Yunho gözlerini, içeriden gelen bağırışmalar yüzünden araladı. Bir yandan esnerken, bir yandan da neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. Birden aklına Eunae geldi. Hızla yataktan kalktı ve Eunae'nin odasına girip onu kontrol etti. Uyuduğunu gördüğünde rahatlayarak kapısını kapattı ve bu sefer salona ilerledi.
Bir misafir olduğunu bilmiyordu.
"Uyanmışsın, günaydın." dedi Yeosang.
Yeosang'ın baktığı tarafa diğerleri de dönünce şaşkınca gözlerini büyüttü Yunho. Dün gördüğü, zengin olduğunu düşündüğü siyah saçlı adam buradaydı.
"Aa, sen tabloları yapan kişi değil miydin?" dedi siyah saçlı olan.
Yeosang kaşlarını çattı. "Tanışıyor musunuz?"
"Dün çalıştığım yere yemek yemeye gelmişti." dedi ve Yeosang'ın yanına geçti Yunho.
Yunho, Yeosang'ın yanına otururken hâlâ şaşkınlığını üzerinden atamamıştı. Gözlerini Mingi'ye dikti. "Burada ne işin var?"
Mingi hafifçe gülümsedi. "Jongho benim eski bir arkadaşım ve kişisel sebeplerden dolayı, bir süre onunla konuşmam gerekiyordu." dedi. Ardından bakışlarını Yunho'ya yöneltti. "Ama asıl mesele şu ki, seninle daha fazla konuşmak istiyorum."
Yunho, kafası karışmış bir şekilde Mingi'ye baktı. "Ha?"
Mingi, cebinden küçük bir kartvizit çıkararak Yunho'ya uzattı. "Dün senin çizimlerini gördüm. Çok yeteneklisin. Eğer istersen, seninle çalışmak istiyorum. Şirketimde bir tasarımcıya ihtiyacım var ve sen bu iş için mükemmel görünüyorsun."
Yunho, elindeki kartvizite bakarken bir yandan da duyduklarını hazmetmeye çalışıyordu. Bu teklif, hayatında bir dönüm noktası olabilirdi. Ama hemen karar vermek istemiyordu.
"Düşünmem lazım." dedi tereddütle.
Yeosang, Yunho'ya destekleyici bir bakışla gülümsedi. "Bu senin için büyük bir fırsat olabilir Yunho."
O sırada, Eunae'nin odasından gelen hafif adım sesleri dikkatlerini çekti. Küçük kız, elinde oyuncağıyla kapının kenarında belirmişti.
Yunho, hemen ayağa kalkarak kızına doğru yöneldi. "Günaydın meleğim."
Mingi şaşkınlıkla gözlerini Yunho'ya dikti. "Çocuğu mu vardı?" diye sordu, gözlerinde beliren şaşkınlık açıkça görülüyordu.
Jongho hafifçe gülümsedi ve başını salladı. "Evet, bu Eunae," dedi. "Yunho'nun biricik kızı."
Eunae, babasına sarılırken utangaç bir şekilde hiç görmediği bedene baktı. Yeosang, diz çökerek Eunae'nin seviyesine indi. "Günaydın Eunae."
Eunae, Yeosang'ın gülümsemesine karşılık verdi ve babasının elini tutarak, "Günaydın." diye fısıldadı.
Yunho, kızının yanına diz çöktü. "Karnın aç mı? Sana kahvaltı hazırlayayım mı?"
Eunae başını salladı. "Evet, baba."
Yunho, kızının saçlarını okşadı ve mutfağa doğru yöneldi. Yeosang ona eşlik etmek için ayağa kalktı. "Ben de yardım edeyim." dedi Yeosang neşeyle. "Küçük bir takım çalışması yapalım."
Hep birlikte mutfağa geçtiklerinde, ikisi de bir işin ucundan tutarak kahvaltı hazırlamaya koyuldu. Yunho, bir yandan kızına krep yaparken, bir yandan da Mingi'nin teklifini ve hayatındaki bu ani değişiklikleri düşünüyordu. Bu yeni başlangıç, hem onun hem de Eunae için yeni umutlar ve fırsatlar getirebilir miydi?
...
Kahvaltı bittikten sonra herkes masayı toplamaya başladı. Yeosang, Eunae'yi mutfaktan çıkarıp salonda biraz oynaması için birkaç oyuncak getirdi.
O sırada Yunho, bulaşıkları yıkarken Mingi onun yanına gelip sessizce durdu. "Bu sabahki teklifimi düşünmeni istiyorum" dedi yumuşak bir sesle. "Senin yeteneğin gerçekten dikkatimi çekti. Seni ofisimize davet etmek ve yeteneklerini tam anlamıyla değerlendirmek istiyorum."
"Bu benim için büyük bir fırsat olabilir." dedi içtenlikle. "Ama öncelikle Eunae'yi düşünmem lazım. Onun ihtiyaçları benim önceliğim."
Mingi gülümseyerek başını salladı. "Anlıyorum. Ama bu fırsat, kızının geleceği için de bir şans olabilir. İyi bir işin, onun hayatını daha iyi hâle getirebileceğini unutma."
O sırada Jongho, mutfaktan içeri girip konuşmaya katıldı. "Yunho, bence bu teklifi ciddiye almalısın." dedi ve elini Yunho'nun omzuna koydu. "Mingi'nin şirketi, yeteneklerini sergileyebileceğin ve daha iyi bir gelecek kurabileceğin bir yer. Ayrıca biz her zaman buradayız ve sana destek olacağız."
Yeosang, Eunae ile oyun oynarken salondan seslendi. "Yunho, burada hepimiz senin yanında olacağız. Senin yeteneklerin boşa gitmemeli. Tanıdığımız biri olduğu için çok rahat edeceğini düşünüyorum."
Yunho, derin bir nefes aldı. "Tamam," dedi kararlı bir şekilde. "Bunu denemek istiyorum. Ne zaman başlayabilirim?"
Mingi'nin yüzünde büyük bir gülümseme belirdi. "Harika. Yarın ofise gel ve detayları konuşalım. Sana ihtiyacımız olan projeleri anlatacağım."
Bu sırada Eunae, Yunho'nun yanına gelerek elini tuttu. "Baba, yeni bir yerde mi çalışacaksın?"
Yunho, kızına sevgiyle baktı. "Evet, bebeğim. Belki de yeni bir başlangıç yapabiliriz. Bu, bizim için bir şans. Ancak yine seninle vakit geçiremeyebilirim."
Eunae, babasına sarıldı. "Sorun yok. Ben seninle her yerde mutlu olurum, baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Douceur | Yungi
FanfictionJeong Yunho, kızı Eunae ile birlikte zorluklarla boğuşan bir iş adamıdır. Maddi sıkıntılar içinde sıkışıp kalmışken, hayatları zengin bir grafik tasarımcı olan Song Mingi'nin ansızın karşılarına çıkmasıyla her şey değişir.