Keyifli okumalar dilerim
Bölümü oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Ayayayyaya neler olduuuuu.
🦋
Gökyüzünde özgürce uçan bir kırlangıcın, sen nasıl kanatlarını kırmaya cesaret edersin?
Hayat çok meraklıdır şaşırtmaya. Seni, en güçlü sandığın anda aslında zayıf noktandan yakalayıp yere çakmaya çok meraklıdır. Seni kendi kurduğun tuzağın içine çekmeye, seni, her defasında kendi oyununa dahil etmeye oldukça meraklıdır. Hal böyleyken... Ne yapabilirsin ki?
&
Yakalanmışmıydım, kendimi ele vermişmiydim. Hayır, yakalanamazdım. Ben bunun olmasına asla izin veremezdim. Kendimi ele vermeyi geçtim, şuan bu karanlıkta ne yaptığımı bile göremiyordu. Benim kurduğum bir oyunu benden başkası bozamazdı.
Bir anlığına da olsa içimde bir korku, bir panik oluşmuştu. Ensemde sıcak nefesini hissettiğim adama sorduğu sorunun cevabını vermeliydim. En iyi bildiğim şeyi yapmalıydım, oyun oynamalıydım. Oyunun içinde yine ve yine oyun oynuyordum. Yönümü ona döndüğümde karanlıkta yüzünü göremiyordum. Ama nefesini yüzümde hissediyordum. Üzerime doğru eğildiğini hissettim.
"Soruma bir cevap verecek misin asistan?" Konuşurken ki nefesi, dudaklarıma çarpıp geçiyordu.
"Ben..." Hadi ama iyi bir yalan üretmeliydim. "Sen..." Diye mırıldandığında nefesi yine dudaklarımın üzerinden çarparak geçmişti. "Ben, tuvaleti arıyordum. Alt kattaki doluydu ve kapıyı açan abla bana bu katta da bir tuvalet olduğunu söyledi" Bir gülme sesi geldi kulağıma, ardından üzerime doğru eğilen bir bedem hissettim. Sırtımı masaya yaslamışken buldum kendimi. Karanlıktı, karanlıkta birşey göremiyordum. Ve ben karanlıkta olmaktan nefret ediyordum. "Tuvalet, benim çalışma odamda değil ama..." Bana yakındı. Fazla yakındı. "Yanlış yere gelmişim o zaman" deyip yama döndüm, adımımı atıp yürüyeceğim sırada birşey önüme geçip buna engel oldu.
Diğer tarafa dönüp oradan yürüyüp gideceğim esnada bu sefer de o taraftan önüme birşey engel oldu buna. Nefesini daha yakından hissetmenin verdiği ürperti ile bir adım gerilediğimde, arkamdaki masa daha fazla geri gitmeme izin vermedi. Saçları anlıma değen adam yüzünden elerimi masanın kenarını tutacaktım fakat, elerimin altında tutuğum masa değildi. Onun elleriydi. Dışarı bir nefes verdiğimde gözlerimi yummuş, dudaklarımı ise birbirine bastırıyordum. Az önce gitmemi engeleyen onun iki yanıma uzattığı kollarıydı. Şimdi, masayla onun arasındaydı. Ve bu adam bana çok yakındı.
"Odamda ne aradığını söyleyecekmisin?" Söylüyorum, ama sen anlamıyorsun. "Dedim ya, yanlış yere gelmişim diye" bir gülme sesi geldi yine kulağıma.
Nefes alış ve veriş seslerini kulağımın yakınında hissediyordum. "Bu söylediğine inanmadım ama inanmış gibi yapıyorum," Fısıltı şeklinde konuşması içimi ürpertiyordu. Yüzünün yüzüme dönük olduğunu hissetim. "Gözüm,..." Dedi ve durdu. "Üzerinde asistan" İki elimde hala onun ellerinin üzerindeydi. Hatta bir elimde anahtarı tutarken, bir diğer elimle onun elini tutuyordum. "Elimi tutmaya devam edecek misin peki?" Çapkınlığı sesine de yansımıştı. Elinin üzerindeki iki elimi de anında çekip kendi önümde birleştirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇ-Dedektif- (Düzenleniyor)
Teen FictionSolmuş çiçekler, Ölmüş umutlar, Çalınmış hayatlar Hapis edilmiş ruhlar... Kin, nefret ve intikam. Bir kadın vardı varlığı bu üç duygudan oluşan ve bir kadın vardı, varlığı çektiği acılardan ibaret olan.