10.Bölüm "Geçmişin Acısı"

148 9 0
                                    

Gözlerimi açmak istiyordum ama bir şey engel oluyordu. Geçmişin tamamen etrafımı sarmış, bana büyük bir acı bahşediyordu. Kocaman ,sadece pislikle dolu bir yerdeydim. Etraf o kadar kötüydü ki adım atamıyordum. Tam ortada bu koca çöplüğe tezat pembe tütülü elbisesi, saçları özenle toplanmış bir kız çocuğu oturuyordu. O kadar güzel ve naifti ki bir an için onu kıskandım. Kendime hakim olamadan ona doğru yaklaştığımda, elindeki peluş köpeği bırakıp bana baktı. Gözleri bana değdiği an sönükleşti. Kendi kirli ruhum, onu da pisletti.

"Ne yapıyorsun böyle bir yerde? " Cevap vermeden bakmayı sürdürdü. "Beni hatırlamıyor musun? " Bunu o kadar güzel bir sesle sordu ki, onu içime sokup saklamak istedim. " Kimsin ki sen? " Sorum onu üzdü " Sen unuttun mu beni?" Kimdi bilmiyordum. Böyle güzel bir kız çocuğu görsem unutmazdım. Beni kim zannediyorsa oldukça üzülmüştü. Ama amacım onu üzmek değildi.

"Ben... Kim olduğunu bilmiyorum. " Üzüntüsü hemen silindi. Yerine kocaman bir gülümseme aldı. "İnsan kendini unutturmu hiç? " Cümlesi bittiği gibi, anılarım beynime akın etti. Başıma giren keskin bir ağrıyla çığlık attım. Dizlerimin üzerine çöküp başımı tutmaya devam ettim. Bunu istemiyordum.

Ben temiz olduğum günleri hatırlamak istemiyorum.

Birisi beni kurtarsın.

O kız, yani ben ayağa kalkıp bana doğru gelmeye başladı. Her bir adımında üzerindeki pembe elbise soluklaşıyor, özenle toplanan saçları dağlıyordu. Biraz önce elinde olan peluş köpek parçalanmış , korkunç bir hâl almıştı.
" Neden beni bırakmıyorsun! " Bağırarak konuşması ağzımdan bir çığlık çıkmasına sebep oldu. "Ben kapatmadım seni buraya! " Az önce parlayan gözleri soğuk ve bir okadar ölü bakıyordu.

O gözler beni iliklerime kadar üşüttü.

Ben bu gözleri babamın cesedin de, aynı zamanda babamın cesedinin başında, kendini asmış olan annemde gördüm.

Yine aynı gözler beni asla görmesini istemediğim bir şekilde, kendi öz amcam tarafından tecavüze uğrarken görmüştü.

Ne olsaydı da babamın gözünde aynı o saf ve temiz kızı olarak kalsaydım.

Gözlerinden yaşlar dökülürken "Nolur beni kurtarsan hı? " Bunu o kadar masum bir şekilde sordu ki karnımdan darbe yedim sandım. "Bilmiyorum, nasıl yapıcam bilmiyorum! " Gözleri parladı.
" Ben biliyorum Nil, ben biliyorum " Bunu çocuksu bir hevesle söyledi. Ama şuan ki görüntüsü hiç bir çocuk gibi görünmüyordu.

Titredim.

Tam heyecanla kurtuluşunu anlatacaktı ki bir anda etraf silikleşmeye başladı. Panik bir şekilde etrafına bakıp konuşmaya çalışsada sesi ne kendine ne de bana ulaştı.

•••

Sesler birer uğultu olarak geliyordu. Kadın gibi cırlayan kesinlikle Cemal ve Çağlardı. Odanın köşesinde Gökhan oturuyordu. Hemen başucumda ise Lâhza oturuyordu. Gözlerim açık olmasada varlıklarını hissedip nerede olduklarını anlayabiliyorum.

"Daha ne kadar duracaksın öyle? " Hemen de anla zaten. İki dakika dinleneyim dedim, onu da zehir etti.
"Yani ölümden dönen bir kadınım artık, ama yinede rahat bırakılmıyorum! " Gözlerimi açmadan sitemli konuşmam, onu güldürürken, ötekileri korkuttu.
"Ay hortladı! " Çağlar'ın çığlık atmasına Cemal de katıldı. Ani bir hareketle yatakta dikilip gözlerimi açtım. Bu onları daha çok korkuttu. Gökhan bile irkildi. Gülmeye başladım. Gökhan ağzının içinde yaratıcı küfürler yuvarlarken, Çağlar mal bu kız bakışları attıyordu.

YASEMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin