Sınır 70
...
15 eylül 2023, İtalya.
Felix gözlerini usulca kapattığında etrafında ki arkadaşları gülümsüyordu. İçinden dileğini dilediğinde güzel gözlerini masumca açtı. Tam mumunu üfleyecekken karşısında gördüğü bedenle dudakları öne bükülmüş bir halde kaldı.
Hyunjin, elinde beyaz güllerle sevgilisine bakıyordu.
Birleştirdiği ellerini hızlıca bozup masanın arkasından çıktı. Hızlı adımları sevgilisine doğru yöneldiğinde Jisung telefonunu bir eline sabitleyip diğer eliyle yalandan göz yaşını sildi.
Kendini, çocuğunu evlendiren anne gibi hissediyordu.
Felix sevgilisine sarıldığında Hyunjin elinde ki gülleri Jisung'a uzattı. Jisung rolüne ara verip gülleri aldı. Pastanın yanında ki boş alana bırakıp en yakın arkadaşına baktı.
"Aşkım... Görevde olurum demiştin."
Felix kafasını biraz daha Hyunjin'in boynuma yerleştirip çikolata kokusunu içine çekti. Hyunjin onu hava kaldırırken sıkı sıkı tutunmuyordu bile. Düşme korkusu yoktu. Sevgilisi düşmesine izin vermezdi.
"Olabilecek en erken zamanda bitirdim..." Felix'in saçlarına minik bir öpücük bıraktı. "Senin için."
Felix şımarıkça güldüğünde sevgilisinin kolları arasından çıktı. Elinden tutarak masanın arka tarafına çekti. Hâlâ yanmaya devam eden mumları üzerine eğildi. Gözlerini kapatıp dileğini tekrar diledi. Üflemeden hemen önce gözlerini açtı ve sevgilisinin iki elini de tuttu. Dört mumu da tek üflemeyle söndürdüğünde Hyunjin onu kendine çekti.
Göğüsleri birbirine değdiği an Felix gülümseyerek dudaklarını birleştirdi. Kısa bir öpücükten sonra Jisung'u yanına çağırarak güllerini aldı. Güller aralarında dururken ikisi de birbirine gülümseyerek bakıyordu. Felix'in tüm arkadaşları onların fotoğrafını çekerken oldukları yerde anlık parlamalar oluyordu.
Hyunjin biraz daha eğilip sevgilisinin boyuna geldi. Kalp şeklinde olan çilini öpüp tekrar kalktı.
"İyi ki doğdun bebeğim. İyi ki doğup hayatıma güneş gibi geldin."
Felix'in şirin kıkırdamaları oldukları salonu dolduruyordu. Jisung bir anda alkışlamaya başladığında diğerleri de alkışlamaya başladı.
Felix anlık bir utançla gülerek yüzünü kapattı. Kafasını Hyunjin'in göğsüne saklayıp gülmeye devam etti.
Hyunjin'in göğsü ona göre yuvaydı. Ne hissederse hissetsin buraya sığındığında kabul edileceğini biliyordu. Yuvasında onu kimsenin yargılamayacağını biliyordu.
Derin bir nefes alıp daha sıkı sarıldı Hyunjin'e. Bir yandan da güllerini ezmemek için çabalıyordu.
🫂
Hyunjin elinde ki bardakları bıraktığında Felix'in yanına oturdu. Uslu bir şekilde oturan bedeni kaldırıp kucağına aldı. Felix bir şey demek yerine anında ona katılıp kucağına yayıldı. Kollarını da Hyunjin'in beline sarıp gözlerini kapattı.
"Hayatımda geçirdiğim en güzel doğum günüm."
Hyunjin kıkırdayıp Felix'in alnını öptü.
"Geçen sene de beraberdik."
"Sabah yanımda ol dememe rağmen yoktun."
"Benim bir asker olduğumu unutuyorsun bebeğim. Sen uyuduktan üç saat sonra ben kalkmak zorunda kaldım. Yani geldiğim gibi gittiğim bir gündü."
"Neden boş zamanlarında buraya geliyordun peki?"
"Pek bir nedeni yok. Görevlerden sonra kafamı dağıtmak için herhangi bir yere gidiyordum. Seninle ilk karşılaştığımız gece de ilk kez gitmiştim o bara. İkinci gelişim bir tesadüf değildi ama senin doğum gününe denk gelmesi tesadüftü. Seninle karşılaşma umuduyla gelmiştim, içeri girdiğim gibi de seni görmüştüm."
Felix şirin kıkırdamasıyla ortamı yumuşatıyordu. Yine aynı şekilde kıkırdayıp Hyunjin'in boynunu öptü.
"Peki, ilk sevişmemizden sonra başkasıyla birlikte oldun mu?"
"Hayır güzelim. Hiç kimse senin kadar etkileyemedi beni. Bende bu işe hiç kalkışmadım. Sadece senden etkilenmiştim."
"Benim o barda tanınmış bir olduğumu nereden anladın?"
Hyunjin sinirlerine hakim olmaya çalışırken derin bir nefes aldı. O gün Felix hakkında konuşulan, hayal edilen her şeyi duymuştu. Şu an kucağında yatan adamla sevişmek isteyen her erkeğin, kızın hayallerini dinlemişti.
"Bara ilk geldiğimde dikkatimi çekmiştin. Seninle bakışmaya başlamıştık, hatırlıyor musun?" Felix'ten onaylayan bir mırıltı çıktığında devam etti. "Ondan sonra senin hakkında ki hayallerimizi duydum. Bazıları senin altına girmeyi hayal ediyordu, bazıları da seni altına almayı. Sen bana atak yapmasan herhangi bir girişimde bulunmayacaktım."
Felix yine kıkırdadığında küçük bir mırıltı çıkardı. Hyunjin onun tatlılığına gülüp elini avuçları arasına aldı. Sıkı bir öpücük bırakıp daha da sardı bedenini.
"Artık uyku vakti meleğim, bugün çok yoruldun."
Felix tekrar kısık bir ses çıkardığında Hyunjin kafasını eğerek ona baktı. Uyumuştu bile. Yüzünde ki gülümseme büyürken ona dikkat ederek ayağa kalktı. Hiç sarsmamaya dikkat ederek odasına çıkardığında dikkatlice yatağına yatırdı. Üstünü örttükten hemen sonra alnını öptü.
"İyi ki doğdun güzelim. İyi ki geldin dünyama."
...
Bi süre hiç bişi konuşmak istemiyorum. Fb yeterince ebemi sikti
-yeis