esi | 18

471 75 29
                                    

Sınır 65

...

20 mart 2024, Kore.

Felix ilk önce tek eliyle tuttuğu pastanın mumlarını zorla yaktı. Daha sonra çakmağı cebine atıp pastayı düzeltti. Pastanın güzel olduğuna emin olduğunda parmağında asılı duran anahtarı çıkardı. Pastayı yine tek eline alıp anahtarı kapı deliğine soktu.

Bu anahtarı ona Hyunjin vermişti. Kore'ye geldiğinde kuzenlerinde veya en basitinden arkadaşlarında kalmasın diye evinin yedek anahtarını vermişti. Verirken de, 'Evde benim olup olmamam önemli değil güzelim, Kore'ye geldiğinde bir evin olduğunu unutma.' demişti.

Felix beklemeden anahtarı çevirip kapıyı açtı. Anahtarı kapının üzerinden alıp pastayı iki eliyle tutmaya başladı. İçeri girip sessizce kapıyı kapattı. Mumların sönme tehlikesi olduğundan yavaş hareket ediyordu.

Salona doğru ilerledi. Hyunjin odasındaysa uyandırıp buraya getirebilirdi. Pastasını üfledikten sonra tekrar uyuyabilirdi sonuçta.

Salona girer girmez yemek masasına yürüdü. Pastayı sakince oraya bırakıp sırtındaki çantayı çıkardı. Masanın kenarına bırakıp gözlerini etrafta gezdirdi.

Hyunjin'in koltukta uyuduğunu gördüğünde yüzünde küçük bir tebessüm oldu.

Üstündeki montunu da çıkardıktan sonra sevgilisine ilerledi. Yüzüstü bir şekilde uyuyordu. Yastığın hemen yanında ise açık telefonu vardı. Uyuyalı fazla olmamıştı anlaşılan.

Yavaşça yanına çöküp telefonunu eline aldı. Felix ile olan konuşması açıktı. Felix buna gülüp telefonu kapattı. Ortadaki sehpanın üzerine bırakıp Hyunjin'e döndü. Her şeyden habersiz masumca uyuyordu.

"Sevgilim..."

Hyunjin hiç bir uyanma belirtisi göstermediğinde derin bir nefes aldı. Çok yorgun olmadığı sürece bu kadar derin uyumazdı, biliyordu. Kapının sesine bile uyanmış olurdu normalde ancak çok yorgun olduğu belliydi.

Hızlı hareket edip pastaya ilerledi. Mumlarını söndürdükten sonra üstünden alıp masaya bıraktı. Pastayı alıp mutfağa yöneldi. Mutfakta bulduğu geniş saklama kutusuna pastayı yerleştirip dolaba kaldırdı. Hyunjin'i uyandırmak istemiyordu. Sürprizini sabah da yapabilirdi.

Salona geri döndüğünde televizyonu kapattı. Daha sonra koltuğun kenarında duran battaniyeyi aldı. Dışarısı soğuktu ancak ev yeterince sıcaktı. Tam Hyunjin'in arkasında kalan boşluğa yatacakken sehpada duran yüzük kutusunu fark etti.

Adımları durdu bir anlığına. Gözlerini bu sefer sevgilisine çevirdi. Hâlâ uyuyordu. Sertçe yutkundu istemsizce. Adımları sehpaya ilerledi. Eğilip kutuyu eline aldığında elleri titremeye başladı. Kutuyu titreyen elleriyle zorla açıp içindeki iki yüzükle karşılaştı. İki yüzükte parıl parıldı. Daha fazla karıştırmadan kutuyu bıraktı. Az önce sehpaya bıraktığı telefonu eline alıp şifresini girdi. Konuşmalara girip Chan ile olan sohbetine tıkladı.

Tek tek tüm mesajları okudu. Aylardır konuştukları tek şey; evlilik teklifiydi. Hyunjin sürekli tedirgin olduğundan bahsediyor, Felix'in kabul etmeyeceğini söylüyordu. Chan ise her seferinde arkadaşını rahatlatıyordu.

Felix telefonu bırakıp tekrar yüzük kutusuna baktı. Mesaj tarihlerine bakılırsa bu yüzükler aylar önce alınmıştı. Aylar öncesinde alınmış ancak hiç bir şekilde belli edilmemişti.

Gözlerinin dolduğunu hissediyordu Felix. Ne hissetmesi gerektiğini de bilmiyordu. Kendine sakin olmasını söyleyerek ayağa kalktı. Hiç bir şey görmemiş gibi gözlerini silip sevgilisinin arkasında kalan boşluğa uzandı. Hyunjin hissettiği hareketlilikle onun olduğu tarafa döndü. Felix bunu fırsat bilip hızlıca kolları arasına girdi.

ellerim seni istedi | hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin