bölümü kontrol etmedim... 2063 kelimeyi de kontrol edecek vaktim yok şu aralar, bi ara halledicem (hep aynı bahaneyi kullanma ama asla kontrol etmeme)
...
"Sakin ol bebeğim, bir sorun yok."
Tekrar hıçkırdığımda gözlerimiz birleşti. Anında yine gözleri arkama odaklandı. Bana baktıkça gözleri yumuşuyordu sanki. Bunu biliyordum.
"Buradan çıkmama izin vermezseniz son mermimi kafasına sıkarım!"
Şakağıma yaslı soğuk namlu ucu beni kendime getirdi. Ağlayışlarım artarken gözlerimi Hyunjin'den çekmemiştim. Sadece sevgilimi çok özlemiştim, günlerdir görevdeydi ve bugün gelmişti. Askeriyede karşılamak istemiştim ancak ben ona sarılamadan kafama silah yaslanmıştı.
Başarısız bir suikast girişimi olmuştu. Suçlu fark edildiği anda da kaçmış, ilk gördüğü sivile, yani bana doğru gelmişti. Arkamdan geldiği için anlamamıştım bile.
"Onun saçının tek teli kopsun senin soyunu sopunu kuruturum!"
"Öyle mi dersin yüzbaşı? Gerçekten benim soyumu sopumu kurutur musun?" Sesindeki alay daha çok ağlamama sebep oluyordu. Hıçkırıklarım arttığında boğazımda ki kolunu daha sıkıştırdı. Ellerim onun kolunu sıkıca kavrayıp çekmeye çalışırken daha da güçsüz düşüyordum sanki.
"Sence ailem var mı benim?!" Kulağımın dibindeki yüksek ses yüzünden gözlerimin karardığını hissettim. Çok yakınlarımda bir bomba patlamıştı, bunun etkilerini hâlâ üzerimden atamamıştım. En basitinden bağırış seslerinden deli gibi korkup, Hyunjin'in kucağına sığınıyordum.
"Bebeğim, ben buradayım. Bir sorun yok, iyisin."
Kulağımın dibinden gelen kahkaha arttığında titrediğimi hissettim. Yüksek sesin bende oluşturduğu etki yüzünden Hyunjin'in ne söylediğine bile odaklanamıyordum.
"Bana bak bir tanem. Bana bak ve gözlerini dudaklarıma indir."
Fısıltısı kendimi biraz toparlamama rağmen gözlerimi dudaklarına indirdim. "İyisin, güvendesin. Birazdan kollarımda olacaksın, söz veriyorum güzelim." Dudaklarını oynatmıştı sadece. Silahın kabzasının kafama değdiğini hissettim. Uyarı amaçlı vurmuştu. Acısı yüzünden inleyerek gözlerimi kapattım.
Kendimi yere atmama bile izin vermiyordu.
"Ne ağlak bir şey çıktın amına koyayım!"
Tekrar kabzanın sertliğini hissettim kafamda. Gözlerimin kaydığını da arkasından hissetmiştim. Daha fazla kendimi ayakta tutamıyordum. Adamın kolu boğazımı sarmasa muhtemelen yığılıp kalırdım.
Gücüm kalmamıştı.
Gözlerimin açık kalmasını sağlayacak gücüm bile kalmamıştı. Minik minik kararmalar gördüğümde kapandı gözlerim usulca. En son hissettiğim şey enseme yediğim sert darbeydi.
✨️
Yeis.
Felix'in bayılmasıyla Hyunjin derin bir nefes çekti içine. Adam kendini tamamen sarmıştı. Sırtını duvara yaslayıp öyle çekmişti Felix'i önüne. Yaklaşık yarım saattir adamı ikna etmeye çalışıyorlardı. Hyunjin sakinlikle devam etse bile Felix'in acıdan bayılması son nokta olmuştu. Silah tutan elini biraz daha kaldırıp alnının ortasını hedef aldı.
Felix bayıldığı için kafası yan tarafa düşmüştü, hedefi açıktı. Bu yüzden bir kez daha düşünmedi. Tam sıkacağı anda adam Felix'in aşağı doğru sarkan kafasını kaldırıp önüne getirdi ancak Hyunjin durmadı. Anında hedefini bacakları olarak değiştirdi. Silahından çıkan iki merminin biri sol, biri de sağ bacağına saplandı. Hafif yaşlı olduğu belli adam düşmek üzereyken Hyunjin hızla onlara doğru koştu. Felix yere değmeden kendine çekti. Yere yığılmak üzere olan şerefsizin karnına botuyla sert bir tekme atıp erken yıkılmasına sebep oldu.