B-10 Kiler
Colin Cadının söylediklerini onayladı. O sırada Milan, barakanın ön tarafına geçti ve yeni gelmiş gibi yaparak Annesine seslenmeye başladı.
"Anne, nerelerdesin? ormanda çok güzel bir yürüyüş yaptım. Çok keyifli bir gündü."
Melnun, Milan'ın sesini duyunca bir anda panikledi ve Colin'e dönerek, " Çabuk git buradan, hadi! Seni görmesin." Colin bir anda uçmaya başladı. Melnun kendini toparladı ve cirkin ses tonuyla "Oğlum, barakanın arkasındayım." Milan barakanın arkasına doğru yürümeye başladı. Kendine çeki düzen verdi ve Cadının yanına doğru ilerledi.
Melnun kafasını çevirdi" Milan, yürüyüş yaptığını söyledin? Nereye gittin?" Melnun tedirgin olmaya başlamıştı. Her an Milan'ın, Elanor'u görme ihtimali artıyordu. Milan'a baktı "Neydi sana bu kadar keyif veren?"
Milan; "Anne bugün ormanda bir şelale gördüm, tertemiz suyu vardı. Biraz şelalenin kenarında yürüyüş yaptım, sonra ormanda gezindim, şelale o kadar güzeldi ki bana keyif verdi." Melnun oğluna döndü.
"Yavrum, senin keyif alman, mutlu olman her şeye değer. Milan seni sevdiğimi biliyorsun değil mi?"
Milan; "Kesinlikle. Aynı şekilde sana olan sevgimi biliyorsun. Biraz dinlemek istiyorum, izin verirsen"
Melnun; "Dinlen, içeride Elmalı turtalardan ye acıkmış olmalısın."
Milan; "Elmalı turta, neyi sevdiğimi çok iyi biliyorsun Anne. Kesinlikle yiyeceğim."
Melnun önüne döndü. Milan ise hemen barakaya doğru ilerledi. Kapıyı açtı ve içeri girdi. Hemen sandığı aramaya başladı. Aklına gelen her yere baktı fakat bulamıyordu. O sırada barakanın içinde Cadının bitki kileri aklına geldi ve oraya gitti. Kilerin kapısını araladı, sandığı aramaya başladı.
O sırada Melnun büyü ile uğraşıyordu.
Melnun;
"Bir şey eklemeyi unuttum, ne için rengi değişmiyor bu suyun. Ah tabii ya kifira eklemem gerek, bu ot rengi koyulaştırıyor."
Melnun büyü için kifira otu almak için barakaya girdi. O sırada sesi duyan Milan bir anda telaşlanmaya başladı, eli ayağına dolaştı ve arkasında duran iksir şişelerinden birini düşürdü. "kahretsin olacak şey mi şimdi bu, ne diyeceğim? Ne diyeceğim!"
Sesi duyan Melnun kaşlarını çattı ve kilere yaklaşmaya başladı, hafif aralıklı kapıyı eliyle itti ve karşısında Milan'ı gördü.
Melnun; "Senin kilerde ne işin var? Burasının bana ait olduğunu, girmeni yasakladığımı bilmiyor musun sen?"
Milan çaresizce yere bakarak annesine;
"Özür dilerim, kapı aralıktı. Merakıma yenik düştüm. Şişeni de kırdım. Çok üzgünüm. Hatamı nasıl telafi edebilirim?"
Melnun, Milan'a şüpheyle bakıyordu. Sandığın kilerde olması onu şüpheye düşürmüştü. Düşününce Milan her şeyden habersizdi. Ne biliyordu ki? Gerçekten merak etmiş olabilirdi.
"Milan çık kilerden, şişe önemli değil. Yaptığım şifalı bitkiler için gerekli oluyordu. Yenisini alırım, kasabadan."
Milan kafası eğik kilerden çıktı. Aklından geçen düşünceler vardı. "Bitki suyuymuş! Büyü var hepsinde."
Milan içinden söylene söylene çıktı. Melnun otunu aldı ve barakanın arkasına doğru yürümeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝘌𝘓𝘍 "𝘉𝘪𝘭𝘪𝘯𝘮𝘦𝘻𝘭𝘪𝘬𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘥𝘶̈𝘴̧𝘶̈𝘯𝘤𝘦𝘭𝘦𝘳𝘥𝘦 𝘬𝘢𝘺𝘣𝘰𝘭𝘶𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮"
Fantasyʙᴀᴢı şᴇʏʟᴇʀ ᴄ̧ᴏᴋ ᴍᴇʀᴀᴋ ᴜʏᴀɴᴅıʀıᴄı ᴠᴇ ɢᴇʀᴄ̧ᴇᴋᴄ̧ɪʟɪᴋᴛᴇɴ ᴄ̧ᴏᴋ ᴜᴢᴀᴋ. ɴᴇ ᴋᴀᴅᴀʀ ᴜᴢᴀᴋ ᴏʟᴅᴜɢ̆ᴜ ɪsᴇ ʙɪʟɪɴᴍᴇᴢ. ᴍᴇʀᴀᴋ ᴠᴇ ɢᴇʀᴄ̧ᴇᴋᴄ̧ɪʟɪɢ̆ɪɴ ᴀʀᴀsıɴᴅᴀ sᴜ̈ʀᴜ̈ᴋʟᴇɴɪʀᴋᴇɴ ʙɪʟɪɴᴍᴇᴢʟɪᴋʟᴇʀᴅᴇ ᴋᴀʏʙᴏʟᴍᴀᴋ ɴᴇ ᴀᴄı. ✨