ALINTI

195 12 1
                                    

Yatakta yatıyordum. Cemal gitmiş, yanıma Çağlar gelmişti. Halimi gördüğü gibi kapıya yönelmişti. Sarı oğlum kızarmış, sinir krizi geçirmişti. Şimdiyse beni yıkamış, koynuna yatırmıştı. "Sarı?"
Hemen bana bakıp " He güzelim? " O da üzgündü ama ben daha üzgündüm. "Ağabeyim kendinde olsaydı, böyle olurmuydu? " Sorum karşısında kasıldı. Uzun uzun yüzüme baktı. "Olmazdı güzelim, olmazdı" Cevabı gözlerimden bir yaş daha düşürdü. Atakan abim Ağabeyimin odasındaydı. Halimi gören Ağabeyimi odasına götürmüş geri gelmemişti.

O adam İdris Çoruhlunun oğluydu. Ama onun gibi olduğunu bilmiyordum. Onun kadar karaktersiz olması, kanının hakkını verdiğini gösteriyordu.

İkiside yaptıklarının hesabını verecekti. O baba oğul benden çekeceklerdi.

Madem bu şekilde bir yere gelinmiyordu, bende geçmişi deşerdim. Hiç çekinmeden Valerioyu aradım. Çağlarda dikkat kesilmiş ne yapacağıma bakıyordu.

"Моя красота? " (Güzelim?)

Hiç uzatmadan " Biliyormusun olanları!?" Haberinin olmaması imkansızdı.

"Что там произошло? Что-то случилось с Йигитом? " (Orada ne oldu?  Yiğit'in mi başına bir şey geldi!?)

İlk aklına gelenin ağabeyim olması gülümsetti beni. "Hayır, tam aksine benim. " İnanmadı.

Kahkaha atarak " Давай, детка, не ешь меня." (Hadi canım yeme beni)

Çağlar daha fazla dayanamadan araya girdi " Либо вы приходите сюда и справляетесь со своей работой как следует! Или я заберу брата!" ( Ya buraya gelir intikamını adam akıllı halledersin! Ya da ben kardeşimi alırım!)

Çağlar kolay kolay ciddi kalan bir tip değildi. Ciddi olması karşısında şaşırdı. Sonrasında ciddileşti.

"Что, черт возьми, там происходит!" (Ne bok oluyor orada!)

Ciddi sesi beni ürküttü. Genelde güleç bir insandı.

Ama gülümsemesi tamamen bir maskeydi.Düşmanlarını kesmek gibi bir huyu vardı ve bunu yaparken bile güler yüzlüydü.

O maskenin altında bir şeytandan başkası yoktu.

Çağlar elimden telefonu aldı. Yataktan kalkıp balkona geçip, kapıyı kapattı. Benimde daha fazla uğraşacak halim yoktu. O ikisi hallederdi.

Demek ki o aileye geçmişle girmeliydim. Bundan sonra yapacaklarım, ağabeyimin tüm emeklerini çöp edecekti. Ama artık bu işten geri dönüş yoktu. Çağlar içeri girip yanıma geldi. Telefonu aldığımda Valerio " Я иду туда! Не ешь дерьмо, пока я не приду!" ( Oraya geliyorum! Sakın ben gelmeden, bir bok yemiyorsun!)

Onu dinlemeyeceğimi bu odadaki herkes biliyordu. " Valerio, madem bu iş böyle halledilmiyor, bende geçmişle hallederim. " Cümlemin bitmesiyle Çağlar  ve Valerio;

" Ne diyorsun lan sen! "

"Что, черт возьми, ты говоришь!"
(Ne diyorsun lan sen!)

"Bu iş başka şekilde olmaz, anlamıyormusunuz! " Çağlar Valerio ya bile izin vermeden " Cesedimi çiğnersin duydun mu beni! Asla izin vermem buna! " Valerio da ona destek çıktı. " Ты никогда не смог бы сделать такое!" (Asla böyle bir şey yapamazsın!)

"Baştan belliydi bu işin aşkla, meşkle olmayacağı! Madem o eve onun karısı olarak giremiyorum, bende o evin kızı olarak girerim! " Sözlerim derin bir sesizliğe sebep oldu.

Sesizliği kapının ani bir şekilde açılıp, duvara çarpması böldü.

Kapıdaki kişiyi gördüğümde hayattımın şokunu yaşadım.

"NE DEDİN SEN!! "

Ağabeyim, sapa sağlam karşımda durmuş, bana hesap soruyordu.

Ağabeyim konuşuyordu.

YASEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin