12.Bölüm " İçki Meselesi "

152 9 0
                                    

"Ne oluyor lan burada! " Hislerimizi Cemal tercüme olmuştu şayet oda Duruyu gördüğü için şaşkındı.

"Lan nasıl? " Çağlar'ın yüzü kıpkırmızı oldu. Duru seslerden rahatsız olmuş gibi yüzünü buruşturdu. Ağabeyim göz ucuyla baktığında, beni gördü. Yerinden sakin bir şekilde doğruldu. Bu hareket Duruyu uyandırdı. "Yiğit? " Ağabeyime seslense de bakmadan odadan çıktı. Yanımdan geçerken eskiden devamlı hissettiğim devlik beni titretti. Bu his ağabeyimin cüssesinden kaynaklıydı. Adam o kadar devdi ki yanında ki herkes küçücük kalırdı. Bu his, ağabeyim rahatsızlıktan sonra kaybolmuştu. Ama şimdi dip diri karşımda duruyor gibiydi.
Çağlar da aynı şeyi hissetmiş olmalı ki donmuş kalmıştı.

"Ağabey? " Ağabeyimin peşinden merdivenlere koştum. " Ağabey iyi misin? İyileştin mi!? Ağabey kapıyı aç yalvarırım! " Kapının arkasına oturmuştu , bu yüzden kapıyı ne kadar yumruklasam da açılmıyordu. "Ağabey lütfen! Aç kapıyı bir bakayım sana! " Ne kadar yalvarsam da kapıyı açan olmadı. Aşağı kattan konuşma sesleri geliyordu ama hiç biri umrumda değildi. Ağabeyim kapıyı açsın yeter. Yılmışlıkla bende kapının önüne oturdum.

" Ağabey hatırlıyormusun? Bir keresinde doğum günüm çok kötü geçmişti. Salak Ömerle kavga etmiştik. " Beni dinlemesi ya da dinlememesi umrumda değildi. "Sonra tabi ben çığlık kıyamet ağlıyorum. Babalıklar bile susturamamıştı." Güldüm buna. Komik bir gündü. İkiside gelmiş geçmiş en büyük mafya babalarıydı ama ağlamaya başlamamla elleri ayaklarına dolanmıştı. " Tabi senin gelmeni bekliyorum, gelip benim için Ömer'i dövücen sonra da herzaman ki gibi kahramanım olacaktın " Kim olursa olsun, ayağının altına alırdı. "Sonra gelmiş, herkese haddini bildirmiştin. Öyle ki ağladığım için babalıklarla bile kavga etmiştin. " Yine güldüm. Hatta bu sefer kahkaha attım. "Sonra az paran olsa da sırf ben istiyorum diye döner almıştın bana. Sonraki bir hafta boyunca inşaatta aç çalışmıştın. " O zamanlar ağabeyim üç farklı işte çalışır bize bakmak için çabalardı. Gündüzleri inşaat gibi yerlerde çalışıyorken, akşamları babalıkların ona verdiği işleri yapardı.
Çok çalışmıştı. Öyle ki sapsarı olan teni artık esmerdi. Ve bu geçmiyordu. Adamın ten rengi asla geri sarı olmadı. O günleri hatırlamak beni hem mutlu hem üzgün hissettirdi.

Ne olurdu şimdi bu kapıyı açsa , bana tekrardan yavrum diye sarılsa.

•••

Duru evine gitmişti. Maalesef Cemal onu göndermeden önce onu yakalayamadım.
Daha sonra buluşmak için mesaj attım.

"Duru, daha sonra bu konu hakkında konuşalım."

"Tamam yenge "

Konuşmamız bundan ibaretti. Bu olay beni çok sevindirmiş hemen ağabeyimin doktoru, aynı zamanda arkadaşım olan Cengizi aradım. O da hem sevinmiş, hem garip bulmuştu. Ona göre ağabeyim travmalarından biri tetiklendiği için bu haldeydi ve böyle bir gelişme garipti.

İlk uçakla buraya gelecek, hem ağabeyimle ilgilenip, aynı zamanda Duruyla konuşacaktı.

Bu olay beni mutlu ederken, Çağları sarsmıştı. Öyle ki akşam odasına onunla yatmaya gittiğimde , hıçkırarak ağlıyordu. Gözleri kan çanağı gibi olmuştu. Geldiğim gibi sarılmış , omuzumda ağlamaya devam etmişti. Ağabeyime çok düşkündü ve umut etmek istemiyordu.

Aslında aramızda en çok o umutlanmak istiyordu ama hüsrana uğramaktan korkuyordu.

Bütün gece beraber ağlamaya yemin etmiş gibi devam ederken, odaya Cemal ve Atakan girmiş dört ayı beraber uyumuştuk. Cemal artık o kadar aileden olmuştu ki her olayımızın içinde vardı.

YASEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin