18. Bölüm: Gerçekler

1K 194 148
                                    


⋆。˚ ❀ * ࿐ ࿔ ˚:⋆ ✧・゚

8 saat

Hyunjin'in ameliyattan çıkması 8 saat sürmüştü. Ve bu sekiz saatte Felix ve Chan asla ameliyathanenin önünden ayrılmamıştı.

Yeri gelmiş bir bardak kahveyle bastıran uykularını açmış, yeri gelmiş oturdukları koltukta büzülerek sessizce hıçkırırken hafifçe uyuklamışlardı.

Ama sekiz saat boyunca bir daha hiç konuşmamışlardı.

Sonunda doktor otomatik kapıdan çıktığında ikisi de o yöne koştu.

"Durumu nasıl?" Diye sordu Chan gerginlikle.

Doktor derin bir nefes aldı. Sekiz saattir ameliyattaydı, çok bitkin düşmüştü.

Maskesini çıkartıp alnının terini kolunun tersiyle sildi. Derin bir nefes aldıktan sonra ona umutla bakan iki çift gözü sırayla süzdü.

Sonunda ona soru soran Chan'da durdu.

"İçinde bir elmacık, bir köprücük, bir çene ve iki kaburganın bulunduğu 16 kırık kemiği toparladık. Yüzüne, bileklerine, bacağında açılmış yaraya ve batan kemik bölgelerine toplamda 50'ye yakın dikiş atıldı. Beyinsel bir travması olup olmadığını bilmiyoruz. Parçalı kırıkları için birkaç operasyon daha geçirmesi gerekiyor, ama şimdi kaldıramaz. Ayrıca kırılan kaburgalardan birisi sağ akciğerini delmiş. İki ciğer de su toplarken sağ taraf tamamen sönmüş gibi görünüyor. Solunumu durmak üzere olduğu için entübe oldu."

"Entübe ne demek?" Diye sordu Chan sesi titreyerek.

"Nefes alamadığı için ağzından bir boruyla solunum yollarına bağlanıp hava verilmesi işlemine deniyor. Ama dediğim gibi, ciğerleri de pek iyi durumda değil. Bu yüzden dayanabilir mi bilmiyoruz."

"Nasıl yemek yiyecek?" Diye sordu Felix gözyaşları bir sel gibi boşalırken.

Doktor derin bir nefes alıp bu sefer Felix'e döndü. "Konuşamaz, yutkunamaz ya da yemek yiyemez. Bir süre kasıklarına açılan kataterden serumla beslenecektir."

Kataterin ne olduğunu bile bilmiyordu ki...

"Onu görebilir miyim?" Diye sordu son gücüyle.

"Maalesef. Yoğun bakımda gözetim altında tutulacak. Eğer enfeksiyonel bir durumu olmazsa hastanenin ziyaret saatinde beş dakikalığına görebilirsiniz."

Başlarıyla onayladılar.

Doktor yanlarından geçip giderken ikisi de bir köşeye çökmüştü şimdi.

Ne dizlerinde ayakta duracak, ne de kalplerinde atacak güç kalmamıştı.

Vücutları inanılmaz bir acıyla yanıyordu.

Bu kadarı çok fazlaydı.

Chan bir anda ayağa fırladı. "Geberteceğim o orospu çocuklarını." Diyerek koridorda sinirle adımladı.

Felix ise oturduğu yerde kalakalmıştı.

Acısı ve düşünceleriyle baş başa...

Birkaç saat sonra Chan geri döndüğünde Felix'i bıraktığı yerde bulmuştu.

Kan kokuyordu. Ellerini yıkamış olsa da kanın bıraktığı kızıllık hala belli oluyordu.

Felix'in yanına gitti, elini omzuna koydu. "Hyunjin artık burada değil." Dedi oldukça düşük bir tonla. "Gidelim Felix."

"Neredeyse oraya gidelim." Dedi Felix burnunu çekerek.

Godfather And Florist | Hyunlix [Omegaverse] ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin