1.BÖLÜM "Uşak"

559 32 17
                                    

Karadeniz her zaman ki gibi bugün de hırçındı. Hava sisli ve yağmurlu. Buna rağmen hala huzurlu.

"Nil hemen aşağı in beni oraya getirme bak yollarım saçlarını! " Daha az önce demiştim değil mi huzurlu diye.
"Bağ bak ula asul sen benu oraya getirmeyasun vallahi kadun ederim senu çağlar! " Gene kömüş gibi bağırıp duruyordu. Alt tarafı iki saattir bekliyordu. Dün sözleştik çarşıya inip, alışveriş yapalım diye.

Ayrı evde yaşamıyoruz bu arada, beraberiz. Sözleşmemizin nedeni, ikimizinde ölüm gibi bir üşengeçliği olmasıydı. Sinirlenince birbirimizi bile dövmeye kalkamıyoruz. Evet o seviye.

Hazır olduğum gibi merdivenleri atlayarak indim. Ve ne mi yaptım?

Mal Çağlar'ın üzerine atladım.

"Ya sen nasıl bir embesilsin , sen doğmadın amına koyayım, sıçtılar seni" Mal dı bu çocuk valla ya.

"Neysa yurü ula geç kalmedan gidup gelelum. " Evden çıkıp yolda atışarak çarşıya geldik. Normal zamanlara göre bir hareket vardı çarşıda. Bu zamanın neden normal olmadığını bende bilmiyorum valla. Kafamı çevirip çağlara baktım. "Bana bakma kızım ben nerden bileyim ne var" Salak "Bir boku da bil Çağlar" Merak etmiştim bir kere. Öğrenmezsem çatlardım. "Tabi canım müneccim boku yedim çünkü ben her haltı bilmem gerekiyor. " Evet.

Karşı kaldırımdan bizim dedikoducu kızlardan 2 numaralı olan Nurten geçiyordu. 1 numara kim diye sorucak olursanız tabiki ben. Çağların kolunun altıntan çıktığım gibi karşı kaldırıma uçtum.

Karşısına ani atlamam lâ kendini geri çekti. "Ula ne edeysun, o delu ile takula takula kafayumi yedun! " Şeytan diyor yapıştır bir tane ağzına. Neyse ki şeytan diyor, yoksa halimiz burada ne olur.

"Biruncisu yiğut delu değildur. İkincisu uşağa bir daha delu dersan ağzinu yirtarum. Üçüncisu ha bu hengame nedur da bok mi var? " Konuşmamın bitmesi ile göz devirmesi bir olmuştu. "Haberunin olmaduğunu dema sakun bağ? " Alın size bir mal daha. Ama bu en kalitelisinden.

"Ula malmisun bilsam senun o meymenetsuz suratina katlanurmiyum da! " Aslında bakarsanız güzel bir kızdı. Sarı saçları Çağlar'ın ki ile çok benziyordu. Bembeyaz tenini mavi gözleri tamamlıyordu.

Ama benim gözümde kuş şıçmığı gibi olduğu gerçeği değişmiyordu.

"Ay sen ciddan bilmeysun da. " Şaşırması bittikten sonra devam etti. " Ula Çoruhlu ların biyuk torinu geru döney. Tüm bu karuşikluk bundandur da" Eee okey tamam baya varlıklı bir aileydi Çoruhlular. Rize'nin önde gelen ailelerinden yalnızca biriydi.

Ama yani adam da padişah torunu değildi şimdi.

"Ay sen şimdu ne kader yakışukli olduğinu da bilmeysun dur" E tamam ama napalım yakışıklıysa. Valla alıcak kızım yoktu. Be ne demek oluyor peki?

Bizi alakadar etmez.

Aslında uzaktan ,seneler önce görmüştüm kendisini. Hayal meyal hatırlasam da uzun boyunu ve koyu yeşil gözlerini unutmamıştım. Ha birde o zaman da kızlar baya peşinden koşardı. Onu da hatırlıyorum.

"Ne edeyum yakışikluysa kendume alacak halum yok ya" Gözlerinde ki ışıltılar çoktan mal mal konuşacağını belli etmişti. "Ula o heruf senun yuzüne bakarmi da kendune alacaksun" Harbiden ağzını bir yırtıcaksın ömür boyu konuşamayacak.

Şimdi bu mala ,daha önce tanıştığımızı söylersem hasedinden çatlardı kesin. Ama bilin bakalım kim böyle şeylerle uğraşmaz?

Ben.

Ama sinirimi başıma çıkarmıştı. Evet belki bakmazdı, bu kendi tercihi olurdu tabiki ama çirkin bir kadın değildim. Açık bakır olan saçlarıma beyaz tenim eşlik ediyordu. Gözlerim ise açık kahve. Yine çekik olan yapısı cidden beni tamamlıyordu. Sadece boydan ve göğüs ten dezavantajım vardı. Boyum tam 1.65 ti ve boyuma göre büyük olan göğüslere sahiptim. Bunlar dışında gayet alımlı ve çekici bir kadındım.

YASEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin