Heeseung Jake'e mümkün olan en uzak yere doğru oturduğunda halen gözlerini ondan alamıyordu.
"Buna pek emin olamıyorum." Jake ona bakarak konuştuğunda Heeseung ne diyeceğini bilemedi. Oturacağı yere doğru ilerlerken Jake'in mırıldandığı şeyi duymuştu.
Haklıydı, sonuna kadar. En çok istediği kişi onu istememişti, bu tarz bir şeyi sorgulaması çok normaldi.
"Sen bu şirketin gizli silahısın. Yeteneklerine güven." Sunghoon gururlu bir ifadeyle Jake'e doğru baktığında çocuğun yüzünde oluşan gülümsemeyle birlikte rahatladı.
"Her şeye hazırlıklı olmalısın." Jay sanki onun bu tedirginliğini görmüş gibi konuşuyordu.
"Olumsuz düşünme Jake." Heeseung derin anlamlarla kendisine bakan gözlere bakarak konuştu.
Jake takma adını onun ağzından duymanın verdiği acıyı yansıtmamaya çalışarak başını salladı. Ardından başını önüne eğdi ve sessizliğe büründü.
Heeseung eline telefonunu alıp makaleyi okuduğunda, Jake'in bu soruyu sormasını anlamlandırabilmişti. Gelen yorumları az çok tahmin edebiliyordu. Makalede ondan bahsedilmemesine sevinmişti. Onun geleceği bilgisi yer almamasına rağmen gelen nefret yorumları, o bilgi olsaydı daha da artabilirdi.
Bu sadece bir hazırlık haberiydi, zaten aylardır ortalıkta değillerdi bu yüzden normal bir haberdi bu. Olması gereken buydu.
Sadece onun gidişiyle yıkılacak bir grupta değildi Heeseung. Üzülebilirdi, ağlayabilirdi, birilerini suçlayabilirdi ama bırakıp gidemezdi.
İşler normale dönmek zorundaydı. Bir kişi eksik devam etmeyeceklerdi zaten. Bu haberden çoğu kişi hoşlanmayacaktı, hatta fandomdan çekip gidecekti. Heeseung için sorun değildi. Artık yakınında olmasını istediği tek kişi buradaydı. Herkes gidebilirdi, o kalmalıydı.
Jake ile arasındakileri düzeltmek istiyordu. Bunun olma ihtimali çok düşüktü, yapamayacağı belli sayılırdı.
Tek sebebi kendisiydi. Jake onu istemese de bunu anlayabilirdi, onun yüzündendi. Ama onun grubu bırakıp gitmesini istemiyordu. Onu görebiliyor oluşuna bile şükürler ediyordu.
Güzel yüzünü öyle özlemişti ki, bunları düşünürken bile gözlerini ondan ayıramıyordu. Muhtemelen tüm sohbeti kaçırmıştı. Jake ara sıra sohbete katılıyor, onlara uyum sağlamaya çalışıyordu.
Onun bu hallerini gördükçe tekrar o gruba gelmeden önce hiç tanımadığı halde söylediği şeyler geldi. Yine pişmanlık duyuyordu. Şu anda düşündükleri ve o günküler çok farklıydı.
Hislerinin farkındaydı, onu gördüğünde bastırdığı duyguları gün yüzüne çıkmıştı. Ona olan duyguları aşkı da aşmıştı. Bu sevgi aşk olarak adlandırılamazdı. Özlemiyle birleşen aşkı, kontrol edilemez bir seviyeye ulaşmıştı.
Tekrar sarmalamak istiyordu onu kollarının arasında. Ne kadar beklemesi gerekiyorsa beklerdi, ne yapması gerekiyorsa yapardı. Yapacaktı da.
_________________________________________
heeseung anana sovcem