Mert'in ağzından çıkan kelimelerle kendimi yerde bulamam bir olmuştu mert "yenge abim vurulmuş durumu ağırmış"demişti.
Bu cümleler ağızdan ne kadar kolay çıkarsa çıksın ama kalpte bıraktığı sızı hiç kolay değildi kendime geldiğimde bir hastane odasındaydım. Hemen ayağa kalktım ama kolumdaki sızıyla başımı koluma çevirdim.
Serum baglamışlardı hemen iğneyi çıkardım ve ayağa kalktım ilk bir başım dönsede kendimi toparladım ve odadan çıktım ameliyathanelerin olduğu kata çıktığımda herkes buradaydı.
Birkez daha burda aynı acıyı yaşıyorlardı hemde henüz diğer yaraları kapanıp kabuk bağlamadan beni ilk fark eden mert oldu "yenge sen neden ayağa kalktın gel otur şuraya"deyip beni koltuğa oturttu.
"Azad azad nasıl"
"Bilmiyoruz yenge toplam 4 kursun var ve bıçak yarası varmış 7 tane diyorlar çok kan kaybetmiş"
Gözlerimden yaşlar akmaya başladı "ben ben ameliyata gireceğim"
"Olmaz yenge kerim hoca kesinlikle girmesin içeri dedi"
"Nasıl ya ne demek girmesin içerdeki benim kocam ya "
"İşte bu yüzden izin vermedi yanlış birşey yaprsan abimin hayatına mal olur otur o yüzden"
"Peki tamam"haklıydı ya yanlış bir mudahele yapıp azad'ın hayatına mal olursam o yüzden burda oturmam lazımdı.
Telefonumun çalmasıyla cebimde çıkarıp açtım yengem arıyordu"helin yengecim biz birşeyler duyduk ama doğru mu?"
"D-doğru yenge "dedim gözlerimden yaşlar akıyor ama bu sefer gözlerimi yakıyordu"ne nasıl siz şimdi hangi hastanedesiniz"
"Özel Şahmaran Hastanesi'ndeyiz"
"Tamam canım biz geliyoruz şimdi bak iyi düşün azad çok iyi olacak tamam mı?"
"Tamam yenge "telefonu kapattığımda ameliyathanenin kapısında oturdum dizlerimi kendime çektim ve duvara bakmaya başladım.
Ben azada aşıktım evet aşık olmuştum ona ama bunu ona söylemeden ya benden giderse ya beni terk ederse bu ihtimal o kadar çok canımı yakıyordu ki kendime gelemiyorum beynim çalışmıyordu.
Sanki ölü bir ruh gibiydim ne nefes alabiliyordum nede ölüyordum ben nefessiz kalmıştım benim nefesim azad olmuştu. Şimdi nefesim kesilmiş o gelmedende nefes alamayacaktım.
Abimi görmemle gözyaşlarım daha çok aktı çağresizlik adeta ruhuma bendenime işledi abim yanıma gelip diz çöktü "abim.."
"Abi.." hıçkıra hıçkıra ağlıyordum abim göğsüne çekti beni "bak azad Çok iyi olacak hem o seni bırakır mı"
"Bırakmaz demi abi"
"Bırakmaz abicim ne inatçıdır o bı bilsen bırakmaz o seni"
"Bırakmaz"dedim kendimi inandırmak istermişcesine abimin göğsünde kaç saat kaldım bilmiyorum belkide bana saat gibi geldi merte dönüp "kaç saat oldu" dedim.
"2,5 saat oldu" yengem yanıma geldi "helin'im güzelim gel bi elini yüzünü yıkayalım azad uyandığında seni böyle görürse bize çok kızar"
"T-tamam"boğazım acıyordu konuşamıyordum bu yüzden yengemle birlikte ayağa kalktım lavaboya gittiğimizde aynadan baktığımda ağlamaktan kızarmış gözlerime ve çökmüş göz altlarıma baktım.
Bir günde ne çok şey değişmişti daha dün yanımdayken bugün onu kaybettmenin eşiğindeydim sevdiklerimize bugün sımsıkı sarılmamız gerekliydi.
Çünkü sonra çok pişman olabilirdik tıpkı benim şuan olduğum gibi pişmanlıktan yanıp kavruluyordum resmen onunla geçirebileceğimiz zamanları kısıtlamıstim.
Bir anlık sinirle aynaya elimi geçirdim elimin kanaması umrumda değildi kırılan aynaya baktım paramparça olmuştu o paramparça aynadan ben görünüyordum.
Tıpkı benim olduğum gibi aynada paramparçaydı evet ona kırılmıştım ama neden onunla geçirebileceğim vakitleri kısıtladım ki neden ya neden yere çöküp ağlamaya başladım elimden oluk oluk kan akıyordu ama umrunda değildi.
Seslere lavobadan çıkan yengem dehşetle bana baktı ve çığlık atarak bağırdı "helin "
"Ne yaptın sen kendine"
"Y-yenge çok canım yanıyor yenge ya giderse ya bırakırsa beni çok sızlıyor kalbim yenge ben ölüyorum"
Artık yengemde benimle birlikte ağlıyordu "hayır hayır öyle düşünme azad seni asla bırakmaz o geri gelecek"
"Gelecek demi gelicek"
"Evet gelicek hadi gel eline pansuman yaptıralım"
Kafamı iki yana saldım "olamaz benim azad'ın yanına gitmem lazım"
"Bak onun yanına bu halde gidersen senide bizide azarlar hadi kalk yengem gidip yaptıralım pansumanını"
"Tamam "yengemle kalkıp pansuman odasına gittik pansumanim yapıldıktan sonra ayağa kalktım ama başım döndü hemen duvara tutundum hem sabah kahvaltı yapmamıştım.
Hemde çok kan kaybetmiştim o yüzden başım dönüyordu yengem koluma girdi birlikte ameliyathanenin önüne geldik ve ben önceki yerime geri oturdum.
Bizimkilere baktığımda herkes yıkılmıştı selim abi kızarmış gözlerle yere bakıyordu fatma anne hala ağlıyor ve diğerleri yere çökmüş bekliyordu.
Ameliyathanenin kapısının açılmasıyla hemen ayağa kalktım hızla kalktığım için başım döndü abim belimden tuttu"hocam azad nasıl ne olur birşey diyin"
Pür dikkat kerim hocayı izliyordu herkes kerim hoca konuşmaya başladı "maalesef..."bunu demesiyle bir feryat koptu o gece bir annenin feryadı duyuldu bense daha fazla dayanamayıp abimim kollarına bayıldım.
Bölüm sonu
Herkese selam bir bölümün daha sonuna geldik okuduğunuz için teşekkürler voteye basmayı ve yorum yapmayı unutmayın hepinizi çok öpüyorum kendinize iyi bakın hoşçakalın çiçeklerim ❣️ ❤️ bu arada sonunda taşınma işlerimiz bitiyor haftaya pazar taşınıyoruz yani artık bölüm yazmam biraz daha kolaylaşacak şarkı çok uyuyor tam 7 bıçak yarası var kesinlikle bilerek 7 tane yazmadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TÖRE'NİN ESİRi |BERDEL| (ARA VERİLDİ)
Tiểu Thuyết ChungMardin'in en güçlü asiretlerin'den olan iki aşiret mardid'in en güçlü ikinci aşiretinden ,olan hevin kahraman kendi çabası ile doktor olmuş ve Mardin'de doktorluk yapmaktadır azad şahmaran namidiğer deli ağa şirketleri ile ilgileniyordu Mardin'in e...