Kendisini abim sanıyor, salak.

127 13 0
                                    

"Ne yapıyorsunuz siz?"

"Soruyor musun bir de geri zekâlı?"

"Soruyorum evet. +18 lezbiyen filmi mi çekiyorsunuz?"Sare'den uzaklaşıp üzerine yürüdüm. Sabrımın son noktasındaydım.

"Konuştuklarına dikkat et."Çağan bir bana bir de Sare'ye baktı. Yüzünde hiç eksik etmediği sırıtışı mevcuttu. Burnunu kırma isteğimi arttırıyordu.

"Tamam şampiyon, kızma. Gördüklerim bu odada kalacak ve bundan asla bahsetmeyeceğim."

"Aferin, adam ol."Tek kaşını kaldırdı meydan okurcasına.

"Hayırdır abisi? Sen büyüdün de bana racon mu kesiyorsun?"Ona ters bir bakış attım. O bu dili hakediyordu.

"Çıkar mısın odamdan?"

"Neden? İşi pişirin diye mi?"Birkaç saniye önce olay çıkarmayayım diye koluma sarılan Sare'ye göz ucuyla baktım. Kızarmıştı yine. Her ne kadar kahkahalarla gülmek istesem de kendimi tuttum.

"Seni hiç alakadar etmez cancağızım."Aslında çoktan Çağan'ı dövmem lazımdı. Ama sakin olacaktım. Dima'nın hatırı için.

"Sevgilin mi?"Sare'yi kastediyordu. Bunu söylerken Sare'ye bakmadı bile. Nefes verirken"Evet,"diye yanıtladım onu.

"Oha,"diye mırıldandı önce. Bakışları ikimizi arasında gidip geldi."Anlamıştım."

"Nereden anladın?"diye sordu Çağan odaya girdiğinden beri hiçbir şekilde konuşmayan Sare. Bu durum bana biraz garip gelirken Çağan histerik bir şekilde güldü.

"Çünkü ne zaman bir kızı güzel bulsam ya lezbiyen çıkıyor, ya da direkt üzerime atlıyor."Cümlesinde mantık arasam da çok zorlamadım. Çoğu zaman her ne kadar bacak arasına tekmeyi geçirmek istesem de gelecekteki çocuklarının bana hala demesini istiyordum. Bu yüzden biraz daha sabredecektim. Her ne kadar öz kardeş olmasak da abi-kardeş gibi birbirimizi yiyorduk. O yüzden çocuklarının halası olacağım ya?

Bahsettiği olay, arkadaşım, hatta kardeşim Sude'yi güzel bulduğunu söylemişti. Ona Sude'nin lezbiyen olduğunu söylediğimde hayal kırıklığı yaşamıştı. Ve eski sevgilim Ece'de de aynı durum yaşanmıştı. Onu terslemiştim bayağı. Ece'nin sevgilim olduğunu söylemiştim ama tabii ki bununla sınırlı kalmamıştı. O günü dün gibi hatırlıyorum. Büyük bir kavga etmiştik. Birbirimize bağırıp durmuştuk aslında sadece. Sonunda kapıyı vurup Ece'nin yanına gitmiştim. O gün, Ece eskisi gibi davranmadı bana. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. O gün, bana ilk defa dokundu.

Titrek bir nefes alıp başımı iki yana salladım. Sakinleşmem lazımdı. Kolumu Sare'den kurtarıp odamdaki banyoya doğru yöneldim. Daha birkaç adım atmadan arkamdan"Tanem,"diye seslendi. Ona bakmadan derin bir nefes alıp"Geliyorum,"dedim. Banyoya girip kapıyı kapattım. Ellerimi dudaklarıma kapayıp yere çöktüm. Gözyaşlarım sessizce dökülürken ses çıkarmamaya özen gösteriyordum. Güçlü olmalıydım. Öyle olmasam bile herkes öyle sanmalıydı. Hassas olmaktan nefret ediyordum. Gözyaşı dökmekten, Ece'yi hatırladığım an atak geçirmekten nefret ediyordum. Bulunduğum durumdan, yaşadığım her andan nefret ediyordum. Sağ elimi kalbime götürdüm. Kalbim sıkışıyordu. Gözyaşlarım daha hızlı dökülmeye başladı. Bu sefer gerçekten ölüyordum sanırım.

Kendimden nefret ediyordum. Böyle nefes alamamaktan ve her seferinde bir şekilde ölmemekten. Bu sefer öleceğimden emin olmuştum. Keşke Poyraz ya da Sude yanımda olsaydı. Beni sakinleştrirlerdi.

Öleceğim düşüncesiyle tamamen nefesim kesildi. Hiçbir şey göremiyordum. Sağ elim kalbimin üzerindeydi. Ölmek istemiyordum. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Sağ kolumda bir dokunuş hissettim ama kendimi geri çekecek gücüm yoktu.

"Tanem, sakin ol."Sıkıca kapattığım gözlerimi açıp görüşümü tekrar kazanamaya çalıştım. Bir yandan da nefeslerimi düzene sokmaya çalışıyordum. Panik ve korku tüm bedenimi ele geçirmişti. Sadece birkaç dakikaya ihtiyacım vardı. Kendimi güvende hissedebilmem gerekiyordu.

"Ben buradayım."Sare'nin güven veren ses tonunu duyduğumda sertçe burnumu çektim. Nefeslerim hâla düzensizdi. Kendimi sakinleştirmeye çalıştım. Sare beni göğsüne yaslayıp saçlarımı okşamaya başladı. Gözyaşlarım azalırken etrafı daha net görmeye, ana dönmeye başladım. Nefeslerim de düzene girmeye başlayınca kafamı kaldırıp etrafa baktım. Sare endişe ve ilgiyle bakıyordu bana. Arkasında açık duran kapıya bakışlarımı çevirdim. Çağan kapıya yaslanmıştı ve bakışları bendeydi. Gözlerinde endişe görüyordum. İkisine de bir şey söylemeden ayağa kalktım. Lavabonun aynasından yüzüme baktığımda gözlerimin kan çanağına döndüğünü gördüm. Gözlerim küçüklüğümden beri hassastı zaten. Ağladığım zaman böyle olurdu. Sadece gözlerimin içi değil, kenarları da kızarmıştı. Yorgundum, her taraftan belli oluyordu.

"İyi misin?"diye sordu Çağan. Ona bakmayıp"İyiyim,"diye mırıldandım. Yorgunluğum sesime de yansımıştı. Panik atak birdenbire gelip gidiyordu ama bütün enerjimi de alıp bereberinde götürüyordu.

Odama geçtiğimde ikisi de peşimden geldi. Yatağıma oturup gözlerimi Çağan'a diktim. Anlamazmışçasına kaşlarını çatıp bakarken yorgun sesimle konuştum.

"Burada yaşananları kimse bilmeyecek."Zaten kimseye anlatmayacağını biliyordum ama yine de emin olmak istemiştim. Çağan ise ondan beklemediğim bir cevap verdi.

"Melih amca hiçbir şey bilmiyor değil mi?"

"Seni ilgilendirmez."Yüzünü buruşturdu.

"Tamam, söylemem. Ama sen de neden panik atak geçirdiğini söyleyeceksin."

"Kız sana seni ilgilendirmez dedi, değil mi?"Çağan Sare'ye yüzünü buruşturarak baktı.

"Aman, ergenler sizi. Size kalmadım zaten."

"Kimseye anlatmayacaksın Çağan. Anladın mı?"

"Merak etme küçük kardeş, benden sır çıkmaz."Odanın kapısına yönelmiş, tam çıkacaktı ki arkasını dönüp bana baktı.

"Sonra konuşacağız."Sonra da odadan defolup çıktı. Sare yanıma oturup sorgularcasına bana bakıyordu.

"O sana neden küçük kardeş dedi?"

"Kendisini abim sanıyor, salak."

"Bana ne zaman anlatacaksın Tatyana?"Tekrar ona dönüp baktım. Ne demek istediğini anlayamamıştım.

"Neyi?"

"Ece ile aranızda ne olduğunu."

Hetero musun? | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin