21. Bölüm

63 6 0
                                    

Bugün elimde bir palet var o paletten hayatıma bir renk cümbüşü fırlatacağım! Yüreğimdeki yangını umursamadan... O güzelin kelamında atan yüreğim gibi. Eski sayfaları koparıp çöpe attık. Ben GülAyşe'nin garip öksüzü. Ben Sadi Hüdayi'nin istenmeyen oğlu!

_ Cüneyd...

Onun tam karşısında dikilmişken gözyaşlarım bana eşlik ediyordu. Bana doğru koşarak sarıldı boynuma. Kollarım sardı bedenini... O halde düştük asfaltın üzerine. Bizi ayıran bu dergah bugün birleştirmişti. İkiz mişiz biz... Onun kalbiyle aynı atan bir kalbim varmış.

_ Mert...

Gözyaşlarına boğulmuştu benim gözlerimde onunkinden farksız değildi hani. Okşadığım saçıyla dahada sıktım bedenini.

_ yaşıyorsun Cüneyd yaşıyorsun! Bana cübbenden başka bişey bırakmadın ki Cüneyd neden? Niye gittin?

Cevap vermemenin verdiği hüsranla kollarımı çektim bedeninden. Elimin tersiyle sildim yanaklarımı.

_ Cüneyd sen gittin ben öldüm! Bilemezsin be adam bedenine başka bir ruh giydirilmiş adamı kaybetmenin hüznünü.

Sadi elini omzuna indirerek sakince mırıldandı.

_ Mert Cüneyd geldi ya önemli olan o... Yorma onu toparlanması icab eder.

Mert bana bakarak tuttu ellerimi.

_ duysun mu Faniler Sadi efendi! Yeni bir hayat var önümüzde Cüneyd! Ailemizle geçireceğimiz mutlu bir ömür var. Bugün bizim yeni ve mutlu hayatımızın ilk günü...

Aklımdakini dilime dökmek istedim o şekilde oynattım dudaklarımı ama dilim bana inat etmiş bilmiyorum ki!

_ söyle Cüneyd'im.

Diyerek çöktü önüme Sadi Hüdayi.

_ Zeynep...

Zeynep bana yaklaşıp çöktü yamacına.

_ n-nikahımız...

Babam doğruldu düşünceli halde.

_ doğru dersin o Vahid denen kansız yüzünden sizin nikah yarım kalmıştı.

Birden Bahadur'a döndü.

_ Bahadır git Hasna hanımları çağır ve onlara de ki Vakt-i Vifak hazırlıklarına başlanılacak.

Ardından tekrar yanıma oturup başımı aldı göğsüne doğru.

_ senden çaldığım ne varsa hepsini vermekle mükellefim ben Cüneyd.

Başıma kondurduğu öpücüğün ardından yorulmuş olacak ki gözlerimin önü kararmaya başlamıştı bir anda.

***

Sadi'nin kucağında kendinden geçmişti Cüneyd. Gözünü açtığında endişeyle başında bekleyen Zeynep'i gördü. Yorgun parmakları ona uzanmak istiyor lakin milimlik kıpırdamıyordu.

_ yoruldun tabi Cüneyd iyisin değil mi?

Gözlerini kırparak cevap vermişti Zevcesine.

_ acıkmışsındır ben yemek getireyim...

Diye doğrulurken başını iki yana salladı Cüneyd.

_ konuş Cüneyd canımı yakıyor seni bu halde görmek. Ben tebessümünde boğulmayı özledim. Zeynep hanım diyen sesinde gezdim diyar diyar. Sen bilmiyorsun ama dilinde bir kütüphane vardı Cüneyd. Her konuştuğunda ben farklı kitaplara dalıyordum.

Mahçupça eğdi önüne doğru yüzünü Cüneyd.

_ bu dergahın eski Cüneyd'ine kavuşması lazım. İmamesi koptuysa koptu tamir etmek icab etmez mi? Cüneyd savrulan tesbih boncuklarının vebali seni bulmadan bir an önce toparlan.

CANDA CANANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin