Sınır 55
...
Felix zil sesleriyle bir saatlik uykusundan uyanmıştı. Jisung olduğunu düşünüyordu çünkü herhangi bir arkadaşında bu evin adresi yoktu. Evinde rahat olmayı sevdiği için şehre biraz uzak, sakin bir yerde ev almıştı.
Zil tekrar çaldığında ofladı. Kapıyı açar açmaz Jisung'a sövmeyi düşünüyordu. Kapıyı açtığında sövmeye başlayacaktı ki gördüğü bedenle susmak zorunda kaldı.
"Sanırım hoş gelmedim?"
"Ben... Ben seni beklemiyordum Hyunjin."
Hyunjin'in üzerinde ki üniforma biraz kirlenmişti ancak hâlâ Hyunjin'i yakışıklı göstermeyi başarıyordu. Hiç beklemeden ileri adım attı. Hyunjin de onunla birlikte hareket ettiğinde tam da kapı eşiğinde dudaklarını birleştirdiler.
Felix'in elleri Hyunjin'in yanaklarını bulurken narince okşamaya başlamıştı. Yanağında ki bir kaç izi hissederek okşuyordu. Acı vermek istemiyordu. Geri geri giderek onu içeri çekmiş, kapıyı ayağıyla kapatmıştı. Hyunjin onu çevirip kapıya yasladığında ise sırtı sertçe demire çarpmıştı. Dudaklarından bir inleme çıktığında fazla sesli olamadan Hyunjin'in ağzında kayboldu.
"Çok güzelsin. Uykundan uyanmış halinle bile çok güzelsin Felix."
Felix dudakları ayrıldığında sinirlenmişti ancak duyduklarıyla yanakları ısınmaya başlamıştı. Onun fazla konuşmasına izin vermeden tekrar dudaklarını birleştirdi.
Kafasında ki bereyi çıkartıp kenarda ki dolabın üzerine attı. Elleri biraz aşağı inip ceketinin fermuarını buldu. Kalın kamuflaj ceketin fermuarını indirdi hızla. Hyunjin ona destek olmak için omuzlarını hareket ettirip çıkarmasını sağladı. Üniforma da berenin yanına giderken sadece ince bir tişörtle kalmıştı Hyunjin.
Felix'in titremeye başlayan elleri bu sefer de pantolonunun kemerine indi. Kemerin tokasını çözerken hırslandı. Yapamadıkça sinirleniyordu. Dudaklarını hızlıca ayırıp gözlerini kemere indirdi. Kemeri çözüp bir hışımla çekip çıkardı.
Tekrar dudaklarını birleştirdiğinde geniş tişörtünün altından belini tutan soğuk elleri hissetti. Elleri gibi bedeni de titremeye başladığında Hyunjin'in ağzına bıraktı titrek nefesini.
Felix ileri doğru bir adım attığında Hyunjin geri geri gitmeye başlamıştı. İki eliyle kavradığı ince beli tutup havalandırdı Felix'i. Kucağına alıp döndü. İleri doğru giderken Felix yavaşça dudaklarını ayırdı. Alınlarını birleştirip merdivenlerin olduğu tarafı gösterdi.
"Odama çıkar."
Hyunjin hiç bir tepki vermeden merdivenlerden çıkmaya başladığında Felix ağırlığını fazla uygulamadan alt tarafında kalan Hyunjin'in tişörtünü çekiştirdi. Göğsüne kadar kaldırabildiğinde boynunun altına kadar getirdi. Bir eli tişörtü orada tutuyordu. Hiç çekinmeden dudaklarını Hyunjin'in göğüs boşluğuna bastırdı.
"Ulaşamadım sana. Ulaşamadıkça delirdim."
Hyunjin titrek bir nefes alıp merdivenlerin ortasında durdu. Kucağında ki bedeni duvara yasladığında Felix kafasını kaldırarak onun gözlerinin içine baktı.
"Benim ne halde olduğumdan haberin var mıydı peki? Senin beni beklediğini bilmek çok güzel bir duygu fakat bir de özleminle uğraşmak zorunda kaldım. Görevimin bitmesini ilk defa dört gözle bekledim. Sırf şuraya gelip kokunu içime çekebileyim diye bekledim."
Felix ellerini Hyunjin'in ensesine atıp nazikçe uğraşmaya başladı. Parmakları arasından kaçan kısa saçlar ona garip bir mutluluk veriyordu. Saçları sarıydı ancak kısaydı. Uzun saçın yakışıp yakışmayacağını düşündü bir anlığına.
"Bende seni bekledim. Sadece küçücük bir mesaj atmanı bile bekledim, iyi olduğunu bilmek için telefonumu yanımdan ayırmadım."
Hyunjin'in dudağının kenarı usulca yükselirken derin bir nefes aldı. Dudaklarını birleştirip bir süre Felix'in dudaklarının keyfini çıkardı.
"Çok özledim seni."
"Bende seni özledim Sam."
Hyunjin'in kaşları yükseldiğinde Felix'in yüzünde büyük bir tebessüm oluşmuştu.
"Sam?"
"Şu an İtalya'dasın. Sam demem de bir sorun mu var?"
Hyunjin Felix'in sırtını duvardan ayırıp tekrar yapıştırdı. Felix'in dudaklarından narin bir inilti çıktığında ise çıldıracakmış gibi bakmaya başlamıştı. Delirmeye başladığını hissediyordu.
Felix ensesinde ki bir eli çekip Hyunjin'in yanağına yasladı. Baş parmağıyla narince okşarken yaraların olduğu kısma dikkat ediyor, değdirmiyordu bile.
"Aç mısın? Çok yorgun görünüyorsun. İstersen sen çık, bende sana bir şeyler hazırlayayım. O sırada sen dinlenirsin."
"Yemek yemek yerine uyusak olur mu? Sadece sana sarılıp uyumak istiyorum."
Felix'in güzel gülümsemesi yüzünü kapladı. Bu sefer iki elini de yanağına yaslayıp dudaklarına kısa bir öpücük bıraktı.
"Olur Hyunnie."
...
sevişme ortamı yaratıp bebiş ilişkiye çevirdim az önce mrb
AY BUGÜN BBOKARİ BİLEKLİĞİM GELDİİİİİ 🥺🥺🥺
-yeis