7. Bölüm

235 32 3
                                    

Takılı kalmış nefesim gözlerinde. Sima ay saklıyor çehresinde. Nurunda çırpınayım sen varlığına teselli ol. Alıversem ezerler, çiğnerler... Masumsun öyle bir masumsun ki yüreğime alamayacak, sana zulmedemeyecek kadar masumsun.

Doğruldum hızla ayağa.

_ ben hasta değilken beynimi ele geçiren ilaçları kanıma geçirerek hasta eden sizler değil misiniz?

Arkadan gelen amcama döndü gözlerim. Korkuyla bir anda yere çakılan bakışlarımın ardından boğazıma tıkıldı cümlem.

_ hayrola Cüneyd efendi fanileri uğraştırmışsın yine.

Bana doğru yaklaşıp kolumu tuttu. İlk defa amcam canımı yakmadı, parmaklarıyla morartmadan tutmuştu kolumu.

Beraber yürürken arkada kalmıştı o. Arkama doğru dönerek büzülmüş dudaklarımla bir kere baktım suretine. Gündüze ay mı olmak geldi içinden kadın. Suretin beni benden alır diye korkarım. Yapbozun kayıp parçası olur seni sevmem. Sonu gelmeyen bir zihin oyunu benim ki... Ben seni uçsuz bucaksız hikaye satırlarında saklayabilirim sadece. Çünkü gözlerim bir tek hikaye satırlarında gezinirken mutlu. Seni sevemem ben! Sen dudağımda yarım kalırsın.

Dergahtaki odama doğru yürürken etrafımıza doluştu çocuklar. Amcamın bakışları bedenimi kurşunluyordu adeta. Titreyen ellerimle uzandım onlara.

_ Cüneyd efendi tesbihin...

Diyerek uzattı bir çocuk. Rengarenk boncuklarla dizilmiş bu tesbihin imamesi ben miydim şimdi? Ben yıkılırsam onlarda mı yıkılır? Dökülür mü boncuk gibi tek tek...

Avcuma sıkıca sardım. Sıkıca çekiştirilirken kolum sonkez gökyüzüne baktım. Bulutların rengi dağlıyor yüreğimi. Gökyüzü yâd ediyor annemin bana miras bıraktığı çığlıkları.

_ anne!

O kapıya doğru çekiştirilirken bir gözüm kapıdan sıyrılan ışığa yansıyordu.

_ annen yok! Sana kaç defa diyeceğim o şeytanın, zaninin adını anma diye!

_ iftira edersin efendi...

Yanaklarıma doğru kayan yaşlara aldırmadan ona doğru döndüm.

_ amca... Yapma.

Titreyen sesimin üzerine düşünerek Arif'e döndü.

_ Arif Cüneyd efendiyi zinhar yalnız bırakmıyorsun!

Bakışları bana dönerken ıslak yanaklarla saçtığım gülücüğümü bu defa söndürmedi.

_ en ufak bir yanlışını görürsem vallahide anana acımadığım gibi sana da acımam ha Cüneyd!

Usulca çıkarken dergahtan adımlarım sanki birini arıyordu. Ona git diyordu. Ey nefsim! O senin annen değil ne bu denli hevesin? Onu soldurma...

***

Ertesi gün...

Okul kantininde soru çözerken Can geldi yanına.

_ oturabilir miyim?

_ tabi...

Zeynep kalemi kitabın arasına koyarak kapattı kitabı.

_ naber?

_ sınava yetişmeye çabalıyorum konuları.

_ Zeynep okul çıkışı arkadaşlarla cafe ye gideceğiz sende gelsene.

_ yok olmaz eve gitmem lazım.

_ hadi kızım be!

_ kızım mı ama kızın değilim ki?

CANDA CANANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin