Sadece masum bir mesaj;)

503 42 2
                                    

05***: Günaydın prenses;)

05***: İyi uyudun mu bari?(07.01)

Sare: Sabahın köründe ne uyandırıyorsun be?(07.16)

Sare: Ne istedin güzelim uykumdan?

05***: Sonunda uyandın.

05***: Okula gideceksin.

05***: Bu kadar çok uyumanın sebebi ne?

Sare: Öncelikle,

Sare: Okula gidip gitmememden sana ne ?

Sare: Ayrıca seni soruma soruyla karşılık vermemen konusunda daha ne kadar uyaracağım?

Sare: Hem,

Sare: Ben seni engellemiştim.

Sare: Nasıl bana mesaj atabiliyorsun?

05***: Uykun açıldığına göre görev başarılı.

05***: İyi dinlenmiş misin?

Sare: Seni son kez uyarıyorum.

Sare: Soruma soruyla karşılık verme.

05***: Yoksa ne olurmuş güzelim?

05***: Ne yapabilirsin ki bana?

Sare: Siktir git seninle uğraşmayacağım.(07.26)

05***: Nıç nıç nıç

05***: Ayıp ama.

05***: Sizin gibi bir hanımefendiye yakışmıyor.

05***: Ayrıca geçen sefer söylememe fırsat olmadı ama

05***: Ben erkek değilim.(İletilmedi)

05***: Yine mi engel ya?(İletilmedi)

05***: Beni zora sokuyorsun.(İletilmedi)

05***: Sen görürsün.(İletilmedi)

Elimdeki telefonun ekranını kapatıp fazla sert sayılmayacak bir şekilde masaya vurdum. Malum, babam bir daha kırarsam bu kadar anlayışlı olmayabilirdi. Okulun kafeteryasında arkadaş grubumla her zamanki gibi masada kurulmuştuk. Telefonu masaya vurmamla hepsi bana bakmıştı.

"Yine mi engel yedin kanka?"diye konuştu Akif alayla. Ona ölümcül bi bakış gönderip susmasını işaret ettim. Umarım anlamıştır diye beklerken yüzündeki alaylı ifade yerini ciddi bir ifade almıştı. Sude'nin konuşmasıyla bakışlarımı ona çevirdim.

"Eğer üzüyorsa ayrıl kanka."Suratımda mimik oynamamıştı. Bir saniye boyunca Sude ile bakıştıktan sonra gelen kahkaha dalgasına kendimi bıraktım.

"Kanka sevgili değiliz ne ayrılması?"Grupça geçirdiğimiz gülme krizinden sonra konuşan kişiye döndü bakışlarım.

"Şaka bir yana bırak şu kızı Tanem. Hep sen üzülüyorsun sonunda. Başka kız bulalım sana."Bunu söyleyen Poyraz'dı. Kafamı masanın üzerinde duran koluma gömüp ofladım. Onlar benim en yakın arkadaşlarımdı. Arkadaştan öte kardeş gibiydik biz. Sonuç olarak benim ne kadar üzüldüğümü onlar görüyorlardı. Uzun zamandır arkadaştık ve hepimiz birbirimizi tamamlar nitelikteydik.

Poyraz; grubun olgun kişisiydi. Ne zaman zorda kalsak akıl verir, bize abilik yapardı. Akif; grubun komik çocuğuydu. Her ne kadar beni sinir etse de komik ve cana yakındı. Sude; grubumuzun ciddi kişiliğiydi genelde. Bizim yanımızda bunu biraz çiğnese de gördüğüm en ciddi kızdı. Benim gibi lezbiyendi. Aşinası olduğum küt kıvırcık saçları ve burnunda aşk yaşadığım bir adet septum piercing vardı. O kadar iyi duruyordu ki! Hatta bir ara babama ben de deldireceğim diye tutturmuştum. Kulağımda bir kaç tane olmasına rağmen. Babam ise bana karışmadığını, istediğimi yapabileceğimi söylemişti. Böyle diyince kendimi kötü hissetmiş ve bundan vazgeçmiştim. Destek olacağına 'ben karışmam,' derse tabii ki vazgeçerim.

Kafamı kaldırıp dirseğimle masaya yaslandığımda Sude'ye doğru gelen Defne'yi gördüm. Sessiz olmamı işaret edip yaklaşmaya devam ederek yanına geldi ve eğilip yanağına sıkı bir öpücük kondurdu. Ah, bunlarin ilişkisini izlerken kendimden geçiyorum. Gülümsememe engel olamıyor, Sare'nin böyle bir şey yaptığını hayal ediyordum içten içe. Sare'ye yazarkenki amacım, kendimi ona yakın hissetmek ve onunla iletişime geçmekti sadece. Şayet hem terslenmiş, hem de engel yemiştim. Neyse ki bu pek de sorun değildi. Sude'nin elini şıklatmasıyla kendime gelip yüzüne baktım. Sonra Poyraz'ın dediğiyle heyecanla yanıp tutuştum.

"Kanka, seninki geliyor."Ani bir refleksle arkamı dönüp kafeteryanın girişine baktım. En yakın arkadaşıyla gülüşerek girdiler. Onları izlerken yanımdaki arkadaşlarımın dediklerini duyuyordum fakat pek tepki verebildiğim söylenemezdi.

"Ashley, ona bakma bana bak."Kolumu dürtüyordu aynı zamanda Akif. Gözlerimi alabilsem ona bir tane yapıştaracaktım. Yanımda oturan Poyraz da aynı şekilde dürttü. "Kanka, kıza ağzını yayarak bakmaya devam edersen çakacak sen olduğunu."Onlara tepki vermezken Poyraz tek eliyle çenemi kavrayıp yüzümü kendisine doğru çevirdi.

"Tanem, akıllı davran. Ona bakmayı kes ve önüne dön lütfen."Çenemi elinden kurtarmaya çalıştım fakat öyle sıkı tutmuştu ki imkânsızdı. "Tamam,"dedim elinden kurtulma amaçlı."tamam bakmica'm."Çenemi bırakıp "Güzel,"diye mırıldandı.

"Ne oluyor şu an,"diye soran Defne'ydi. Siktir, onun burada olduğunu unutmuştum. "Bizim sınıftaki Sare mi konu?"diye sordu anladığı hâlde. Sude onu mırıltılarla onayladı."Oha! Sen Sare'ye mi aşıksın?"diye sordu Defne şok ile. Ellerimle yüzümü kapatıp yanımda oturan Poyraz'ın omuzuna kafamı gömdüm. Tek tepkisi elini özenle taranmış saçlarıma atıp hepsini karıştırmak oldu. Sinirle bir şeyler söylerken kafamı kaldırıp Poyraz'ın elini saçlarımdan uzaklaştırdım. Pis pis sırıtıyordu köpek. Saçlarımı düzeltmeye çalışırken aşinası olduğum o sesi duydum. 9. sınıflardan velet Enes'in sesiydi bu. Eğlenir gibi bir sesi vardı.

"Tanem abla, müdür seni çağırıyor."

Bölüm Sonu.)

Yorum atın🔪

Hetero musun? | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin