Yunho, yeni işine başlamadan önce son haftasını geçirdiği kafeye döndü. Sabah erkenden kalktı ve her zamanki gibi Eunae'yi okula bıraktıktan sonra kafeye doğru yola çıktı. İçeri girdiğinde, çalışma arkadaşları onu sıcak bir şekilde karşıladılar.
"Hoş geldin, Yunho. Önlüğünü arka odaya kaldırdım. Ha, duyduğuma göre de buradan ayrılıyormuşsun? Seni özleyeceğiz."
Yunho gülümseyerek, "Ben de buradaki herkesi özleyeceğim ama yeni başlangıçlar her zaman iyidir." dedi.
Gün boyu yoğun bir tempoda çalıştı. Kafedeki müşterilere hizmet verirken, yeni işinde başlayacağı günü ve orada yapacağı işleri düşündü. Öğle saatleri geldiğinde kafenin kapısı açıldı ve içeriye Mingi girdi. Yunho, onu görünce şaşırdı ama hemen kendine çeki düzen verip profesyonel bir şekilde yaklaştı.
"Merhaba, Hoş geldiniz." dedi Yunho nazikçe.
Mingi, Yunho'ya sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi. "Merhaba, Yunho. Bugün buraya gelip seni çalışırken görmek istedim. Ayrıca, buranın yemeklerini de seviyorum."
Yunho, Mingi'yi rahat bir masaya yönlendirdi ve ona menüyü verdi. Mingi kısa bir süre sonra siparişini verdi ve Yunho hemen mutfağa yöneldi.
Bir süre sonra Yunho, Mingi'nin siparişini getirdikten sonra diğer müşterilerle ilgilenmeye devam etti. Kafede yoğunluk artarken, Yunho bir siparişi masa 6'ya götürmek için hazırlık yaptı. Siparişi aldı ve dikkatle masaya yöneldi.
Masaya yaklaştığında, oradaki müşteri gözlüklerini düzelterek Yunho'ya sert bir bakış attı. "Nihayet! Siparişim neden bu kadar geç geldi?" diye bağırdı müşteri.
Yunho, sakin kalmaya çalışarak, "Özür dileriz. Bugün oldukça yoğunuz. Siparişiniz için beklettiğimiz için üzgünüm." dedi.
Ancak müşteri daha da sinirlendi. "Yoğunmuş, hah? Ben burada beklemek zorunda değilim" diye bağırarak ayağa kalktı ve Yunho'yu itmeye çalıştı.
Yunho dengesini kaybetmemek için geriye doğru adım attı. "Lütfen sakin olun, efendim. Herhangi bir sorunu çözmek için buradayım." dedi, ama müşteri daha da öfkelendi ve bağırmaya devam etti.
Bu sırada Mingi, durumu fark ederek hızla masaya yaklaştı. "Ne oluyor?" dedi sert bir ses tonuyla. Yunho'nun savunmasız hâlini görmek onu rahatsız etmişti.
Müşteri, Mingi'nin yaklaşımıyla bir an duraksadı ama sonra tekrar bağırarak, "Bu garson, siparişimi geç getirdi. Ben sürekli beklemek zorunda mıyım? Bu kabul edilemez!" dedi.
Mingi, müşteriyle göz göze geldi. "Göründüğü gibi, buradaki tüm çalışanlar elinden gelenin en iyisini yapıyor. Bugün kafe gerçekten yoğun ve biraz anlayışlı olmanızı beklerdim. Burada beklemek istemiyorsanız, hemen yan taraftaki yere gidebilirsiniz. Sizi burada zorla tutmuyorlar, kendi isteğinizle geliyorsunuz. Ona göre davranın."
Yunho, Mingi'nin müdahalesine minnettar bir bakış attı. Müşteri ise durumu anladığını ve sakinleştiğini belli eden bir mırıldanmayla yerine oturdu. Mingi, Yunho'ya dönerek, "Her şey yolunda mı?" diye sordu.
Yunho, derin bir nefes alarak, "Evet, teşekkür ederim, Mingi. Her şey yolunda." dedi.
Müşteri daha fazla sorun çıkarmadan yemeğini yemeye devam etti. Yunho ise, Mingi'nin bu desteği karşısında minnettarlığını ifade etmek için ona hafifçe gülümsedi. Mingi de ona destek veren bir bakış attı ve masasına geri döndü.
Günün geri kalanında, Yunho kafedeki işini bitirdi ve akşam eve döndüğünde, Eunae'yle olan vakti daha da anlam kazandı. Yeni işine başlamadan önce, son bir hafta boyunca kafe ile vedalaşmak ve yeni başlangıcına hazırlanmak için kafasını iyice toplarladı.
--
Ficin ilk bölümleri biraz sıkıcı olsa da, daha iyi ve daha uzun bölümler yaklaşıuor
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Douceur | Yungi
FanfictionJeong Yunho, kızı Eunae ile birlikte zorluklarla boğuşan bir iş adamıdır. Maddi sıkıntılar içinde sıkışıp kalmışken, hayatları zengin bir grafik tasarımcı olan Song Mingi'nin ansızın karşılarına çıkmasıyla her şey değişir.