Merhaba canlarımmmm, bomba bir bölümle geldim.
Bu arada biz 13 bin olmuşuzzz.
Oy sınırı; 20 yorum sınırı; 30
Sınır geçerse ancak bölüm geçecektir bilginize.
Yorum sınırı geçtiği için bölüm geldi.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfen.
Keyifli okumalar dilerim 🦋
&
"vücudumun her yeri derin yaraların üzerini örten dikiş ilzeriyle dolu"
ölümle ne zaman bütünleşmiştim? Doğduğum gün mü? Yoksa onca şeyi onca acıyı yaşadıktan sonra mı? Varlığımın ölümle bağlantısı neydi. Ölümün yakamı bir türlü bırakmamasının nedeni neydi? Neden hep en büyük hesabı bana kitliyordu?
Ölüm bendim. Varlığımın ölümdü. Ben hayatına girdiğim insanlara ölüm getirirdim. Uğursuz bir lanet gibi yağışmıştı üzerime. Ne kadar yıkasam da çıkmak bilmiyordu.
Yıllardır bu yüzden herkesten herşeyden kaçtım. Ve kaçmaya da devam ediyorum. Sevgimi kimseye belli edemiyorum, etmeye korkuyorum. Eğer ki sevgimi belli edersem kaybederim. Çünkü hep en sevdiklerimi kaybettim. En sevdiğimi kaybettim.
Beni tanıyanlar taş kalpli olduğumu düşünürdü hep. Hatta kalpsiz bile olurdum onlar için. Çevremde hep sayılı insanlar barındırırdım. Ölmemeleri için, ölümlerinin sebebi ben olmamak için. Bir duvar örmüştüm insanlıkla arama.
"Ben onu bulmadan o beni bulmuş" dedim, alayla gülüp Yasemin'e dönerken. "Ne?" Dedi, şaşkınlıkla bana bakarak.
"Parmaksız,"dedim. Adımlarımı Yasemin'e doğru atmaya başlamıştım. "Ne demek beni bulmuş?" Diye sordu. Elimde tutuğum not kağıdını ona doğru uzattım. "Bilmiyorum, ama dedektif dediğine göre beni bulmuş" Yasemin uzattığım mağıdı eline alıp okumaya başladı. Notta yazanları okuduktan sonra hızla kafasını kaldırıp bana baktı.
"Hadi canım" derken o da benim gibi güldü. "Ondan kaçmam aptallıkmış," dedim gülerken. "Bilmiyor ki kimliğimi onu bulmak için gizli tutuğumu."
"Nasıl öğrenmiş lan?" Diye sordu Yasemin anlaşmazlık içinde bir sesle. Omuz silktim. "Ceylin, tamam her yerde onu arıyoruz falan ama, gerçekten seni bulduysa ve sana geliyorsa neler olacağını az biraz tahmin edebiliyoruz değilmi" derken birşeylerin farkına varmamı bekliyordu.
"Yasemin, ben yıllardır bu anı bekledim. Onu bulmayı, onunla yüzleşmeyi, işlediği suçun, bana yaşattıklarının, onun yüzünden yaşadıklarımın hesabını sormak için ben bekledim hep."
"Biliyorum, ama sende biliyorsun ki bu adam öyle hafife alınacak biri değil, ya sana birşey yaparsa?" Derken benim için endişelendiği belliydi.
"Ben ona borçlu falan değilim, ya da işine çomak sokan biri de değilim. Tam tersi onun bana borcu var. Ben değilim ona hesap verecek olan, o bana hesap verecek. Yaptıklarının, yaşadıklarının hesabını bana verecek Yasemin"
Onca suç işlemiş adam, sadece işlediği tek bir suçta takılı kalmıştı. Ve o işlediği suçun fırtınasında sırtını kayaya çarpan benim peşindeydi. Neden beni peşimdeydi bilmiyordum. Beni nereden, nasıl buldu onu da bilmiyordum. Ölümün bana geldiğini söylüyordu fakat yanılıyordu. Ölüm, bu sefer ona gelecekti. Ölüm bendim ve ben ona gidecektim. Ona ölümü tattıracaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIRLANGIÇ-Dedektif- (Düzenleniyor)
Novela JuvenilSolmuş çiçekler, Ölmüş umutlar, Çalınmış hayatlar Hapis edilmiş ruhlar... Kin, nefret ve intikam. Bir kadın vardı varlığı bu üç duygudan oluşan ve bir kadın vardı, varlığı çektiği acılardan ibaret olan.