Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen Instagram hesabım thenur.klc
Şuna da değineyim; hiçbir kurgum çalıntı değilidr, hepsi tamamiyle benim hayal gücüme aittir.
(Oy vermeyi unutmayın)
💫
"En kusursuz cinayet, birinin yaşam sevincini öldürmektir"
Paulo coelho✨
Cinayet neydi? Cinayet, bir ölüm, birde harcanan bir hayat değil miydi. Peki insan kendini harcayacağını bilmesine rağmen neden cinayet işlerdi. Birini öldürünce ele ne geçiyordu. Anlayamadığım şey, birinin canına kıymak nasıl bu kadar kolay olabilir. Cinayet işlerken, hiç mi öldürdüğü kişinin hayalleri olduğunu düşünmüyor, bir hayatı, bir ailesi. Birini öldürürken geride kalanların ne denli acılar çektiğini bilmiyorlarmı. Bir ölüme en çok geride bıraktıkları üzülürdü.
Yerde yağan yağmurdan dolayı yere akan kana dalmıştı gözlerimi, bir türlü de ayıramıyordum. Hava soğuktu ve yağmur yağıyordu. Gözlerim yerde cansız yatan adamın yüzüne kaydı. Çoktan rengi atmıştı, sanki tüm kanı çekilmiş gibi bem beyazdı teni. Kıpırdamadan, hareketsizce öyle yerde yatıyordu. Daldığım yerden beni Yaseminin sesi çıkardı.
"Çabuk ol Ceylin, şimdiye polis ekiplerinin haberi olmuştur" dedi.
Haklıydı, şimdiye tüm emniyet buraya üşüşürdü, onlar gelmeden benim buradan gitmem gerekiyordu.
Çöktüğüm yerden kalkarken bile gözlerim hala adamın cansız bedenindeydi. Hala burada durduğumu gören Yasemin kolumdan tutu ve beni kendi tarafına çevirdi.
"Niyetin kendini açık etmek mi dedektif?" Diye sordu bu seferde.
Gözlerim cansız bedenden ayrılıp yasemin'e döndü, göz göze geldiğimizde, gözleriyle bana hadi diyordu.
Evet, tüm ülkeyi kendine hayran bırakmış ama kimliği bilinmeyen dedektif bendim.
Birazden polis araçları dört bir yandan burayı sarmış olacaktı. O yüzden acele etmeliydim. Kafamı aşağı yukarı sallayarak arkamı döndüm ve arabama doğru yürümeye başladım. Yağmur hala yağışını sürdürüyordu ve ben sırılsıklam olmuştum. Arabanın yanına vardığımda kabanın cebindeki anahtarı alıp arabayı açtım. Şoför kapısını açıp arabaya bindim. Şuan üstüm başım ıslaktı.
Arabayı çalıştırdım ve bu tenha yerden çıktım, yola çoktan çıkmıştım. Bahçenin kapısı açıldığında içeri girdim, arabayı parkettikten sonra çantamı da alıp indim. Evin kapısının karşısına gelince anahtarı alıp kapıyı açtım, evin içerisine girer girmez ıslak botlarımı çıkarıp yere attım koşar adımlarla üzerimdeki ıslak kabanla merdivenleri hızla çıktım. Odaya girdiğimde üzerimdeki ıslak kabanı çılardım. Üzerimdeki ıslak kıyafetleri çıkarıp dolaptan bir pijama takımı alıp giyindim. Islak olan saçlarımı kurutup dağınık bir topuz yaptım.
Yerdeki ıslak kıyafetlerimi alarak banyodaki kirli sepetine attım. Odadan çıkıp aşağı indim ve eve girdiğimde yere attığım botlarımı alıp bir köşeye koydum. Nihayet kendime gelebilmiştim, ama üşüyordum. L koltuğa doğru ilerleyip oturdum, koltuğun köşesindeki pamuk beyaz battaniyeyi alıp üzerime örtüm. Ortadaki sehpanın üzerindeki telefonu alıp yasemini aradım. Üçüncü çalışta telefon açıldı.
"Yasemin"
"Efendim Ceylin"
"Ne yaptın?" Diye sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇ-Dedektif- (Düzenleniyor)
Novela JuvenilSolmuş çiçekler, Ölmüş umutlar, Çalınmış hayatlar Hapis edilmiş ruhlar... Kin, nefret ve intikam. Bir kadın vardı varlığı bu üç duygudan oluşan ve bir kadın vardı, varlığı çektiği acılardan ibaret olan.