3.BÖLÜM "Benimsin"

328 24 0
                                    

Zeynep'in kafası hızlı bir şekilde bana döndü. Ne diyor bu adam dercesine. Aynı şaşkınlık Gökhan ve Cemalde vardı. Zaten konuşmasını anlayan kişiler sadece bizdik. Hala birbirimize bakmayı sürdürüyorken, Duru konuşmaya başladı ve tüm dikkatleri üzerine çekti. "Bir şey mi dedin ağabey? " Ne dediğini anlamaya çalışıyordu Lazca bilmediği için, öteki kuzenlerinin de ondan çok bir farkı yoktu.

Onu anladığımı bildiği için arkasına dönerek arabasına ilerledi. Diğerleri de onun arkasından. Zeynep ile son bir bakışmadan sonra onlarda arabasına binmişti. Arabama doğru ilerlerken çoktan fark ettiğim şeyin altında ezildim. Hepsi gitmişti ve ben tek kalmıştım. Her zaman ki gibi. Fark ettiğim bir diğer şeyse beni arkada bırakmasıydı.

Bu adam daha ilk dakikadan beni arkada bırakmıştı.

Ve ben asla arkada kalacak bir kadın değildim.

Eve vardığım da çağlar ve yiğit oturuyorlardı ama bir sorun vardı. Yüzlerinden belliydi. "Ne oldi ula? "
Çağlar önce mavi gözlerini bana kaydırdı, ona dik dik baktığımı görünce aynı sakinlik ve telaşla gözlerini Yiğit'e döndürdü. Ama Yiğit ondan daha beter bir haldeydi. Her an bayılacak gibi duruyordu. "Bağ bakun sağdan sağdan geley ha bağ, konuş ula! " Bağırmam ile ikiside irkildi hemen ardına Yiğit ayaklanıp odasına kaçtı. Çağlar "Nil eve bir nene geldi" Eee ne olmuş yani nene geldiyse, neneler gelemez diye bir kuralımız yoktu. Devam et diyen bakışlarımı görünce "Yiğit'in onun öz torunu olduğunu söyledi. " Ne? Saçmalıktan başka bir şey değil di. Ben kimsesiz doğmamış daha sonrasında kimsesiz kalmıştım. Çağlarda olan durum biraz daha farklıydı ama Ağabeyim yani Yiğit ezelden kimsesizdi. Sokakta doğmuş sokakta hem kendini hemde bizi büyütmüştü. Yani bir akrabasının çıkması imkansızdı.

"Ula heman inandun mi salla gitsun, inanmayasun şöyle yalanculara bir daha gelurse kov gitsun ha oni" Karasız kalsada onayladı. "Yiğut anladumi çaktumi bir şeyler? " Önce kafasını iki yana salladı, sonra " Yok, içerde oturuyordu o kadın öyle diyince kapıyı kapattım zaten" Ozaman Paşam niye o kadar kötü duruyordu ki?

Daha fazla kurcalamadan Çağlar'la biraz takıldık sonra ona düğünde olanları anlattım. Başta şok oldu ama sonra zevten dört köşe olmuştu "Bak senin bir şey yapmana gerek bile kalmadı, adam zaten sana takılı kalmış" diyerek koca bir kahkaha attı. Bende ona katıldım.

İlerleyen saatlerde Yiğit'in neden kötü olduğunu anlamıştım. Çok kötü hasta olmuştu ve ateşten yanıyordu. Çağlar onu kucaklayıp arabaya kadar götürdü. Zor bir andı. Her ne kadar Çağlar kalıplı ve kaslı bir adam olsada Yiğit dev gibiydi. Kolay kolay taşınabilecek bir adam değildi ama neyseki kazasız belasız başarıyla arabaya götürdü.

Çağlar arabayı hastaneye sürerken ben arkada yiğit'in üzerini çıkarıyordum. Biraz daha bu şekilde kalırsa havale geçirecekti. Zar zor üzerini çıkardıktan sonra hastaneye vardık. Hemen bir sedye ile içeri aldılar. Tabi bizde peşinden içeri girdik.

Önce iğne vurmak istediler ama Yiğit o haliyle bile izin vermeyince ortalık biraz karıştı. Ama sonunda boyun eğdi ki zaten halsiz di, başını zar zor kaldırabiliyordu. Önce uyuttular sonra serum bağladılar.

Çağlar "Bahçedeki ler dikkatini çektimi? " Evet bende fark etmiştim. Çoruhlu arabalarını. O adamla bir gecede bu kadar karşılaşma yetmişti.

Umarım karşı karşıya gelmezdik.

Gerçi gelmemiz benim yararımaydı. Ama yiğidim bu kadar hastayken bu planla alakadar olamazdım. Gerçi bit saniye.

Şuan savunmasız ve bir okadar hassas bir kadın hangi erkeğin hoşuna gitmezdi ki.

Bu fırsat bir daha adamın ayağına gelmezdi. "Kalk hadi bak bakayım niye gelmişler, nerdeler miş? " Kararsız kaşmıştım şuan. İçime sinmedi. "Git hadi ben yanındayım " Bunu diyince biraz rahatladım. Yerimden kalkıp kapıya doğru ilerledim. Bunun için ona daha sonra bir kıyak geçmem gerekiyordu.

YASEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin