9

100 24 0
                                    

Yunho, yeni işinin ilk gününde ofise vardığında kalbinde hafif bir heyecan hissetti. Geniş ve modern ofis binasına girdiğinde, resepsiyondaki görevli ona gülümsedi ve Mingi'nin kendisini beklediğini söyledi. Yunho, asansörle yukarı çıkarken yeni başlangıcın getirdiği heyecanla doluydu.

Mingi'nin odasına girdiğinde, Mingi onu sıcak bir gülümsemeyle karşıladı. "Hoş geldin, Yunho."

"Merhaba."

Mingi, Yunho'yu masasına yönlendirdi ve çalışma alanını tanıttı. "Burası senin masan olacak. Bilgisayarın, gerekli tüm programlar ve araçlarla donatıldı. İhtiyacın olan başka bir şey olursa, bana veya teknik destek ekibimize haber verebilirsin."

Yunho, masasına oturdu ve bilgisayarı inceledi. Her şey modern görünüyordu. Mingi, onun rahat hissetmesini sağlamak için yanında durdu.

"Öncelikle, şu anda üzerinde çalıştığımız projeleri gözden geçireceğiz. Daha sonra seni ekibimizdeki diğer üyelerle tanıştıracağım."

Yunho, başıyla onayladı ve Mingi'yi takip ederek toplantı odasına girdi. Masanın üzerinde birkaç dosya ve tablet vardı. Mingi, Yunho'ya oturmasını işaret etti ve bir dosyayı açtı.

"İlk olarak, şu anda üzerinde çalıştığımız önemli projelerden biri hakkında bilgi vereyim," dedi Mingi. "Bu proje, büyük bir reklam kampanyası için hazırladığımız görsel tasarımları içeriyor. Müşterimiz, yenilikçi ve dikkat çekici bir kampanya istiyor."

Yunho, Mingi'nin anlattıklarını dikkatle dinledi ve dosyadaki tasarımlara göz attı. Tasarımlar etkileyici ve yaratıcıydı. Mingi, Yunho'nun geri bildirimlerini alarak projeyle ilgili bazı detayları tartıştı.

"Senin bakış açına ve yeteneklerine gerçekten güveniyoruz, Yunho." dedi Mingi. "Bu projede seninle çalışmak bizim için büyük bir şans olacak."

"Teşekkür ederim. Bu projede elimden gelenin en iyisini yapacağım."

Mingi, Yunho'yu ofisin diğer bölümlerine yönlendirdi. "Şimdi seni ekibimizin diğer üyeleriyle tanıştırmak istiyorum."

...

Diğer kişilerle tanıştıktan sonra Yunho, yeni işine alışmak adına çalışmaya başlamıştı. Yabancılık çektiği ortamda kendini daha iyi hissedebilmek için küçük görevler almış, gözlemler yapmıştı. Zaman geçtikçe, çevresindeki detaylar zihninde yer etmeye başladı. Tezgahın ahşap kokusu, mutfaktan gelen baharatlı yemek kokuları, diğer çalışanların rutin davranışları.

Bir süre sonra Mingi, Yunho'nun yanına geldi ve onu bahçeye çıkardı. Bahçeye adım attıklarında, serin akşam rüzgarı onları karşıladı. Gökyüzü hafifçe kararmaya başlamıştı. Yemyeşil çimenlerin üstünde birkaç kuş cıvıldıyor, ağaç dalları hafifçe sallanıyordu.

Yunho, etrafı incelerken boş banklardan birine yöneldi ve oturdu. Yunho’nun gözleri, bahçedeki çiçeklerin renkleriyle, ağacın yeşil yaprakları arasında gezindi. Mingi de yanına oturdu ve Yunho'ya döndü.

"Sevdin mi burayı?"

"Evet," dedi Yunho, başını onaylarcasına sallayarak. "Gerçekten güzel bir yer. Buraya kısa sürede alışacağımı düşünüyorum."

Mingi'nin dudaklarında hafif bir gülümseme belirdi. "Güzel" dedi kısık sesle, sesi rüzgarın uğultusuyla harmanlanarak. "Buradakiler benimle iş dışında pek yan yana gelmezler, ama sen gelebilirsin. Herhangi bir konu hakkında konuşabiliriz. Sanırım diğerleri biraz çekiniyor."

"Sorun olmayacaksa, tabii."

"Benim için sorun yok." dedi Mingi ve saatine bakarak ayağa kalktı. "Seninle şu an daha fazla sohbet etmek isterdim, fakat mola saati çoktan gelmiş. Diğerlerine erken çıktığını belli etmeden geri dön."

Yunho başını sallayarak, Mingi'nin yanında ayağa kalktı. Bahçede biraz daha kalmayı arzulasa da, sorumlulukları onu geri çağırıyordu.

Douceur | YungiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin