jake burada pratik yapıyordu. Onu görünce geldim." Jay kendini düzgünce açıklandığında Jungwon ve Sunoo anladığını belirten bir şekilde kafasını sallamıştı.
"Jay hyungun motive konuşması yaptığını görünce dalga geçmeye geldim ben de." Niki de konuştuğunda herkes gülmeye başlamıştı.
"Bu fazla dürüsttü."
"Ben hep dürüstüm. Diğerleri nerede?"
"Sunghoon hala uyuyor olmalı. Tüm gece susmadı. Neredeyse her şey hakkında konuştu, tamamen uyuyakalana kadar da susmadı."
"Biraz zor bir gece geçirmişsin anlaşılan." Jake tekrardan söze katıldığında Jay de olumlu anlamda kafasını salladı.
"Heeseung ne durumda?"
"Ben odadan çıkarken uyuyordu."
"Geç kalmazlarsa iyidir, bugün kayıt günü sonuçta." Jay bunu söyleyip Jake'e göz kırptı.
"Hadi içeri geçin de kahvaltı hazırlayalım. Çok soğuk." Jungwon sözünü bitirir bitirmez içeriye girmişti.
Diğerleri de onu takip etti ve mutfağa doğru ilerledi.
Hepsi kendilerince bir iş bölümü yaptı ve kahvaltı hazırlamaya başladı. Onlar kahvaltıyı hazırlarken bile Sunghoon ve Heeseung'tan iz yoktu.
"Jake bu ikisini uyandırıp gelsene. Geç kalacağız yoksa." Jungwon kendisine seslenildiğinde Jake şaşırmıştı.
"Ben gitmesem olmaz mı?"
"Neden?"
"Utanıyorum ben. Jay falan gitse."
"Tamamdır ben gideyim."
Jay hızla o ikisini uyandırmaya gittiğinde diğerleri kahvaltıyı hazırlamayı bitirmişti. Hepsi masaya oturup bu üçlüyü beklemeye başladı.
Jay önde gülerek gelirken Heeseung ve Sunghoon saçları dağılmış halde, gözlerini zar zor açarak yürüyordu.
Masaya oturup sessizce yemeklerini yemeye başladılar. Jay sessizliği bozdu.
"Normalde sizi ben uyandırmayacaktım, Jake gidecekti ama utandı."
"Neden?" Heeseung tüm uykusu açılmışcasına dikkatini Jay'e vermişti.
"Kendisine sor. Sadece utandığını söyledi."
"Bizden utanması için bir neden yok ki." Sunghoon da konuşmuştu.
"Hala tam alışamadım bu yüzden biraz utanıyorum, üzgünüm."
"Utangaçlığını en kısa sürede yenip bunu telafi etmelisin." Heeseung konuştuğunda Jake şaşkınlıkla ona baktı.
"Ederim." Heeseung'un yüzüne bakmadan verdiği bu kısa cevap onunla daha fazla konuşmak istemediğini belirtiyordu.
Tekrar sessizlik olduğunda, Sunghoon konuştu.
"Kayıt almaya kaçta gideceğiz? Jake'in vokalini çok merak ediyorum."
"Yemeğimizi bitirdiğimizde çıkarız. Jake, hepimiz senden çok umutluyuz, bizi etkile!" Jungwon konuşmuş ardından Jake'e gülümsemişti.
Tüm gözler üzerine döndüğünde Jake konuşması gerektiğini hissetmişti.
"Sizi hayal kırıklığına uğratmamaya çalışacağım."
_________________________________________
soguk savas dondurmeyjn beylr yeter
