16. Bölüm

121 11 2
                                    

Gökte bir hüsran var bu gece baksana fısıltısında bile buram buram acı hissediliyor. Ah nefes! Ne vardı bedenini terkedip kaçtın gittin ardında bir öksüz bırakıp, Cüneyd'i bırakıp. Çaldığın çocukluğumun vebali senin boynunadır.

_ yapma... Bırak gideyim amca bırak Zeynep beni bekliyor.

Kilit sesiyle vurulmuş beynim düşünce gücünü kaybederken duyduğum o güzel nidayla çöktüm zemine.

_ cüneyd...

Bu çığlık adımlarımı sana getirmez ki kadın. Canda bir sen vardın ama o canda bitap düştü artık. Ne ben canda bir can oldum, ne de sen canda canan.

_ Cüneyd!

Bir kez daha kulağıma ulaşan o güzel sesin nefesinde boğuldum ben o an. Ne sarılacak bir yara kaldı, ne de sarabilecek bir yar.

_ Zeynep!

Diye fırladım kapıya doğru. GülAyşe'ni bir kapı öteye hapsettiler bugün Cüneyd. Ne sen artık taşın altında ezilebilirsin, ne de ezileni çekip kurtarabilirsin.

_ Zeynep korkma! Kurtaracağım seni.

Amcama döndü bakışlarım heybetiyle başı göğe değecekti adeta. Bu koskoca derya içine sığınmış iki küçük balığı kaldıramadı.

_ seni ihbar edeyim ister misin Cüneyd! Reşid olmamış bir kız çocuğuyla evlendiğini öğrenseler ne olur?

_ ne istersin efendi!

Öfkeyle kendini doyurmuş gözlerim yüzünü delip deşerken yaklaştım ona.

_ Cüneyd...

Amcam kulağıma doğru iyice yanaşmıştı. Nefesinden gelen dalgalar kulağımı eşsede söylediği beynimi deştiği an kestim bu sana ahd etmiş soluğu ben.

_ Cüneyd anne ölsün mü? ...

***

Bedenini seyre dalmış küçük bedenim iki kolun esareti altındaydı. Bıraksalardı ya ne diye kırdılar annesine koşarken mutlu olacak bir çift bacağı.

_ Cüneyd söyle hadi anne konuşsun mu sussun mu?

Bakışlarımda gizli bir hikaye. Ben niye hikayelerin kafiyesinde yeşerdim bilmezler anne. Sen benim hikayemdin mutsuz sonla bitmiş zihnimin eski bir sandıkta sakladığı kan kokulu bir hikaye.

_ sussun anne!

Babama döndüm eline aldığı taşla beraber öne doğru ilerliyordu. Amcamın gözlerimi kapatacağını anlayınca öfkeyle yere fırlatıldı bedenim.

_ bu zaninin gölgesisin sen Cüneyd!

Elindeki taşı ilerde masumca bana bakan anneme doğru fırlattı. Rüzgarın etkisiyle yere çakılan taşı seyre daldı gözlerim.

_ anne!

Siniri donmadan eline aldığı ikinci taşı alnının tam ortasına fırlattı. Acıyla inleyen boğazına doğru yol almış kan damlacığı hayatımı süsleyecekti de haberim yoktu benim.

_ pis Zani! Geber...

Kalabalığın kiniyle toplanmış taşlar sıra sıra fırlatılmak üzere ele alınırken ona doğru koşup bedenine siper oldum. Cüneyd'in minik bedeni saramamıştı ki anne.

_ ben GülAyşe! Bir zaninin gölgesinde çürümüş GülAyşe. Cüneyd'im anne susmasın... Susarsa ölecek izin ver konuşsun.

Kirpiklerim gözünden süzülen yaşları izlerken boynuna sarıldı bedenim.

_ Cüneyd'in annesi kurtulacak. Cennete gidecek...

_Cüneyd anne ölsün mü?

_ ölsün anne...

***

Beynimi ele almış görüntülerin ardından elimle kapadığım kulaklarıma düşman kesildim bugün anne. O çığlıkları duymuş lakin birşey yapamamış kulaklarıma... İçeri giren kişiyle kapıya yönelecektim ki kolumdan tuttu amcam.

_ sen ölmeyi hakediyorsun ama ben daha beterini, yaşarken öldürmeyi düşünüyorum seni...

_ amca bırak GülAyşe'yi kurtaramadım Zeynep'i kurtarayım.

_ seni pis zani çocuğu yürü!

Bedenim sürüklenirken içeri giren Müyesser'e döndü gözlerim.

_ dokunma! Zeynep'e dokunma...

Suratıma alaylıca baka baka girdi içeri.

_ yapma ayırma bizi ayırma!

_ kes sesini yürü!

Bedenimi o hücre kapısına dek sürüklenmişken bakışlarım dolu olarak döndü ona.

_ yapma Allah'tan korkmaz!

_ sen mi korkuyorsun Allah'tan! Söylesene Cüneyd anneni öldüren senken.

_ kendi eliyle yaktı Cüneyd hayatını.

Kolumdan tuttuğu gibi içeri fırlatması bir olmuştu. Üzerime kapanan kapının ardından çöktü bedenim yaradanın huzuruna.

Yardım et Allah! Kulun feryadı arşına dayandı... Mazlumun gözyaşı nehir etti dünyayı. Bu balığın çırpınışlarına yardım et.

Ardından yüreğimin zihnime fısıldadığıyla durdum.

" balık sahibinide hatırla..."

Başım secdeye doğru yol alırken dudaklarım "nasrullah" (Allah'ın yardımı) diye zikrediyordu.

_ La ilahe illa ente subhaneke inni kuntu minez zalimin.

Secde halindeyken kulağımı deşen bir silah sesiyle sıçradım aniden.

_ Zeynep...

Korkuyla nefes nefese doğrulunca kapıdan giren kişiyle karşı karşıya geldim.

_ ne yaptın!

Elindeki silahı önüme doğru fırlatırken sararmış yüzüne değdi gözlerim.

_ Zeynep...

Koşarak çıktığımda nefesimde dua atıyordu adeta. Yangına odun olmak mı yoksa su olmak mı bilmem ama bendeki yangına odun oldular. Kapıdan geçerken sıktım gözlerimi.

Aç gözlerini Cüneyd!

Nasıl yaşıyorsun nefesin çalınmışken? Aç gözünü öksüz Cüneyd efendi. Ne görüyorsun? Görmek istemediğini!

Gözlerimi açtığımda boynuma geçirdiğim ipi sıktım. Ayağımın altında senin nefesin... O nefes devrildi ve ben hayatın zulmünde asılı kaldım.

_ Zeynep!!

CANDA CANANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin