Koltukta oturmuş, ellerimi önümde birleştirmiştim. Karşımda oturan Dima, Çağan'ın yüzüne buz tutuyordu. Babam da herkesten bağımsız belgesel izliyordu.
Bu adamın belgesel aşkı şaka midur?
"Ya kızım sen her gördüğüne yumruk mu atarsın?"
"Sen de çok normal bir durummuş gibi bahsetme Çağan. Evimde olmaması gereken bir insanla karşılaşıyorum. Ne yapsaydım yani? Altınların yerini mi gösterseydim?"
"Abi diyeceksin, büyüğünüm ben senin."
"Aynen canım. Sana abi derim."Bu sözümün üzerine Çağan kolunun altındaki yastığı alıp bana fırlattı. Ben de yastığı yakalayıp tekrar ona fırlattım.
"Ay yeter! Bıktım atışmanızdan."
"Ama anne, hepsi bu kızın başının altından çıkıyor."
"Bir tane daha mı yumruk istiyorsun? Anlayamadım." Dima'nın kalkıp mutfağa gitmesinin üzerine Çağan bana dil çıkardı. Ona yumruğumu gösterdim. Çağan, benim ona tekrar fırlattığım yastığı alıp yeniden bana doğru fırlattı. Yastığı tutup ona orta parmak gösterdim.
"Tanem!"Babamın sesi ile yerimde sıçrarken Çağan ise pis pis sırıtıyordu. Elimdeki yastığı tüm gücümle kafasına fırlattım.
Sen misin saatteki hızı 85 kilometre olan servisi kullanan?
Yastık gitti.
Kuş oldum uçtum...
Dima'nın ayağının dibine düştü. Dima önce ayağının dibindeki yastığa, sonra ikimize baktı. Ben bakışlarımı kaçırıp telefohumu elime aldım. Henüz Sare'ye cevap yazamamıştım.
Bebeim: tanem
Bebeim: ne oldu
Bebeim: geleyim mi yanına
Bebeim: tanem korkuyorum cevap versene
Oy kıyamam.
Ben: bir şey yok bebeğim
Ben: evde biri var sandım da
Ben: merak etme yabancı birisi degilmis
Bebeim: kim o
Ben: kendi çapında özürlülüğünü kanıtlayan embesilli bir yaratık
"Umarım bu hakaretlerin bana değildir Tanem, cicim."Omuzuma kolunu atıp yanıma oturan tabii ki de Çağan'dan başkası değildi. Telefonumun ekranını, elimi siper edip saklamaya çalıştım.
"Sevgilinle mi konuşuyorsun?"
"Sana ne?"
"Bebeğim yazıyor ama."
"Siktir git, Çağan."Fısıldayarak söylediğim cümlenin ardından Çağan bağırmaya başladı.
"Melih amca! Tanem bana küfür ediyor."
"Tanem, odana git."Ayağa kalkıp Çağan'a gözlerimi kısarak baktım. Yine sırıtıyordu köpek. Her ne kadar onu öldürmek istesem de, odama gitmek daha cazip gelmişti. Koşarak merdivenlerden çıkıp odama girdim ve kapıyı kapattım.
Olay ne mi? Hemen anlatıyorum.
Dima, Çağan'ın annesi. Eskiden de bizimle yaşıyordu, ama sonradan yanımızdan ayrılmıştı. Bugün tekrar gelip geri döndüğünü söylemişti. Zaten gideli çok olmuyordu. Annesinin yanına geri dönmüştü.
Benim gibi annesi Rus, babası Türk. Bu detayı hızla geçmiş olabilirim. Evet, annem Rus.
Çağan yumruğumu yedikten sonra ona abi dememden falan bahsetmişti. Ben şokla ona bakarken Dima ve babam birlikte eve girmişti. Her ne kadar onlara gözlerimi kısıp baksam da babam Dima'yı yolda gördüğünü ve poşetleri taşımasına yardımcı olduğunu söylemişti. Sonrasında, bu andavalın evde ne işi olduğunu sordum. Önce babamdan laf işitmiş, sonra da Çağan'ın artık bizimle kalacağı haberini almıştım.
Bu benim ölüm fermanım demek.
Azraille yağlı güreş?
Hayır yani, hiçbir yetkiye sahip değil ama en başta giyimime karışır. Sonrasında konuşup görüştüğüm kişilere ve daha nice ağır abi davranışları. Özürlü olduğu doğrudur.
Dima, odamın kapısını çalıp beni çağırdığında uzun süredir telefonumla bakıştığımı fark ettim. Arkamdaki kapıya doğru dönüp"Efendim?"diye seslendim.
"Sare ve annesi geldi. Belki gelmek istersin."Cümleyi duyduğum an cezamı görmezden gelip kapıyı açtım ve merdivenlerden aşağıya koştum. Dima'nın arkamdan"Kız, düşeceksin,"dediğini duydum. Salona geldiğimde kayınvalide ve sevgilimi gördüm. Anında dudaklarım iki yana kıvrıldı.
Salona giriş yapıp"Hoşgeldiniz,"dedim yüzümdeki gülümsemeyle. İkiside bir şeyler söylerken bakışlarım tek başına oturarak resim çizen Çağlar'a kaydı. Çağan onu konuşturmaya çalışıyordu. Çağlar ise kısa cevaplar vererek gitmesini ima ediyordu. Şu süreçte ben bile anlamıştım, Çağlar kolay kolay kimseyle konuşmaz. Hele Çağan ile? İmkânı yok.
"Çağancım...Rahat bıraksana çocuğu."Dişlerimi sıkarak söylemiştim Çağan'ın anlamasını umut ederek. Bana bakıp omuz silkti ve Çağlar'a bir şeyler söylemeye devam etti. Babamı görememiştim, belki de odasındaydı.
Sare'nin yanına oturup ona doğru eğildim.
"Sevgilim? Bana bize geleceğinizi söylemedin."Omuz silkip"Annem işte,"dedi."Akşam yemeğine kalacakmışız. Kadın kendisinden başka kimseyi düşünmüyor ki. Hayır yani insanların sabahı akşamı var, bu kadar düşüncesiz olunmaz."
"Bebeğim sen niye dert ettin ki? Onu annen düşünsün. Ayrıca ben rahatsız olmuyorum, Dima da aynı şekilde."Çağan ve Çağlar'a bakıp dişlerimi sıktım."Hem biz de senin kardeşini rahatsız ediyoruz."
Sare Çağlar'a dönüp kısıkça güldü."Boş versene, takılsınlar erkek erkeğe,"diyip bir şey düşünür gibi yaptı. Dudakları iki yana kıvrıldığında bana kısa bir bakış atıp Çağan'a baktı.
"Seni korkutan şahıs bu mu?"Dudaklarını birbirine bastırıp tekrar konuştu."Yakışıklıymış ha."
Kıskançlık yükleniyor...%95
"Öyle mi?"Dudaklarını birbirine bastırmaya devam ederek bana baktı ve ağır ağır kafasını salladı. Ayağa kalkıp birkaç saniye önce Selin ablanın yanına oturan Dima'ya bakıp"Biz Sare ile benim odamdayız,"dedim. Sare'ye dönüp"İşimiz var,"diye mırıldandım.
Çağan direkt"Ben de geleyim,"diyerek ayağa fırlasa da hem Dima'dan laf işitmiş, hem de benim ölmücül bakışlarıma maruz kalmıştı. Sare dudaklarını birbirine bastırmaya devam edip bakışlarını bir saniye olsun üzerimden çekmiyordu.
"Gelsene arkadaşım."Arkadaşım kelimesini bastırarak söylemem üzerine Sare ayağa kalkıp sessizce önümden ilerlemeye başladı. Ben de arkasından ilerledim.
Kendisini neyin beklediğinden hiç haberi yoktu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hetero musun? | Texting
أدب المراهقين*Yer yer argo kelimeler, yetişkin içerikli sahneler vardır. G×g kurgusudur rahatsız olanların okumaması rica edilir.* Sare: Sen beni anlamıyorsun herhâlde Sare: Heteroseksüelim, heteroyum! Sare: İstesemde sana aşık olamam Tanem: Anlıyorum da Tanem:...