Merhabalarrrrrr🦋
Bu bölüm çok sakin geçecek, ama bir kaç bölüm sonrası pek de öyle olmayacak.
Sakin geçen bölümlerin kıymetini bilmeliyiz bence. Çünkü asıl hikaye daha başlamadı.
Bölüm gelme günleri artık Çarşamba, saat; 19:00'da
Bu arada hafta sonu büyük bir ihtimalle yeni kurgumun ilk bölümü gelecek. Destek olursanız sevinirim.
Keyifli okumalar dilerim.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Yorumlarınızı bekliyorum.
Şarkılar; Madrigal; Dip
Jakuzi; koca bi saçmalık(Bölüme başlamadan önce yıldıza basarmısın?)
Instagram; thenur.klc
Kırlangıçlar gökyüzünde özgürce uçmaya devam edebilsin diye bu savaş, bu direniş...
Çoğu insan bilmez, kırlangıçların anlamını. Merak etmez, sormazlar. Hatta çoğu gökyüzüne baktığında gözlerinin gördüğünün bir kırlangıç olduğunu bile farketmez, bilmez.
Oysa çoğu kişinin haberdar dahi olmadığı o kırlangıçların benim ruhumda derin anlamlar ve hatta yaraları vardı. Kanaya kanaya kabuk tutan yaramdı kırlangıç kuşu. Nerden bilecektim ki öylesine masum bir kuşun bende böyle derin anlam taşıyacağını. İşte bilemezdim. Gerçi ben şu hayatta neyi bilebilmiştim ki.
Kırlangıçlar, ah o kırlangıçlar yokmu, o kırlangıçlar. Ne de güzel uçuyorlar öyle. İnsan saatlerce izlese doyamaz. Özgürlüğün simgesini. Özgürlük, her zaman derim, özgürlük benim içik kırlangıçlardır diye.
Ama ben asla özgür olmayı başaramamıştım.
Çok küçüktüm daha beni alıp bir kafese kilitlediklerinde. Hiç acımadan kanatlarımı kırdıklarında. Özgürlüğümü sınırladıklarında. Aldığım nefesin her bir zerresinin hesabını sorduklarında. Gözlerimden akan yaşın bile hesabını sorduklarında. Güldüm diye saniyesinde ağlattıklarında.
Oysa ki tek istediğim, kırlangıçlar gibi özgür olmaktı. Onlar gibi bir kuş olmayı istemiştim. Ama hayat, buna asla izin vermemişti.
İşte bu yüzden kaybedemezdim. Kaybetmemem gerekiyordu.
Kaybetmek, hayatın oynadığı oyuna kendi oyunumla karşılık vermeye başladığımdan beridir kaybetmek, yanımdan bile geçemedi.
Ceylin Alakar, asla kaybetmez, pes etmezdi. Düşmanına zafer sevincini yaşatmazdı.
Ceylin Alakar, insanın boğazında kalıp bir türlü yutamadığı olurdu.
Gök gürüldeyip şimşek çaktığında esen sert rüzgar içimi titretti. Yağmur adeta bu gece bir sel gibi yağıyordu. Ağaç yapraklarının çıkardığı sesler eşliğinde yağan yağmurdan çıkan sesler, insanın içine huzuru dolduruyordu.
Yağmuru seviyordum. Benden bazı şeyleri alıp götürmesini en çok seviyordum. Yağmurun, bana hissettirdikleri çok farklıydı. Huzuru, iliklerime kadar hissettriyordu yağmur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇ-Dedektif- (Düzenleniyor)
Novela JuvenilSolmuş çiçekler, Ölmüş umutlar, Çalınmış hayatlar Hapis edilmiş ruhlar... Kin, nefret ve intikam. Bir kadın vardı varlığı bu üç duygudan oluşan ve bir kadın vardı, varlığı çektiği acılardan ibaret olan.