esi | 5

569 100 26
                                    

...

"Benimle dans eder misiniz?"

Felix bir kendisine uzatılan ele, bir de daha önce görmediği adama bakıyordu. Tam reddedecekken Hyunjin ayağa kalkıp adamın önüne geçti.

"Bana dans sözü var."

Yüzünde ki soğuk gülümsemeyle Felix'in belini kavrayıp oturduğu sandalyeden kaldırdı. Mekanın ortasına doğru çekip insanların arasına kaynadı. Felix ellerini onun omzuna yerleştirirken Hyunjin hâlâ masalarının oradan onları izleyen adamı izliyordu.

"Dansa kaldırdıysan benimle ilgilen, başkasıyla değil."

Hyunjin'in dikkati tamamen Felix'e kaydığında Felix minik bir tebessüm etti.

"Mekanda ki herkesin ilgisini çekiyorsun neredeyse. Kızılken ayrı bir ilgi odağıydın, şu an ayrı bir ilgi odağısın."

"Bu seni rahatsız mı etti?

Hyunjin kafasını iki yana sallayıp susmayı tercih etti. Felix müziğin ritmine uygun dans ederken Hyunjin'in aklı tamamen başka bir yerdeydi. Felix bunu anlıyordu ama sormamayı tercih etti. Sadece bugünün bitmesini bekliyordu. Burada kuzenleri olduğu için gece onların yanına gidecekti ama hiç istemiyordu bunu. Kuzenleri ile buluştuğunda sürekli dışlanırdı, farklı bir ülkede büyüdüğü için onu aralarına almayı tercih etmezlerdi genelde.

Felix ne kadar otelde kalmak istese de babası istememişti. O da babasını kırmamak için mecburen kabul etmişti. Şu an neden kabul ettiğini sorguluyordu.

"Ne zaman döneceksin İtalya'ya?"

Hyunjin'in sorusu düşüncelerini bölerken kendini topladı.

"Jeongin ve Chan'ın düğününün olduğu gece. Yani onlar Fransa'ya uçacak, bende İtalya'ya. 1 saat olacak aramızda, ben onlardan geç bineceğim."

"Bir süre daha kalma imkanın yok mu?"

"Neden kalayım? Sadece arkadaşlarımın düğünü için geldim ben."

"Seni tanımak istiyorum."

"Neden?"

"Uyumlu olduğumuzu hissediyorum çünkü.

"Bedenlerimiz uyumlu diye kalplerimiz de mi uyumlu olacak Hyunjin? Uyumlu bir yanımız yok bizim. Sadece iki arkadaşımız ortak, o kadar."

Hyunjin hafif bir sırıtma eşliğinde Felix'in yüzüne yaklaştırdı yüzünü. Felix'in nefesleri hızlanırken kendisine de aynı şey oluyordu. İkisinin de nefesleri hızlanıyordu.

"Bizim her şeyimiz ortak Felix. Birbirimize karşı olan duygularımız bile ortak. Bedeninin bana verdiği tepkilere bak. Bedenimin sana verdiği tepkilere bak."

"Jeongin bakıyor."

"Baksın. Bu bir şeyi değiştirir mi?"

"Yanlış anlayacak Hyunjin, yapma."

"Hyunjin ile aranda ne var derse anlatırsın. Sadece iki gece geçirdik, toplam on saat bile değildi ama birbirimizden deli gibi etkilendik dersin. Yüzlerimiz birbirine yaklaşınca kalplerimiz yerinde durmuyor, birbirlerine kavuşmak için harekete geçiyorlar dersin. Ama lütfen, kendini çektiğini de söyle olur mu?"

Felix bir anda ellerini Hyunjin'in omzundan çekip geri adım attı. Kafasıyla selam verdikten hemen sonra masaya ilerledi. Jeongin ve Chan'a sarıldıktan sonra montunu da alarak çıkışa ilerledi. O sırada Hyunjin ise masaya gelmiş, onun gidişini izlemeye başlamıştı. Durdurmak için hiç bir şey yapmamıştı. Bir hafta sonra düğünde görecekti zaten onu.

Dudaklarında küçük bir tebessüm oldu. Felix'i bulmuşken kolay kolay bırakmaya niyeti yoktu.

...

Çok sefiyom bunları ☘️

Çok sefiyom bunları ☘️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-yeis

ellerim seni istedi | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin