MERAK

15 2 0
                                    

B-13 Ölüm habercisi

Elanor yola koyulmuşken Milan kasabaya varmıştı. Kasabaya girdikten sonra etrafına bakmaya başladı. Bir süre gezindikten sonra bir kaç insana sormak için duraksadı.
Milan o sırada yanından geçen bir adama döndü ve
"Nasılsınız efendim?" Diye sordu.
Adam, Milan'a baktı;
"İyiyim genç adam sen nasılsın?"
Milan; "İyiyim efendim. Sizi rahatsız etmek istemezdim ama bir dükkan arıyorum. Bana yardımcı olabilir misiniz?"
Adam;
"Elbette, hangi dükkanı arıyorsun?"
Milan; "Sarmole Dükkanı efendim."
Adam; " Sarmole dükkanı hemen ileride solda, oraya varman 3 dakika bile sürmez."
Milan çok yaklaşmıştı ve adama dönüp,
"Teşekkür ederim efendim." Dedi.
Bir kaç adım ilerleyecekti ki...adam arkasından seslendi.
"Hey genç adam senin ismin neydi? Bu kasabaya pek yabancı gelmez. Merak ettim. Nereden geliyorsun böyle?"
Milan kafasını yavaşça adama çevirdi ve ne diyeceğini bilemedi. Ormandan geldiğini ve bir Cadının oğlu olduğunu mu söyleyecekti. Milan bir kaç dakika düşündükten sonra adama baktı. Adam ise meraklı gözlerle Milan'a bakıyordu.
Milan;
"Ben başka bir kasabadan geliyorum efendim. Annem çok hasta, dükkandan almam gereken bazı bitkiler var aslında. Şifalı bitkiler alıp, annemi iyileştirmek için yola çıkacağım."
Adam Milan'a döndü ve
"Anlıyorum. Geçmiş olsun evlat. Hangi kasabadan geliyorsun peki?"
Milan zaman kaybetmemek için adama döndü ve "Efendim daha fazla vakit kaybedemem. Annem çok hasta. Bir gün tekrar gelirsem ve sizi bulursam oturup, konuşuruz" dedi. Adam ise
"Kusura bakma seni oyalamak istemedim. Görüşürüz evlad" dedi.
Milan derin nefes alıp, hızlı hızlı ilerlemeye başladı. Adamın tarif ettiği yere geldi, kafasını kaldırdı ve yukarıda duran tabelaya baktı.
"İşte bu!" Dedi. Dükkanı bulmuştu. İçeriye girdi.
O sırada Colin ise kasabaya gelmişti. Colin dükkanı aramaya başladı.
Milan dükkana girdikten sonra yaşlı bir kadınla karşılaştı.
"Merhaba, efendim nasılsınız?"
Yaşlı kadın Milan'a baktı.
"İyiyim genç, sen nasılsın"
Milan; "İyiyim efendim, ben Dorman için gelmiştim. Kendisi nerede acaba?"
Yaşlı kadın; "Sen kimsin genç? Seni daha önce hiç görmedim. Bu kasaba da herkes birbirini tanır. Dorman'ı nereden tanıyorsun?"
Milan tekrar aynı sorulara maruz kalmıştı ve yavaş yavaş terlemeye başladı. Yaşlı kadına da bir kaç yalan söylemek zorundaydı.
"Efendim ben başka bir kasabadan geldim. Annem çok hasta...daha önceden burada yaşayan bir komşumuz Dorman'ın dükkanını bul, orada şifalı bitkiler var, onunla konuş ve uygun olan bitkileri sana versin dedi, bende geldim."
Yaşlı kadın kaşlarını hafif çattı ve tekrardan Milan'a;
"Komşunuzun adı nedir, 60 yaşındayım.
Doğduğumdan beri buradayım. Kesinlikle tanıyorumdur."
Milan yine düşünmeye başladı.
"Efendim merakınızı anlıyorum. Vaktim çok kısıtlı anneme yetişmem gerek. Dorman burada mı?" Diye geçiştirdi, yaşlı kadını.
Yaşlı kadın;
"Kendisi içeride, ben şimdi çağırırım. Bir iksir için uğraşıyor uzun zamandır. Yoğun biraz. İksir önemliymiş. Şifalı şurup gibi düşün. Onu çağıracağım, müsaitse gelir."
Milan oturdu ve beklemeye başladı. Dükkanda da müşteriler vardı. Bir yandan korkuyordu, içinden söylenmeye başladı.  "Umarım sizde bana sorular sormazsınız"
Bir süre bekledi ve Dorman geldi.
"Evet seni dinliyorum evlad? Annen hastaymış, neyi var? Sana ona göre bitkiler vereyim."
Milan, Dorman'ı görünce heyecanlandı.
"Merhaba efendim. Aslında ben başka bir şey için gelmiştim."
Dorman; " Anlamadım. Ne için geldin?"
Milan; "Cadı Mel..
Dorman, Milan lafını tamamlamadan sözünü kesti.
"Hey! Sessiz ol. İçeride müşteriler var. Anladım neden geldiğini, bekle biraz." Dedi.
Milan şaşkınlıkla beklemeye devam etti.
O sırada Colin dükkanın tabelasına kondu. Tam iksiri içecekken, iksir bir anda gagasından kayıp düşüverdi. Dükkanın önündeki insanlar birden bire bağırmaya başladı. Elanorda kasabaya gelmişti dükkana bir kaç adımı kala sesleri duyan Elanor hemen seslere doğru hızlandı.
Colin şaşkınlıkla korkmaya başladı, insanlar bağırıyordu. Colin stres yapmaya başladı.
İnsanlar;
- " ölüm habercisi!"
- " onu taşlayın."
- " sen nereden geldin, pis baykuş"
Birden insanlar Colin'i taşlamaya başladı. Elanor sesin olduğu yerdeydi. İnsanlar bir şeyi taşlıyordu. Hemen yanlarına gitti ve Colin'i gördü. Elanor bağırmaya başladı.
"Hey, durun! Durun! Yapmayın! Ona zarar vermeyin."
Elanor, Colin'i hemen aldı ve  kollarının  arasına koydu. İnsanlar şaşkınlıkla onları izliyordu. Colin yaralıydı. Elanor, Colin'i iyileştirmek için hemen köşke doğru yola çıkamaya başladı. O sırada sesi duyan Milan, neler olduğunu anlamak için dükkanın önüne çıktı. İnsanlar yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı. O sırada Dorman Milan'a seslendi.
"Hey genç, ne yapıyorsun orada?"
Milan;
"Sesler duydum, efendim. Sanki birileri kavga ediyordu."
Dorman;
"Kasabada pek kavga olmaz, herkes birbirini tanır. Sana öyle geldi, herhalde."
Milan;
"Olabilir efendim."
Dorman, Milan'a baktı ve al bunu benden bu iksiri istemişti, hazır bunu ona götür." Milan iksire baktı ve anlamsızca öyle kalakaldı.

𝘌𝘓𝘍 "𝘉𝘪𝘭𝘪𝘯𝘮𝘦𝘻𝘭𝘪𝘬𝘭𝘦𝘳 𝘷𝘦 𝘥𝘶̈𝘴̧𝘶̈𝘯𝘤𝘦𝘭𝘦𝘳𝘥𝘦 𝘬𝘢𝘺𝘣𝘰𝘭𝘶𝘺𝘰𝘳𝘶𝘮" Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin