Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bütün bunlar olurken Elanor gözlerini açtı. "Sanki yıllardır uyuyorum.Dinlemek değil, bayılmışım." Elanor, kalktı yatağından. Uzun saçlarını taradı, dolabından şapkalı pelerinini giydi. Aynanın karşısına geçti. Konuşmaya başladı. "Büyük zaman geldi mi sencede? Baksana bana Ayna... Cadının karşısına çıkıyorum. Colin kaçmasaydı, onun kanatlarını yolmak gibi planlarımda vardı tabii, ama bilirsin ki konuşur, konuşur bir anda ortadan kaybolur. Cevap ver be Ayna bana!" Aynada bir sima belirdi ve sesler gelmeye başladı. "Elanor çok dikkat et." Elanor; "Artık hiç bir şey düşünmüyorum biliyor musun, ben kaçtım, yolum uzun." Elanor, köşkten çıktı ve ormanın derinliklerine doğru ilerlemeye başladı. Elanor, yola çıkmışken, Milan barakada oturmuş, düşünüyordu. Ne yapması gerekiyordu, bilmiyordu. Düşüncelerde boğulurken aklına bir fikir geldi. Milan; "Tabii ya...Dorman! Baykuş ona gitmeden ben kasabaya gidip onu bulursam, ondan bazı şeyleri öğrenebilirim. İnsan olduğum için iksire de gerek yok." Milan bir hızla barakadan çıktı o sırada da "Anne ben Şelaleye gidiyorum. Bilekliğimi kaybettim, zamanımı en çok orada geçirmiştim. Bulup geleceğim.Merak etme gecikmem, erken dönmeye çalışırım" diyerek hızlı hızlı yürümeye başladı. Melnun arkasından; "Milan geç gelsen de seni merak edemeyecek kadar meşgulüm. Dikkatli ol" diyerek arkasından seslendi. Milan meşgul olmasına daha çok sevindi, işine gelirdi. Melnun; " Ah insan olmak ne tuhaf...Bir bileklik için yola çıktı. Ah Milan çok masumsun." Milan kasabaya doğru yola çıkmışken, Elanor'un barakaya gelmesine az kalmıştı. Cadı Melnun, bazı otlar için tekrar kilere doğru giderken, Elanor, barakaya çok yaklaşmıştı. Cadı Melnun tam barakanın köşesinden dönerken bir anda ormanda tuhaf sesler yankılanmaya başladı. Elanor, sesleri duyunca çok korktu ve bir anda geri geri gitmeye başladı ve hızlanarak ağacın arkasına geçti. Sesler o kadar yoğundu ki kulakları patlayacak gibiydi. Cadı ise kahkahalar atmaya başladı. O sırada sesi duyan Colin, hemen barakaya doğru uçmaya başlamıştı. Elanor, neler olduğunu anlamıyordu. Cadının korkunç gülüşü ve seslere anlam veremiyordu. Bir süre ağacın orada kalıp, beklemek zorunda kalmıştı. Cadı Melnun, kilere gitmişken sandığı da aldı ve Colin'i beklemeye başladı.